Tarım politikalarından kaynaklanan sıkıntılar bir yana, iklim de vuruyor bu sene. Üreticinin en büyük derdi kuraklık. Son yılların en susuz kışını yaşıyoruz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün üç aylık kuraklık verilerine göre Orta Anadolu ve Marmara'da ciddi kuraklık yaşanıyor. Her gün "şu barajda doluluk seviyesi şu kadar düştü" haberi geliyor. Özellikle tarımsal sulamada kullanılan barajlardaki düşüş dramatik düzeyde.

Asıl sorun topraktaki nemin azalması. Şimdilik nem oranı "idare eder" düzeyde. Ama yağışların özellikle de kar yağışının olmaması, nemin azalmasına sebep olacak. İşte o zaman sıkıntı daha da büyüyecek. Kuraklık tahıl ekimi yapılan bölgelerde tohumları vurdu. Tohumlarda çimlenmenin gecikmesi, zayıflama söz konusu.

Öte yandan kuraklığın maliyetlere etkisi de çok büyük. Sulama için kullanılan enerjinin maliyeti her geçen gün artıyor. Ziraat odaları başkanları dua edip yağış beklediklerini, durumun vahim olduğunu dile getiriyorlar.

Diğer tarafta ekonomide yaşanan sorunlar nedeniyle şehirden köye göçlerinde önemli oranda arttığını daha önceki yazılarımızda dile getirmiştik. Ancak, Şehirden köye geçiş başlı başına bir proje, köydeki yaşam şartları çok zor. Kanalizasyon, ulaşım, telefon vs. Bunların göz önüne alınması da gerekiyor.

Kırsalda bir çiftlik projesini hayata geçirirken öncelik; iklim değişikliğinden kaynaklanan ve ileride kaynaklanabilecek sorunları dikkate almak. Yer seçerken gelecekte yaşanacak kuraklıktan ne kadar etkileneceğinizi planlamanız gerekiyor. Üstelik, üretim için sulu tarım mı yapacaksınız, susuz mu? Bu işle uğraşanların en önemli ve dikkat çeken önerisi sulu tarım. Kıraçla uğraşıp işi şansa bırakmaktansa sulu tarımla az çok gelir elde edileceğini söylüyorlar. "Küçük bir bahçem olsun, eve yetecek kadar ekip biçeyim" diyorsanız zaten sulu tarımı seçiyorsunuz. O zaman iklim kaynaklı değişikliklerin etkisinin nispeten az olduğu veya olacağı bölgelerde sulama imkanı olan bir noktada arazi seçerek işe başlamanız gerekiyor.

Artık tarımsal üretimde, toprağın, suyun, hava şartlarının, zararlı ve hastalıkların anlık takip edilebildiği, karar alma süreçlerinde ise yapay zekânın, insana göre daha az hatayla yönetimi sağlayabildiği üretim süreçlerine şahit oluyoruz. Zararlı yoğunluğuna ve iklim verilerine (sıcaklık ve nem) göre ekonomik zarar eşiğini de dikkate alarak ilaçlama zamanına karar veren ve ekranınıza gerekli bildirimleri gönderen, istediğiniz zaman aralığında yüksek çözünürlükte görüntüleri temin edebileceğiniz dijital istasyonlar ve uygulamalar mevcut.

Tarımsal üretim alanlarına yerleştirilen uydu bağlantılı cihazlar yardımıyla, bir bölgenin ürün desenini, pazar hacmini, lojistik optimizasyonunu  (problemi incelemek ya da çözmek) mobil cihazlardan görebilmek mümkün olabiliyor. Toprağa gömülen sırık şeklindeki aletlerden anlık olarak toprak altındaki ve üstündeki sıcaklığı, nemi takip edebilmek artık çok kolay.

Bu dijital tarımla ilgili durumları sizinle paylaşırken, aslında neler söylediğinizi duyar gibi oluyorum. Çünkü ülkemizde çiftçilik ve tarım ne yazık ki istediğimiz seviyelere bir türlü gelemedi. Ziraat fakültelerinden mezun olan mühendisler, aktif olarak kendi mesleki alanlarında çalışabilme olanaklarına sahip olamadılar. Çiftçilerimiz üretimlerinde istedikleri verimi almak için ilkel yollarla da olsa ilaçlama, gübreleme ve mazot sıkıntılarını dile getirirken, ürünlerinin kendilerinden ucuza alınıp pahalıya satılmasına kazan kaldırdılar. Tarımsal ürünlerde aracıların daha çok kazanması üretim yapan çiftçiyi her zaman tedirgin etti ve etmeye de devam ediyor.

Konya’da kuru tarım alanlarının çok olması ve üstelik ülkenin buğday ambarı olarak görülen topraklara son zamanlarda beklenen yağışların gelmemesi nedeniyle kuraklığa teslim olması sıkıntıları artırmaya devam ediyor. Eskilerin bir lafı var “ ekici ol da bilici olma” diye bu sözü tarımla ilgili kullanırlar. Çünkü ne zaman yağış olur bilinmez ve tahminler son zamanlarda gördüğünüz ve duyduğunuz gibi tutmayabiliyor.

Tarımsal kalkınma ve tarımsal alanlarda verimi artıran üretim planlamalarının yapılması gerektiğini hep tartışıyoruz. Üstelik dünya gıda krizi yaşarken bu konunun önemi daha iyi anlaşılmışken…

Bugün kuraklık çiftçinin gözünü korkutmuş, barajlardaki su seviyeleri azalırken büyük şehirlerde su sıkıntısının yaşanacağından dem vurulurken, yağmur duasına daha sık çıkılacak.