İnsanlık var olduğu sürece beslenmenin temelini oluşturan tarım ve tarımsal ürünlerde de varlığını sürdürecektir.
Dünya genelinde ve ülkemizde toplumların beslenmesi için hayati bir sektör olduğu kadarda, stratejik öneme sahiptir.
Özellikle dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgınıyla önemi de gün geçtikçe daha fazla artmaktadır.
Ülkemizde de 80 milyonu aşan nüfusumuzun beslenme ihtiyacını karşılayarak, gelecek nesillerin devamının sağlanması açısından da çok önemli bir konumdadır.
Diğer taraftan ekonomiye ve istihdama da büyük katkı sağlaması açısından da vazgeçilmeyecek bir sektör konumundadır.
Halen süren salgından dolayı da sağlıklı kalmamızı sağlayacak besinlerin temini noktasında da tarımın sürekliliğinin sağlanması hayati bir öneme sahiptir.
Bütün bu unsurlardan dolayı da tarım ve tarımsal üretim her yönüyle desteklenerek, çiftçimize ve sektöre sahip çıkılarak ayakta kalması sağlanmalıdır.
Geçen hafta Merkez Meram Ziraat Odasında; Merkez Meram, Karatay, Selçuklu, Altınekin ve Cihanbeyli Ziraat Odası başkanları birlikte, tarımın ve çiftçilerin sorunları dile getirmek için bir basın toplantısı düzenledi.
Bu toplantıda çiftçilerin yaşadığı sorunları dile getirerek; her şeye rağmen çiftçilerin üretmeye devam ettiği vurgulandı.
Ziraat Odaları adına sorunları anlatan Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, “Malumunuz 2020 üretim yılı pandemi gölgesinde geçti ve çiftçimiz açısından zor bir sınav oldu. Bu süreçte diğer sektörlere sağlanan desteklerden mahrum olmasına rağmen, pandemiyle mücadelede ülke insanına yeterli gıdayı sağlayarak çiftçimiz bu sınavı başarıyla geçti. Pandemi kurallarının getirdiği bütün zorluklara rağmen çiftçimiz üretimi hiç aksatmadan sahada kaldı.”
Başkan Yağız, sorunlar yaşayan çiftçinin tarımsal ürünleri üretmeye devam ettiğine, pandemi sürecinde sektörlere verilen desteklerden çiftçinin mahrum edilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Geçen yılı sorunlarla kapatan çiftçiler, 2021 yılının tarım sezonunda yeterince yağmur yağmamasıyla kuraklıkla karşı karşıya kalmıştır.
Kuraklığın devam etmesiyle yeraltı ve yerüstü suların olumsuz etkileneceğinden tarımda suya çok ihtiyaç olacağı görünüyor.
Bundan dolayı da suya çok ihtiyaç duyulan ürünlerden çiftçinin uzaklaşacağı bir dönem yaşanabilir.
Çiftçinin suya olan ihtiyacının giderilmesi içinde su ile ilgili tüm yatırımlar öne alınmalıdır.
Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın su sorunun çözümü noktasında 150 adet yeraltı barajının 2023 yılına kadar tamamlanacağını müjdesini vermesi iyi bir gelişmedir.
Cumhurbaşkanına ve hükümete teşekkür eden Ziraat Odaları başkanları Baraj ve gölet havzalar arası su transferi, sulama sistemleri, yatırımları sulama ile ilgili destekler gibi konuların öne alınarak, yaşanabilecek tarımsal kuraklığın etkilerinin en aza indirilmesini talep ettiler.
Bir taraftan hazine arazileri üretime kazandırılırken, diğer taraftan çiftçilerin kendi toprakları bankalara ve tarım kredi kooperatifine olan borçları yüzünden haciz ediliyor.
Çiftçilerin öteden beri devam eden kredi borçlarında kapsamlı bir yapılandırmaya gidilerek, borç yükünden kurtarılmalıdır.
Kapsamlı bir üretim planlaması yapılarak, arz talep dengesinde maksimum oranda sağlanmalıdır.
Gelinen noktada Tarım Sektörü pandemi sürecinde tarımsal üretimini ve ihracatı sürdürerek, istihdam sağlayarak ekonomiye önemli katkıda bulunmuştur.
Günümüzde halen süren salgınla birlikte, her ülke kendi gıda ihtiyacını karşımaya yöneldi.
Artık Gıda Güvencesinin sağlanması yönünde, orta ve uzun vadeli tarım politikalarının ne kadar elzem olduğu güçlü bir şekilde bir kez daha anlaşıldı.
Yazımın başlığından da anlaşıldığı gibi, Korona’nın aşısı bulunur ama tedbir alınmazsa, gıdanın aşısı bulunmaz.
Aşı bellidir. Geç kalmadan tarım sektörüyle çiftçilerin sorunları biran önce çözüme kavuşturulmalıdır.
Yaşamaya devam ettiğimiz salgında sağlıklı kalabilmemiz için beslenmemiz gerekliyse, bu besinleri üreten çiftçiye de, tarıma da sahip çıkılmalıdır.
Ne derseniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?