Tıp çevrelerinde çok kullanılan iki sevimsiz terimdir komplikasyon ve malpraktis.
Yakın diyebileceğimiz zamanlara kadar bu tür terimleri tıp mesleğinin erbabı dışında kimse bilmezdi. Ama artık, gerek tıbbi işlemden geçmeyen kimse kalmaması gerekse toplumların birer risk toplumuna dönüşmesi nedeniyle mesleki terimler de önce haftalık dergilerin ve günlük gazetelerin sayfalarına, oradan entel tabir edilen eşhasın oturumlarına ve oradan da hanımların pastalı-börekli sohbetlerine kadar değişen ortamlarda kullanılır oldu.
Bu tür yaygın kullanımlar bazen yanlış kullanımlara ve yanlış anlaşılmalara da neden olabildiği için ben yine de okuyucum için kısa bir açıklama yapmak zorunda hissediyorum kendimi.
Komplikasyon, yapılan bir işlem sırasında, bütün tedbirler alınmasına rağmen, karşılaşılabilen istenmeyen, hatta zararlı olabilen sorunlara denir. Örneğin katarakt ameliyatlarından sonra, bütün tedbirler alınmasına rağmen gözün içinde enfeksiyon oluşabilmekte ve maalesef bu enfeksiyon hastanın sadece görmesini değil gözünü dahi kaybetmesine neden olabilmektedir.
Malpraktis ise kısaca kötü uygulama diye tarif edilebilir. Buna da yine kendi mesleğimden bir örnek vereyim: Göz tansiyonunu yeterince düşürmeden katarakt ameliyatına alınan bir hastada gözdeki bazı zarların parçalanmasından tutun da göz içindeki camsı sıvının boşalmasına kadar bir dizi zararlı olay gelişebilir. Burada da yapılan işlem sırasında, tıpkı komplikasyonda olduğu gibi istenmeyen, hatta zararlı olabilen sonuçlarla karşılaşılması söz konusudur. Aradaki fark, komplikasyonun her türlü tedbirin alınmasına rağmen gelişmesi, malpraktisin ise tedbir alınmadığı için ortaya çıkmasıdır.
***
Dikkat ettiyseniz hem komplikasyonun hem de malpraktisin tarifinde istenmeyen kelimesine vurgu yaptım. Bir meslek erbabı, hele hele de bu meslek doğrudan insan üzerinde işlem yapan tababet gibi bir meslek olursa, kendisine teslim olarak şu ya da bu işini gördüren bir kişiye bilerek, isteyerek zarar verirse bu hainlik olarak sıfatlandırılabilecek bir kasıtlı suçtur ve bana kalırsa asgari cezası o meslekten atılmasını olmalıdır.
***
Evet, komplikasyon ve malpraktis daha çok tıp çevrelerinde kullanılan iki terim, ama hayatın diğer çevrelerine, başka alanlarına, farklı meslek dallarına da uygulanabilir. Birkaç örnek yol gösterici olabilir:
Bir hakim gördüğü bir davada ne kadar incelikli tetkik yaparsa yapsın verdiği hüküm yanlış olabilir. Bu o mesleğin bir komplikasyonudur. Tabii ki yeterli tetkik yapmadan hüküm vermeye kalkışan bir hakimin uygulaması ise malpraktis olacaktır.
Bir mühendis bütün tedbirleri aldığı halde ürettiği motorda bir hata gelişebilir ve bu komplikasyondur. Ancak ucuza üretim yapacağım diye düşük kaliteli çelikle yaptığı motorda ortaya çıkan hatalar malpraktis olacaktır.
***
Şimdi zurnanın zırt dediği yere gelelim.
Siyaset ve yönetim alanında da komplikasyonların, malpraktisin, hatta kast zarar vermenin olabileceğini bilmemiz gerekiyor. Bilmemiz de yetmiyor, bunları birbirinden ayırabilmemiz şart. Aksi halde bu alanda faaliyet gösteren herkesi hain, satılmış, dönek ve benzeri hakaretâmiz sıfatlarla damgalamamız işten bile değildir.
Konunun memleket meselelerine dayandığı için yazının başından beri söylemeye çalıştıklarımızı şüpheye ve ek açıklamaya gerek bırakmayacak bir sarâhatle bir daha tekrarlayalım:
Bir iş yapıyorsanız bunun faydalı sonuçları olabileceği gibi zararlı sonuçları da olabilir.
Bütün tedbirler alındıktan sonra ortaya çıkan zararlı sonuç komplikasyondur. İşi yapan bu sonuçtan mesul tutulamaz. Komplikasyonun cezası yoktur.
Bütün tedbirleri almamışsanız ortaya çıkan zararlı sonuç malpraktistir. İşi yapan bu zarardan mesuldür, zararı tazmin etmeli ve işini kendisine teslim olan insanların güvenine layık biçimde yapmadığı için cezalandırılmalıdır.
Bırakın tedbir falan almayı, bile isteye zararlı sonuca yol açmışsanız bunun adı hainliktir. Hainliğin cezası da maddi ve manevi tazminat ödemenin ötesinde olmalıdır.
***
Bu dünya yapıp ettiklerimizin yankılanıp bize döneceği bir dağdır. (Mevlana)