smi önemli değil… 
İster Aleksandar Stanojeviç olsun, ister Jorge Jesus olsun, farketmez…
Yeni teknik direktör kim olursa olsun yapması gereken ilk şeylerden biri şu olmalı; formsuzlukları veya herhangi nedenler ile bir türlü beklenen seviyede olmayan Erhan Erentürk, Yasir Subaşı, Uğurcan Yazgılı, Kahraman Demirtaş, Oğulcan Ülgün, Cebrail Karayel, Uche İkpeazu, Bruna Paz, Paviçiç, Muriç, Soner Dikmen, Mhalak, Hamilton gibi oyuncuları  kendi standartlarına çıkarmak…
Sırp Hocanın da, Konyaspor’un da  düzlüğe çıkacağı öncelikli yol bu olmalı… 
Birilerinin dediği ya da istediği gibi bavullarını eline verip göndermek işin kolay tarafı, ama doğru tarafı değil…
Hele hele transfer yapmanın zor olduğu bu ekonomik şartlarda, oyuncuları kaybetmek değil, kazanmak marifet… 
Kiloları ne olursa olsun…
Hatta  bu ligin topçusu olmayan Uche’den bile ne kadar verim alınabilirse alınsın, bir kazançtır!
Bu kadar yetenekli oyuncuyu bir araya getirme işi de maharet ister!
Öyle değil mi?
xxx 
Yukarıdaki satırları okuyunca, mutlaka içinizden “hayırdır Recep Çınar” diyenleriniz olmuştur…
Ben de  olsam “bu yazdıklarına inanıyor musun?” diye sorardım, kendime doğal olarak…
Ve bir şey daha derdim…
“Bizimle dalga mı geçiyorsun” diye de efelenirdim…
Tabii ki haklı olarak…
Dalga geçiyorum, ne sandınız!
Şaka bir tarafa, isimlerini saydıklarım kadar saymadıklarımın da kapasiteleri bu kadar…
Arkalarına motor taksan, taş çatlasa bir tık daha üzerine koyamazlar, mevcut kapasitelerinin ya da yeteneklerinin…
İşte bütün bunları seyreden, getiren, tavsiye eden, imza attıran ve bunlara deve yüküyle para veren her kimse, bilsin ki Konyaspor kendileri için “amaç” değil “araç”tır…
İstanbulspor yenilgisi neyi anlatıyor sizce?
Xxx
İSTANBULSPOR MAÇI
İstanbulspor’un pozisyonu belli…
Bu ligin misafiri…
Gerçekten çok yetersizler…
Puantajdaki yerleri hiç şaşırtıcı değil…
Kazandıkları bu üç puana rağmen, ligin uzak ara en kötüsü Fatih Tekke’nin takımı…
Yukarıda da belirttiğim gibi, ligde kalabilmeleri için şapkadan tavşan mı çıkarırlar bilemem ama, İstanbulluları ancak bir mucize bu ligde tutabilir… 
Konyaspor gibi takımları yenerlerse, neden olmasın!
Savunma ağırlıklı bir futbol aklıyla yayıldılar sahaya sarı-siyahlılar…
Ara sıra kontralarla da Konyaspor kalesinde tehlikeli pozisyonlar bulmadı değiller…
Özellikle 42’de Eze’nin kaçırdığı pozisyondan sonra “oh” çektik…
Konyaspor’un ise kanatları kırık…
En kötü Zymer bile ilk 45’te en az 7-8 orta, bir o kadar da şut atabilirdi kaleye…
Ya da Mame Diof’u topla buluşturabilirdi…
Mhalak’ın ismini 90 artı 7’de duydum, o da sarı kart gördüğü pozisyonda…
Temsilcimiz bu yarıda bir hareketli, iki de duran toptan pozisyon buldu, ama değerlendiremedi…
Şunu gördüm; oyuncular mental olarak bitik durumdalar…
Hem birbirlerine, hem de futbola uzak bu oyuncu topluluğunu bir araya getirenlere helal olsun!
Gerçek söylüyorum…
Maçla ilgili söylenecek çok fazla bir şey yok…
Ancak şunu söyleyebilirim; tahtaya ismi ilk yazılanla, ikinci yarıda oyuna girenlerle, çıkanların çok farklı olmadığı bir maç izledik…
Eğriye eğri, doğruya doğru, hak eden kazandı…
Konyaspor’daki kırılma bu maçla sınırlı değil, kırılma öncesinde başladı, meseleye de öyle bakmak lazım…
Ve en kötüsü de, Konyaspor’un iyice sıradan bir takıma dönüşmesi…
İşte bunu kabul etmek mümkün değil…
Herkes şunu çok iyi bilsin ki, bu takımın beyni Amir Hadziahmetoviç’miş…
Bir Amirli Konyaspor’u gözünüzün önüne getirin, bir de Amir’siz Konyaspor’u… 
Onun oynadığı maçlarda, rakipleri teslim alan ve kazanan bir Konyaspor’dan, teslim olan ve kaybeden Konyaspor’a evrildik!
Bu söylediklerime itirazı olan var mı?
Yazık, hem de çok yazık…
Buna hiç kimsenin hakkı olmamalı…
Özellikle de bu kulübe inanılmaz desteklerde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bu zulmü hak etmiyorlar.