İnsan, yaşadığı çevreye alışır. Çevresinde olup bitenlere karşı algıları bir süre sonra kapanır. Gözünün içine girercesine olan aksaklıklar ve eksiklikleri görür ama hissedemez.

Algıları tamamen kapanmıştır. O şeyin o şekilde doğru olduğuna inanır...

Ancak farklı bir göz, şehre dışarıdan bakmayı becerebilen ya da yabancı bir göz, bizim içinde olduğumuz için normal sandığımız ve fark edemediğimiz eksiklikleri görür ve yüzümüze vurur.

Ancak ondan sonra aklımız başımıza gelir. 'Evet' deriz, doğru söylüyor. Bu baktığımız şey aslında görmek istediğimiz şey değildir. Ama alıcılarımız beynimize o kadar işlemiştir ki, baktığımız şeyde olanı değil, olması gerekeni görürüz.

Konya'ya dışarıdan gelmiş, yabancı bir gözün şehre ilişkin gözlemlerini bu yazımda sizlere aktarmak ve şayet benim gibi baktığıyla gördüğü bir olmayan ve görmek istediğini gördüğünü sanan idarecilerimize de aslolanı göstermek istedim.

KOYUNCU PETROL ÖNÜ, TEZ KONUSU OLUR!

Hemen hemen her Konyalı araçla veya yaya olarak Beyşehir Caddesi, İstanbul Yolu ve Ankarayolu'nu birbirine ulayan, bir tarafında sanayilerin, diğer tarafında yerleşim yerlerinin bulunduğu, bu nedenle de hem araç trafiği açısından, hem de yaya trafiği açısından azami yoğunluğun yaşandığı yolu kullanmıştır.

Hemen yanı başında da AK Parti Konya İl Teşkilat Binası bulunan yoldan bahsediyorum. Altında akşamları köftecilerin köfte sattığı köprü yok mu, işte oradan...

Özellikle sabah ve akşam saatlerinde araç sürücüleri nereden gelip, nereye gideceklerini şaşırıyor. Abartmıyorum, 6-7 farklı güzergahtan gelen araçlar, tam da bu köprü ile Koyuncu Petrol'ün arasındaki yolda kafa kafaya geliyor. Sürücüler dikkati en üst seviyede tutmasa, ciddi kazalar meydana gelecek. Ki, zamanla maddi hasarlı kazalar da meydana geliyor.

Hadi araçları geçtim, yayalar için de büyük problem. Tam bu keşmekeşliğin orta yerinden tramvay geçiyor. Tramvayın burada da bir durağı var. Sanayi durağı... Yolcular buradan indikten sonra nereden ne zaman çıkacağı belli olmayan araçların altında kalmamak için yoğun bir mücadele veriyor.

Allah bu yoldan karşıya geçmeye çalışan yayaları korusun...

Burası için nasıl bir çözüm üretilir, ne yapılır bilemeyiz. Ama Konya'ya yakışmayan bir tablo ile karşı karşıya kalındığı aşikar.

Aklıma üniversitelerin mimarlık mühendislik fakültelerinin şehir plancılığı, şehir mimarisi gibi bölümleri geliyor. Hocalar öğrencilerden bu bölgeye ilişkin bir tez istese. Öğrenciler projelerini sunsa. Tezler içerisinden en uygun olanı ödülle seçilse. Küçük bir ödül karşılığında sağlam bir proje ortaya çıkarılabilir.

Farklı bakmayı becerebilen bir başka göz de, toplu ulaşım araçlarının bazılarında gördüğü aksaklıkları paylaşıyor. Bir otobüsün en arka tarafında bulunan koltuklardan biri sökülmüş. Yerine yenisi takılmamış. Koltuğun bağlantı noktalarındaki vidalar 'gel gel, otur da gör gününü' dercesine bakıyor.

Yine otobüslerden birinin iç kısmında, motorunun bulunduğu bölgede bulunan kapak, yerinden çıkarılmış. Ancak sağlam bir şekilde takılmadığı için apaçık duruyor. İnanın faciaya davetiye çıkarıyor. Ayağınız içine gitse, sağlam bir şekilde çıkmaz.

Bundan 3 gün önce Bosna Hersek Mahallesi'nde oturan bir arkadaşım anlatıyor. Bosna Hersek Mahallesi ile sanayiler üzerinden şehir merkezine ulaşımı sağlayan 44 numaralı otobüsler kapasitesinin bir hayli üzerinde yolcu taşıyor. Bu şekilde tıklım tıkış dolu olan otobüs, tam Bosna Hersek Mahallesi'nin çıkışında arızalanmış. Yolun ortasında kalakalmışlar.

Toplu ulaşımda belediyenin hassas olduğunu biliyoruz. Araçlar modernize edildi. Yeni yeni otobüsler alındı. Rahat ve konforlu. Ama sanırsam bakımları aksıyor. Bu nedenle de yolda bırakabiliyor.

Sorun çok ama yazacak yerim yok. Şimdilik bu kadarını paylaşalım. İnşallah etkili ve yetkili insanlar görür de bir şeyler yapar. Devamını da getireceğiz inşallah. Siz sorunları bizimle paylaşın, biz de ilgililerle paylaşalım.