Peygamber (S .A .V.)efendimiz buyuruyor ki,

Cebrail  (A. S. )  bana duramadan komşuya iyilik yapmayı tavsiye etti. Hatta o kadar ki onu (komşuyu) bana mirasçı kılacak zannettim.

Bu yazımda İyiliklerin ve ibadetlerin bol sevap ile mükâfatlandırılacağı Mübarek ramazan-ı şerif ayında Anan Baban kim demişlerde yakın komşum denmiş sözüne muhatap edilen komşu haklarından bahsedelim inşallah.

Yüce Allahın Hz. Adem (A.S.) ile tutuşturduğu insanlık ışığını Hz. Resuli Zişan efendimizde bütün aydınlığı ile kemale erdirmiş. Bu bakımdan dinimiz İslam Hak’tan halka doğan ilahi bir güneş, kulla mabudun, fertle ferdin, fertle cemiyetin münasebetlerini en mükemmel şekilde düzene koyan içtimai bir nizamdır.

İşte bu nizamın esaslarından biri de komşunun komşuya olan sevgisi, saygısı ve komşuluk vazifeleridir.  Bunların başlıcalarından bahsedelim. Komşuyu her hususta gözetmek, sevinçli ve hüzünlü anlarını paylaşmak, dertlerine derman olmak, ihtiyaçlarını sorup gücün yeterse karşılamak, ayıp ve kusurlarını araştırmamak, zarar ve kötülük dokunacak hareketlerden sakınmak, aile haremine, iffetine, namusuna göz dikmemek hal ve hatırını sormayı unutmamak. Ölüm vuku bulduğunda cenazesinde bulunmak, hasetten ve kibirden vazgeçmek, her türlü eza ve cefadan çekinerek elden geldiğince komşuya yardımda bulunmaktır.

Cenabı Allah nisa suresi 36 ayetinde insanlık münasebetlerini, komşuluk vazifelerini beyan ederek şöyle buyurur.”Allaha ibadet edin, ona hiçbir şeyi eş tutmayın, anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, yanınızdaki arkadaşa,yolda kalmışa, sağ ellerinizin malik olduğu kimselere (yani emriniz altındakilere hizmetçilere) iyilik edin. Allah-ü Teala kendini beğenen ve böbürlenen kimseleri sevmez”

Bakın görün ki İslam komşuluk hakkını Allah hakkı, ana-baba hakkı kadar mukaddes sayıyor. İnsanlık sadece bu ayet-i kerimeyi tatbik etmiş olsa gönüllerde güller açmamasına imkan yoktur.

Peygamberimiz (S. A. V.) bir hadisi şerifinde: “Allaha ve ahret gününe imanı olan ya hayır söylesin, yahut sussun. Allah’a ve ahret gününe iman eden komşusuna iyilikte bulunsun. Allaha’a ve ahret gününe inanan misafirine ikram etsin buyururlar.

Yine başka bir hadisi şerifte ise şöyle rivayet edilmektedir. Peygamber Efendimiz  (S. A. V.) üç defa: Vallahi Mü’min olamaz, vallahi mü’min olamaz vallahi mü’min olamaz” buyurdu:

Kim mü’min olamaz. Ya Resulallah? Diye sorulduğu zaman, buyurdular ki: “Şerrinden komşusu emin olmayan kimse” diyerek komşu hakkının önemini tekrar belirtmiştir.

Değerli okurlarım, kardeşlerim. İslam dini komşu hakları üzerinde bu derece hassasiyetle dururken biz Müslümanlar ayni hassasiyeti bugünlerde gösterebiliyor muyuz acaba?

Ne yazık ki kocaman bir hayır? Birçok hususta olduğu gibi komşuluk hususunda da İslamın emir ve yasaklarına sırt çevirmişiz. Ayni apartmanın katlarında ayni sokak içersinde birbirine bitişik olan evlerde oturan birçok komşu var ki birbirlerin tanımıyorlar. Bundan birkaç yıl önce idi şehrimizin lüks sayılan mahallelerinden birinde bir tanıdığım vefat etmişti. Evinin semtini bildiğim halde hangi apartman hangi kat, hangi, daire olduğunu bilmiyordum.  Tesadüfen bir apartmanın zilini çalarak buralarda bir cenaze vuku bulmuş acaba hangi apartmanda biliyor musunuz dedim? Bilmeyiz dedi evin beyi veya oğlu. Biraz daha sağa sola bakındım zilini çalıp sorduğum apartmanın üst katlarından inip çıkanları görünce yaklaştım filan adamın evi burası mı yani cenaze bura damı dedim evet dediler. Çok üzüldüm demek ki ölümüzden dirimizden komşumuzdan haberimiz yok diyerek derdin derin düşündüm.

Bacası tütmeyen tenceresi kaynamayan, dertler, ızdıraplar içinde çırpınan komşunun halinden komşusu habersiz. Harbi olsa bile ilgisiz vurdumduymaz, gailesiz beşeri aşk sönmüş. Kin, hased, düşmanlık, son haddinde. Ben kazanayım komşum eli koynunda beklesin, ben yaşayayım komşum açlıktan kıvransın bana ne bundan felsefesi kemiklerimize kadar işlemiş.

Heyhat! Hani nerede?..”Kafir komşusuna bile ikram eden, onu daima gözeten Müslümanlar? Niçin göremiyoruz onlar gibilerini? Niçin göremiyoruz? “Beyim” bugün ben siftahımı yaptımşu karşı komşum hiç alış-veriş etmedi. Sen git diğer ihtiyaçlarını da ondan al diyebilecek müminler. Nereye gittiler?  Atının ayağından sıçrayan çamurun, komşusunun duvarında leke yaptığını görünce attan inip orayı temizleyen ve sahibinden helallik dileyen iman sahipleri neredeler. Ara ki, bulasın günümüzde.  Eski büyüklerimden duymuştum. Konya  şehrinin büyük camilerinden birinin temeli atılacakmış da. Ulama toplanmış bu temeli atmak için ikindi namazının sünnetini hiç geçirmemiş birini bulalım ona attıralım. Biri demiş ki ben böyle birini tanıyorum şehrin kıyısında bir köyde ikamet eder. Aman yarın onu buraya alıp gel ne zahmetse. Hay hay gelir alçak gönüllüdür. Adamı getirip sorarlar sen hiç ikindi namazının sünnetini geçirmedin mi? Aklım erdiğinden beridir geçirmedim. Hay Allah razı olsun şu ulu mabedin temeline besmele ile bir harç atıver. Yapamam. Neden? Bende kul hakkı var nasıl olur? Bir gün öküzlerimle ekin ekmeye gidiyordum, hava yağışlı olacak hal almıştı böyle havalarda sığır kısmı oynar. Benimde öküzler oynadı elimden kaçtılar onları tutup tarlama getirdim ayaklarında komşuların tarlalarından çamur getirdiler sahiplerini bulup helalleşemedim onun için kul hakkından dolayı bu temeli atamaya layık değilim der. İşte Müslüman böyle olacak. Selam ve dua ile