Şehirliler ruha karşı haydutken, köylü marifet yoksunu şaşkından başka kim olabilir. Bu şeytanın sesini duyunca aklını kullanmadan harekete geçenin cezasıdır. Pişmanlık tüm yüreği kaplayınca itirafta bulunmanın yararı yoktur.

Şehirli elinde okla yay, bütün gece köşe bucak kurt aradı durdu. Kurt onu alevler gibi kuşatmışken kurtta habersiz kurt arıyordu. Her sivrisinek ve pire birer kurt kesilmiş, o viranede onları yaralayıp duruyordu.

Düşman kurdun, saldırma korkusundan sivrisinek kovalamaya da fırsat yoktu. Kurt gelip de zarar vermesin sakın. Yoksa köylü şehirlinin sakalını yolar.

Gece yarısına kadar böyle diş sıka sıka canları gırtlağa kadar gelmişti. Bir tepenin üstünde ansızın azgın bir kurt sülieti belirdi. Şehirli oku yaydan fırlattı ve hayvan vurularak aşağıya düştü. Hayvan düşünce bir yel çıktı. Köylü bağırıp çağırarak ellerini birbirine vurdu.

Köylü: "Bre namert, o benim eşeğimin sıpası." dedi.

Şehirliyse;" Hayır. Bu şeytan gibi bir kurt" dedi. 

Onda kurt görünüşü var.  Onun yapısı kurt olduğunun ifadesidir.

Köylü; "Hayır, onun arkasından çıkan yeli, suyla şarabın farkını bilir gibi bilirsin. Bahçenin içinde sıpamı öldürdün. Asla darlıktan feraha ermeyesin!"dedi.

Şehirli dedi: "İyice dikkat et. Gece vaktidir. Geceleyin varlıklar açıkça görülmez."

Gece çok şeyi yanlış ve değişik gösterir. Geceleyin kimse doğru göremez.

Hem gece hem bulut hem de sağnak yağmur. Bu üç karanlık yanlışlığı büyütür.

Köylü; "Bu benim için aydınlık gün gibidir. Biliyorum, bu sıpamın yellenişidir. Yolcunun eşyasını tanıdığı gibi ben de yirmi yel arasından onun yelini bilirim." dedi. 

Şehirli dayanamayıp fırlayıp geldi ve köylünün yakasına yapıştı "Behey aptal haydut, oyun mu oynuyorsun? Bengü ile afyonu birlikte mi içtiniz? Üç karanlıkta eşeğin yelini tanırsın da beni nasıl tanımazsın a, şaşkın? Gece yarısı danayı tanıyan, on yıllık arkadaşını nasıl tanımaz? Kendini haberdar ve arif gibi gösterip insanlığı ayaklar altına alıyorsun. Diyorsun ki kendimin bile bilincinde değilim. Kalbimde Allah'tan başkasına yer yok. Dün ne yedim, onu bile hatırlamıyorum. Bu yürek ancak hayretteyken mutludur. Akıllıyım ve Hak delisiyim. Böylece kendimden geçmişi mazur gör."dedi.

Murdar, şarap içen kimseyi şeriat mazeretliler arasına dâhil eder. Sarhoşun boşama ve alışverişi geçersizdir. Bir çocuk gibi yükümlülükten uzaktır. 

Eşsiz ve benzersiz Şah'ın korkusundan gelen sarhoşluğu yüz küp şarap bile sağlayamaz. Öyleyse ona yükümlülük nasıl reva olur? At yıkılmış, elsiz ayaksız kalmıştır.

Eşek sıpasına dünyada kim yük yükler? Kim şeytana fetva dersi verir? Topallık söz konusu olunca yükü alırlar. Hak eder ki: "Köre bir beis yoktur."

Kendime körüm, Hak yönünden gözüm açık. Bu durumda azdan da çoktan da muafım. Dervişlikten ve kendini yitirişten dem vuruyor, ilahi sarhoşluk yaygarası koparıyorsun. Göğü yerden ayıramam. İşte seni, Allah'ın gayreti böyle sınadı. Sıpanın yeli seni böyle rezil edip benliğinin yok olmadığını kanıtladı.

Hak yan çizen böyle rezil eder ve tuzak(yükümlülük)tan kaçanı böyle yakalar. Ben saraya yaver oldum diyene yüz binlerce sınav vardır babalık! Halkın geneli sınama yoluyla onu tanımasa da Hak yolunda pişenler, onun izini ararlar.

Alçağın birisi terzilik iddiasında bulununca padişah onun önüne bir kumaş atar."Bundan bol bir cübbe biç." der. Böylece sınama sonucu rezil olup çıkar. Kötülerin sınanması olmasaydı, bütün kadınsılar savaşta Rüstem olup çıkardı.

Kadınsı birinin zırh giyindiğini var say. Böylesi bir yara görse esir gibi olur.

Hak sarhoşu yellenmenin nasıl farkında olur? Hak sarhoşu, sur üflense kendine gelmez.

Hak şarabı gerçektir, değildir yalan. İçtiğin ayrandır, ayran, ayran! Kendini Cüneyd ve Bâyezid gösterip, git diyorsun anahtarı baltadan ayır edecek halde değilim.

"A, hilebaz, kötülük, tembellik ve ihtirası dalavereyle nasıl gizleyebiliyorsun? Buna ancak senden daha eşek olan inanır da kendini senin için kör ve sağır kılar. Kendini Hallac gösterip dostların din pamuğunu ateşe verirsin. Bir yandan Ömer'le Ebu Leheb'i ayırt edemem dereken, öte yanda gece yarısı "sıpamın yelini bilirim." dersin.

Hak yolunun yolcularından sayma kendini. Sen sapıkların yoldaşısın. Hileden kanatlan da akla doğru koş. Sanal kanat göğe nasıl uçacak?

Kendini Hak aşığı gösterirsin; ama kara şeytanla oynaşırsın. Kıyamette âşıkla sevgiliyi çifter çifter bağlayıp hemen huzura getiriler. Kendini ne diye şaşkın ve sarhoş gösterirsin? Üzüm şarabı ne ki, sen kanımızı içtin.

Velilerin yakınlığı yüz türlü Velilerin yakınlığının yüz türlü keramet ve büyük iş doğurduğunu görmez misin?

Muhabir: TE Bilişim