Eğitimci-Öykü yazarı Abdullah Harmancı, Konya’ya, eski ramazanlara ve çağın sorunlarını ele alan önemli noktaları anlattı. Özellikle günümüz dünyasıyla ilgili birkaç konuda dikkate değer açıklamalarda bulunan Harmancı, sosyal medya kullanımı konusunda Müslümanların bu alanda olması gerektiğini fakat dikkatli kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Başarı için neler yapılması gerektiği ve sivil toplum hayatına dair ve çağın sorunlarını değerlendiren Harmancı, “Yeniden din referanslı bir hayat kurulmalıdır. Bunun yolu da Kuran ve sünnettir ifadelerini kullandı. 

Çocukluğunuz nerede geçti? Çocukluğunuzun geçtiği semtten ya da köyden biraz bahsedebilir misiniz?

Babam öğretmendi. Bu sebeple çocukluğum belli bir yerde geçmedi. Konya, Sivas, Kıbrıs, Karaman, Sarayönü… gibi şehir veya ilçelerde geçti. Elbette en belirgin şehir Konya’dır. Buralarda da daha çok kendi evimiz değil dedelerimizin evleri. Baya baya bir göçmen hayatı yaşadık. Konya’nın Şeker mahallesinde veya Nalçacı caddesinde çocukluğumun gizli olduğunu söyleyebilirim. Oralardan geçerken içim sızlar. Hâlâ sızlar. 

Eski Konya hakkında neler söylemek istersiniz? Değişen¸ mekânlar mı¸ yoksa bizler miyiz?

Henüz yayınlanmadı. Şeker diye bir kitap yazdık ağabeyim Mehmet Harmancı ile. Şeker mahallesi artık neredeyse tamamen ortadan kalktı. Yani çocukluğumuzun Şeker’i yok artık. Biz o Şeker’i çok iyi biliriz. Çoğunluğunu Derbentlilerin oluşturduğu bir Şeker’di. Bahçeli, tek katlı evler. Çarpık bir kentleşme idi elbette ama “mahalle” gene “mahalle” idi. Sokaklarda kadınlar oturur sohbet ederlerdi. Şeker üzerinden Konya’nın dönüşümünü bizzat temaşa ettim sanırım. Mekânlar değiştikçe biz, biz değiştikçe mekânlar değişiyor. Biz mekânları değiştiriyoruz, mekânlar bizi değiştiriyor. 

Konya sizin için ne ifade ediyor?  

Vatanım. Değerleriyle bana çok şey kattı. Ama zaman zaman terk etmeyi düşündüm. Başaramadım. 

Mesleğinizi bilinçli mi seçtiniz yoksa bir yakınınızın etkisi mi oldu?

Mesleğim, baba mesleğidir. Babam edebiyat öğretmeniydi. Onu örnek aldım. Severek “iş”lendim. İşimle ilgili hiç pişmanlık taşımıyorum. Ama akademisyenliğin kendine göre zorlukları var. 

Biraz da eski Ramazanlardan bahsedebilir misiniz? Çocukluğunuzda Konya’da Ramazan ayı nasıl geçerdi?

Şimdikinden farklı olarak akrabalar arası davetlerin daha sık yapıldığını hatırlıyorum. Esasında 30 senede fazla bir değişim olmadı. Akrabalar arası iletişim biraz daha gevşemiş olabilir. Bunun da Ramazan’a olumsuz etkisi olmuştur mutlaka… Bizim çocukluğumuz geleneksel hayatın bütün kodlarıyla bizi sarıp sarmaladığı bir dönem değildi doğal olarak… Bu sebeple o günden bugüne çok fazla bir şeyler kaybolmadı çünkü zaten yoktu…

Günümüzde de Ramazan kendine has güzellikleriyle geçiyor. Konya’nın Ramazan günleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Konya, Türkiye’nin daha yavaş ve geç çözülen bir şehri. Ama çözülüyor sonuçta. Diğer şehirler kadar hızlı olmasa da. Mesela çocukluğumuzun Ramazanlarında bu kadar çok lokanta açık olmazdı. Bu kadar çok oruç yiyen insana rastlanmazdı. Öbür taraftan teravihlere ciddiyetle devam edilmesi, iftar saatinde şehirdeki sessizlik, bunlar hâlâ Konya’dan umut edebileceğimizi gösteriyor.  

Günümüz Konya’sında sizi en çok etkileyen ve ‘Burada kendimi çok huzurlu hissediyorum’ diyebileceğiniz semt¸ mahalle¸ sokak ya da mekân neresidir?

Meram eski yolda iğde ağaçlarıyla kaplı bir alan var. Belki bir kilometre boyunca devam eden iğde ağaçları… Bir de Üçler Mezarlığı… Annem Üçler’de yatıyor. Üçler’de evimde gibiyim. 

İmkânınız olsa¸ size öyle bir yetki verilse Konya’ya nasıl bir hizmet yapardınız?

Konya’nın birkaç eski binası ve tarihî camileri dışında kalan binaları yıkardım!!!

Hatıralar hakkında düşünceniz nedir? Siz de hatıralarınızı yazıyor musunuz ya da yazmayı düşünüyor musunuz?

Öyküler yazdım. Yazıyorum. Çok sayıda söyleşi yapıldı benimle. Buralarda epeyce anlattım anılarımı. Bu sebeple günün birinde anılarımı yazar mıyım, biraz tereddütlüyüm. Değer mi, değmez mi, bir de o var. 

Konya değil de bir başka şehirde yaşasaydınız hangi şehri tercih ederdiniz?

Ben İstanbul’u çok seviyorum. Ankara da olabilirdi. Arkadaşlarımın aksine ben Ankara’yı da seviyorum. Tetkik edilmesi uzun sürecek bir durum şudur ki, Türkiye İslamcılarında ciddi bir Ankara antipatisi var. Hemen akla gelebilecek sebepler olduğu gibi, tahmin edemeyeceğimiz sebepler de olabilir. Neyse. İstanbul her gittiğimde beni daha çok etkiliyor. Çeyrek asırdır sayısız kez İstanbul’a gittim. Her gidişimde çok daha fazla bağlandım. Son gidişlerimde tamamen teslim oldum İstanbul’a.   

Sizce başarının sırrı nedir? Bu konuda gençlere neler tavsiye edersiniz?

Başarı Allah’tandır. Çalışmak bizdendir. Zihnimizi Kur’an şekillendirmediği için kendimizi bazen “müstağni” kılıyoruz. Bu en büyük hatadır. Kul müstağni olamaz. Kendini yeterli göremez. Başarısını kendinden bilemez. Zira başarısı Allah’tan borç aldığı nefesle, enerjiyle, Allah’tan borç aldığı güçle olur. Biz emek veririz. Ama sonuç Allah’tandır. Gençlerin Kuran okumadıklarını görüyorum. Okuyanlar ise “Bu sene iki kere hatim indim…” diyorlar. Hatim inmek güzel de, anlamı üzerine düşünmek nerde? Tefekkür nerde? Teakkul nerde? Tedebbür nerde? Bu kavramlar üzerinde düşünenler nerede? 

Sosyal medya hesabınız var mı? Sosyal medya hakkında görüşleriniz nelerdir?

Müslümanlar sosyal medyada olmalı. Fakat vakarlarıyla olmalılar. Sosyal medya bizi meşgul ediyor. Meşgul ederek işgal ediyor. Ama hepten sosyal medyayı terk edemeyiz. Müslümanlar bu alanı boş bırakamaz.  

Çağımızın en önemli meselesi sizce nedir?

“Modern hayat”, Allahsız hayat demektir. “Toplum”, referansları Allah olmayan topluluk demektir. “Birey”, kendini var ederken Allah’ı referans almayan kişi demektir. Çağımızın sorunlarının temelinde Modern Batı’nın kendini oluşturma refleksleri yatar. Kavramlarımız bizim değil. Kelimelerimiz bizim değil. Sözlerimiz bizim değil. Yeniden din referanslı bir hayat kurulmalıdır. Bunun yolu da Kuran ve sünnettir.  

Şu anda üzerinde çalıştığınız bir proje var mı? Yayımlayacağınız bir kitap¸ yeni bir yatırım ya da yeni bir sosyal proje…

Yazdığım öyküler kitaba doğru evriliyor. 

Yazdığım denemeler kitaba doğru evriliyor.

Yazdığım eleştiriler de aynı şekilde kitaba doğru evriliyor.

Hepsi bu kadar.

Sivil toplum kuruluşları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? 

“Sivil” değiliz. “Sivil” olamıyoruz. Kendimiz olamıyoruz. Buna rağmen bu sahada büyük hizmetler var. Konya’da sivil toplum örgütleri iyi işler yapıyor. Hayra, güzele çağırıyorlar insanları. Ama sanki bir tıkanıklık başladı. Kısır döngüye girildi. Konular ve konuklar yenilenmeli. Sanki biraz sıkıştık. Meselelerimizi yenilememiz gerek.

Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum.  

Ben teşekkür ederim Ahmet bey. 

ABDULLAH HARMANCI KİMDİR?

1974 Konya doğumlu. 

Eğitimine 1980’de Kıbrıs’ta başladı. 

1996’da Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. 

Aynı üniversitede “Selim İleri’nin Edebi Kişiliği ve Öykücülüğü” adlı teziyle yüksek lisansını (2006), “Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Öyküleri ve Öykücülüğü” adlı teziyle doktorasını (2010) tamamladı. 

2011 yılında Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde Yeni Türk Edebiyatı anabilim dalı öğretim üyesi olarak görev aldı. 

2013 yılında ise Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’ne atandı. Yazının Yükü / Nuri Pakdil’in Edebiyat Dergisi Üzerine Bir İnceleme (2015) başlıklı çalışmasıyla doçent unvanını aldı. Halen aynı üniversitede çalışmaktadır. 

İlk öyküsü 1995’te Dergâh’ta çıktı. 

Öyküleri ve öykü yazıları, Dergâh, Hece Öykü, Hece, İtibar, Mahalle Mektebi, Nihayet Dergi, Post Öykü, Temmuz, Karabatak gibi çeşitli dergilerde yayımlandı.

2007 yılında neşredilen Yerlere Göklere adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın öykücüsü seçildi. 

Eserleri: 

Muhteris (öykü, 2002), 

Ertesi Dünya (öykü, 2003), 

Yerlere Göklere (öykü, 2007), 

Seni Ne İhtiyarlattı? (öykü, 2011), 

Kurmacanın Büyülü Sureti (eleştiri, 2013), 

Yazının Yükü (inceleme, 2015), 

Melek Kayıtları (öykü, 2016), 

Yirmi Sekiz (Mehmet Kahraman’la birlikte, 28 Şubat öyküleri antolojisi, 2017)

AHMET KUŞ

Editör: TE Bilişim