Yetmişlik bir nine ile onüç yaşında kız torunun geçmişe ait kültür sohbeti.

Torun: Nineciğim (Gocaana) eskiden genç kız iken gördüklerin gelinlik kızların çeyiz hazırlaması eskilerin kadın ve erkek giysileri nasıldı bana onlardan anlatırmı’sın? Merak ediyorum geçmişle günümüzü kıyaslamak istiyorum?

Nine: Vaayy guzum, eskiden yokluk kıtlık vardı, amma insanlarda sevgi saygı samimiyet muhabbet vardı. Ne zengin zenginliği ile böbürlenirdi nede fakirler fakirliği ile aşağılanırdı.

Her böyük şehrin, beldenin, her köyün hatta her mehlenin (mahalle) kendine has konuşması, aksanı kendine has giyimleri ve onların geleneklerine göre de giyim kuşamları ve kızlarında o kültüre göre çeyiz hazırlıkları olurdu.

Şehir yerlerinde bilhassa Gonya ve civarında kanaviçe işlemeleri iğne oyaları havlu peşkir ucu, baş yastığı işlemeleri, nakışlı süslemeler yapılırdı. Gecelerde sabahlara kadar o gelinlik kızlar, yavrular bilhassa kırsal köylerde akşamlara kadar ev ve tarla, bağça işlerinde çalışır, akşamdan sabaha gadar uyku durak bilmezler göz nuru dökerlerdi.

Hatta şöyle bir darbı meselde anlatırdı anam irahmetli. Üvey ana yanında büyümüş bir kız nişanlanmış ama çeyiz hazırlığı pek azımış garibin.

Kızın analığı elegüne garşı mahcup olmayalım diye sabahlara gadar çeyiz düzmekle uğraştırırmış gızcağızı. Kızın yavuklusu o gece sözlüm ne yapıyor acaba diye kızın evinin yanına gelmiş içerde olanları dinlerken analığın gızı azarladığını görürmüş pencereden.

Oğlan sözlüsünün uykusuz bitkin halini görünce dayanamamış şöyle birkaç cümle dökülüvermiş dilinden:

Uyku geldi ela göze

Ela gözler süze süze

Yat dimez analığı kıza

Kızın ağlayası geldi.

Benim de söyleyesim geldi.

Bunları duyan analık “Gaipten sesler geliyor bu bana bir uyarı allehem deyip kıza hadi yat gızım, yarın devam edelim”demiş.

Yaa ayguzum, Gonya şehrinde bu iğne oyası işleri ve daha modern çeyizler yapılırken Gonya köy ve kasabalarında hatta dağ köylerinde ayrı bir ağır yükü vardı Gızın ve gız anasının.

Bizim buralarda şöyle bir söz vardır: Kız kucakta, dürü bucakta. Eğer kızı daha ufak hazırlarız dersen geç kalırsın. Gayrı dünürcüler gapıyı çaldı mı, eşten dosttan hısım akrabadan yardım beklersin

Bizde eski heriflerin (erkeklerin) görkemli gösterişli giyim kuşamları vardı. Bu günkü gibi her şey bol çarşıdan alıvırayım yoğudu. Herşey el emeği ile olurdu,

Erkekler şalvar giyer, başına fes geçirir, fesine kız tarafı işlemeli fes sarığı verirdi. Uçları püsküllü olacak sağ şakağından aşağıya gadar sarkacak. Çarığın üzerine yün ipinden örülmüş bir metreden iki metre iki ayağa sarılacak bir dolak.

Yine aynı ince ipten dokunmuş 6-7 metrelik bel kuşağı, ayağına özenle desenli örülmüş yün çorap,  Ayrıca sırtına yine özenle örülmüş kazak, karşılıklı uçları işlenmiş mendil(çevre) boyalı iplerden dokunmuş püsküllü, nakışlı azık torbası, cep aynası ve tarak, cüzdan, Hatta kav çakmağı (sigara içiyorsa)mutlaka olacak. Ay guzucuğum eskiden böyle ayağa giyecek pabuçlar mı vardı. Erkekler hatta kadınların bazıları bile ölmüş hayvan derisinden Kendi yaptıkları çarıkları giyerlerdi. Bunun için kışın karda o çarıkların içersine kar gitmesini önleyen üzerlerine sarılara dizlere kadar uzanan yün ipi ile örülmüş 6.7 cm genişliğinde dolak adı verilen bir örgüyü gelin kız kocasına mutlaka getirmeliydi dürü olarak. Genellikle Ayrıca oğlan evinin isteği üzerine mesela, 60-70 çift erkek çorabı oğlan evinin tüm hısım akrabaları için, ayrıca yine kadın akrabalar için doğal otlar ile boyanmış iplerden örülmüş çeşitli desenlerle isimlenmiş (Deve gözü, eğrice, saç örgüsü)40-50 çift Dişeleti (Kadın Çorabı) çelebiye, kaynataya kazak.

Bunları yapmak hazır etmek pek güç idi guzum Onun için kız kucakta, dürü bucakta demişler eskiler. Köy yerinde hem köyün ağır işleri ile uğraşacaksın hem de gecelerde o çeyizlik eşyaları düzeceksin. Genelde kırsalda bunların çoğu kış gecelerinde yapılırdı.

Şimdi her şeyler hazır ve golay oldu. Çarşıya varıvır hepsini alıvır gel. İş paraya bakar. Eskiler çok eziyetler, eza cefalar çekti guzum. Her şeyden önce para yoktu insanların cebinde. İşte böyle anlatmakla bitmez masal gibi her şey bizim yaşadıklarımız, çektiklerimiz kitaplara sığmaz ay yavrum.

Evin yetişkin kızına bir taliplisi dünür geldi de münasip gördü mü“Hayırlı olsun arkadaş, nasipmiş mübarek olsun. Gülerse yüzü var, ağlarsa gözü var Allah’ım ağlatmasın.Hayırlı olsun dedin de kızı o dünürcüye he deyip mi ver din mi, kız evi altın gümüş yatak yorgan iki üç dakım elbise ağır esvap kıl dakım,kadife dakım, gündelik giyeceği işliği tarla sattıran pazen, alt şalvarı bizarlı alaca don (Şalvar) ayağına ökçeli mesti cizlavet lastiği, oğlan evinin maddi durumuna göre sayası rugan,kabaralı şipidik (Terlik)halı kilim.

Kız evinden çorap kazak gibi basit şeyler ama hazırlaması güç el emeği göz nuru işlemeler sabahlara gadar uyku durak bilmeden hazırlanan dürüler giderdi.

İsmail Detseli’nin kaleminden geçmişe ait bir derlemeydi. Beğendiyseniz ne mutlu bana…