Dünyaya gözlerini açtığında gayet temiz ve saftır insanoğlu. Annesinin sevgisi ve sütüyle bağışıklık kazanır; büyüklerinin anlattığı destanlar, efsanelerle hazırlanır hayata. Doğru bir şekilde söyleyemediği kelimelerle ve henüz dengesini sağlayamayıp düşmesi ile kendisine şirinlik kazandırır. Dinledikleri ve okuduklarıyla şekillenir hayatı. İnsanın hayat yolunda kazanacakları, tarih içerisinde varlığı devam eden ulusunun sütü olan diliyle başlar ve yine diliyle biter. Kendimizi bilmemizi sağlayan mihenk taşıdır dil.

Herkes varlığının devam etmesini ister ve aynası olduğu milletini, dinini, kültürünü biraz daha büyük coğrafyalarda yaşayacak ve yaşatacaktır. Bunun için en büyük gereklilik iletişim olmalıdır.

Saygı görmemiz için dilimizi en doğru şekilde ifade etmemiz lazımdı. Mücadelemiz gündemde kalmak ve medyayla dilimizi çok daha büyük bir şekilde dünyaya sunmaktı. Bu mücadelenin sonucu ise sosyal paylaşım siteleri oldu.

Dil, eğlence amaçlı kullanılan internetin içerisinde kullanılmaya başlandı. İnsanlar bir birleri ile koyu sohbetlere girdikçe internet daha eğlenceli hale geldi. Daha fazlası lazımdı, daha hızlı olmak. İşte bir sosyal medyanın zamanını harcadığı bu bataklığı daha kolay hale getirmek maksadıyla sosyal medyanın kullanıcıları ünsüz kelimelerle oluşan telefon mesajlarını buldu ve bunlar sosyal medyaya taşındı. Gülen bir yüz yapmaya üşenmeyen kişiler, altı harfli kelimelere uzun diyerek kısalttı ve anlamlarını kaybeden kelimeler ile anlamsız insanlar ortaya çıktı. İnsan, milletin aynası, milletin temeli de dil değil miydi?

Dil, kültür ile ayrılamaz, hatta ayrılmaması gereken bir parçadır. Fakat bizler farklı kültürlerin ilk olarak dilini öğrenmekte ve kendi dilimizden daha ön planda tutmaktayız. Kültürümüzü ise hep savunduğumuzu ve koruduğumuzu söyleriz.

Aslında sosyal medya insanların kullanımları yönünde insanlığı ileri seviyelere taşıyabilecek güçlü bir unsurdur. Bugün insanların bilgilere ulaşmasında, unutulan dostluklarını tazelemede ve benzeri insanı ve toplumu daha iyi bir şekilde geliştirebilecek bir unsur olmasına rağmen insanlık sadece kendi çıkarları doğrultusunda, daha da doğrusu özentilikleriyle bunları kullanmaktadır.

Toplumların benliklerini bozmak için kullanılabilecek en güçlü yollardan birisini bugün insanlık kendisi icra etmektedir. Oysa insanoğlu en son dilini kaybetmeli, çünkü herhangi birisiyle bir iletişimi kalmamış olan insanlar toplumsuz yani bir noktada kimliksiz kalmış olurlar. Kendilerine has bir kültürü yaşatamazlar.

İnsanların kendilerine olan güvenlerini tazeleyebilmeleri, kendisini daha iyi ve güvende hissedebilmeleri, sosyal hayatlarına yeni insanlar ekleyebilmeleri gibi yukarda da belirttiğim faktörlerin birçoğunu kaybetmeleri pahasına popüler kültürün içerisinde kendilerini yalnızlaştırmamalılardır. Konfüçyüs’e göre bir ulusun sonu kesin bir şekilde dilinin bozulmasıyla olur.

Sosyal medya, dilin güzel ve anlaşılır bir şekilde nitelikli sunumudur, ancak bugünkü sosyal ağ yoluyla yayılan paylaşım sitelerinin medyayla alakası yoktur.

Dilimizİ korumak, kültürümüzü korumaktır. Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak istiyorsak ilk görevimiz dili doğru kullanmayı amaç edinmektir.