Şimdi meyve cenneti olan Dağpazarı ve çevresindeki köylerde;
Benim çocukluğumda
Konarı'dan başka bir yerde meyve bahçesi yoktu
Öyle ki babaannem, değirmenler kadar
Meyve satışından da bir hayli kazanç elde ederdi
Müşteriler kurtlu murtlu demez alırlardı
Vadide en fazla bulunan meyve elmaydı
Üç çeşidin adı aklımda:
Dalda Bir, Karakütük, Amasya
İsmiyle müsemma Dalda Birin meyvesi çok çok iri idi
Biriyle üç kişi doyardı
Her dalın ucunda ağır bir meyve olunca;
Dallar yere kadar eğilir ve sonuçta;
Türklerin yurtlarına benzer
Günışığının içine süzüldüğü
Kapalı bir alan oluşurdu
Biz çocuklar hep onun içinde oynardık
Bütün gün masal dünyasında kalırdık
Bu ağaçlar daha genç ve sayıları fazlaydı
Hepsi vadinin en işlek ve güzel alanındaydı
Karakütük elması sanıyorum bir tek yaşlı ağaçtı
Birkaç yılda bir meyve verirdi
Ama aroması öyle güzeldi
Yemelere doyamaz,
O yıl bayram ederdik
Keşke her yıl verse derdik
O uzakta pınara yakın
Yonca tarlasının başındaydı
Amasya'nın meyveleri değil, ama kendisi aklımda
Zira dedem de bazen oradan fidan getirtirdi
Ceviz yetiştirmeyi de köyde ilk deneyen kişiydi
Boşa masraf yapıyor diye herkes gülmüştü ona
Oysa Dağpazarı bir zamanlar elma,
Şimdi de ceviz diyarı...
BİLLURİ