amlı Baykuş değilim…
Ya da felaket tellallığına soyunmam…
Goygoyculuk benim karakterime ters…
‘İki maç kötü gitti’ diye yüreğimdeki hatırı, elimdeki satıra dönüştürmem…
İsimleri önemli değil, “sana gün doğdu, eline satırı al” diyenlere cevaptır yukarıdaki yazdıklarım…
“Bu kulübün başkanından hazzetmiyorum” demek, “Konyaspor’u sevmiyorum” anlamına gelmez…
55 yıldır bu kulüple iyi günde de, kötü günde de birlikte yol yürümüşüz…
Hem de zerre menfaatsız…
Dolayısıyla, dün göklere çıkardığınız kulübü, hocasını, başkanını iki maç kaybetti diye gömerseniz, bu da olmaz…
Sabretmek lazım…
Özellikle Hoca konusunda…
Konyaspor’un sorunları var mı?
Var…
Ama çözümleri de var…
Tabii ki, çözebilirlerse!
Neyse.
xxx
Konyaspor’un Vaduz maçını izlemedim…
Arkadaşlardan edindiğim bilgilere göre, maçı kulübe vermiş…
Yani, İlhan Hoca…
Olabilir…
Bir kısım taraftar da, faturayı hem bozuk zemine, hem de İlhan Hocaya çıkarmış…
Çünkü, bizim Sedirler’in nüfusundan az bir ülkenin takımına elenmişsin!
Eleştiri doğaldır…
Eyvallah…
Ancak, zemin konusuna çok katılmıyorum, aynı zeminde Vatuz takımı da oynadı ve 4 gol attı…
“Zemin iyiydi” demiyorum, aksine kötünün de kötüsüydü…
Zeminin etkileyip etkilemediğini bilemem, ama bizimkiler hem kötü kadro kurarak, hem de kötü oynayarak Avrupa’ya veda ettiler…
Allah var ya, deplasmandaki 1-1’den sonra, ‘gruplara kalırız’ gibi bir rahatlık bende de vardı…
Ama, futbol bu…
Büyük konuşmamak lazım…
En azından rakibe saygı duymak lazım…
Biz duymadık, duymadığımız gibi de küçümsedik…
Şunu söylemekte yarar var; tarihi bir fırsatı İlhan Hocanın ve oyuncuların kötü günlerinde olmaları sebebiyle kaçırdık…
“sağlık olsun” dememek lazım!
xxx
BAŞAKŞEHİR MAÇI
Ankaragücü ve Vaduz maçlarına bakıldığı zaman, moral ve kadro olarak Konyaspor’dan üstün olan Başakşehir ile oynamak, ateşle oynamak gibi bir şeydi…
Ligin ilk maçında Kasımpaşa’yı 4-0 yenerek büyük sükse yapan Başakşehir, ofansif gücüyle de, hemen hemen bütün rakiplerine gözdağı verdi…
İki takımın kadrosuna bakıldığı zaman, konuk takım, hem yerlisi, hem de yabancısıyla Konyaspor’dan bir iki adım öndeydi…
Dolayısıyla maçın ilk 15 dakikası Başakşehir’in kontrolünde geçti…
Temsilcimiz de bu dakikalarda seyrek de olsa sol kenardan Zymer ile rakip kalede tehditler oluşturdu, ama burada beceri noksanlığı bir kez daha karşımıza çıktı…
‘Mihalak bu yarıda hiç etkili olamadı’ dersek, yalan olmaz…
Dolayısıyla da ilk 45 iki etkisiz oyuncusu Muhammet ve Michalak, 60’da kenara alındı…
İlhan Hocanın Cikilashi ve Hamilton hamlesi isabetli hamlelerdi…
Ama, Rahmanoviç’e de çok sabır gösterdi…
Onu da belirtmekte yarar var…
Şu da olabilir; kulübedekilere güvenmemiş de olabilir!
İkinci yarının yazılabilecek tek bir pozisyonu var, o da 87’de Rahmanoviç’le öyle bir şans yakaladık ki, akıllara zarar, ama yararlanamadık…
Tatsız, tussuz ve golsüz bir maç oldu…
Konyaspor için şunu yazmak lazım;  bu takıma taraftarın seveceği, agresif, mücadele gücü yüksek ve ısırgan bir oyuncu lazım…
Bir lider lazım…
Ben takımda bu eksiği gördüm…
Kaybetmeye tahammülü olmayan, sahanın her bölgesinde görebileceğimiz ve takımı ateşleyecek bir oyuncu elzem bu takıma…
Bu orta saha da olabilir, forvet olabilir, ama mutlaka olmalı…
Özetlersem; Konyaspor kötü de değil, ama iyi de değil.