Kentsel Dönüşüm, Akıllı Şehirler ve Konya

Abone Ol

Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'nın ilki 11 Nisan Pazartesi günü, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Daha sonra sırasıyla; Bursa, İzmir, Antalya, Gaziantep, Ankara şehirlerinde düzenlenecek kurultaylarla hem inşaat sektörünün etkinliğinin ve gücünün artırılması hem de şehir mimarisi için stratejilerin belirlenmesi hedefleniyor. 

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kongre açılış konuşmalarında; konut bakımından İstanbul'un çok farklı bir noktaya geldiğini belirterek, "Zira göç alma noktasında önüne geçemiyorsunuz. Belediye başkanlığımda 'nakil ilmuhaberi verilmesi gerekir dediğimde kıyamet kopardılar. Eğer biz o zaman nakil ilmuhaberini kabul ettirebilseydik, bugün İstanbul 15 milyona kesinlikle ulaşmazdı. O zaman nüfus 8 milyondu ama şimdi neredeyse katladı" sözleriyle şehirlerimizin kısa bir zaman zarfında geçirdikleri evreleri özetlemiş oldu. Aradan 20 yıl geçtikten sonra, Sayın Cumhurbaşkanımızın ne kadar haklı, doğru, yerinde bir tespit yaptığı; İstanbul'un geleceğini bilimsel olarak planlayarak, yalnız şehri değil içinde yaşayanları da kurtaracak bir hamlede bulunduğu ispatlanmaktadır. Maalesef güzel ve doğru olan her şeye sırf muhalefette olduğu için muhalif olanlar, İstanbul için destek değil köstek olmuş ve gelinen nokta da “hata ettiklerini söyleme erdemliğini” bile gösterememişlerdir. 

Şehirle ilgilenen tüm bilimsel disiplinler aynı konuyu vurgular;  “optimal (en uygun)  kent büyüklüğü”!

Peki, acaba uygulayıcılar, yerel yöneticiler neden bu sınır değere dikkat etmezler?

Bugün maalesef Konya'mızda dâhil birçok büyükşehrimiz en uygun kent büyüklüğü sınırını çoktan aşmış ve adeta obez hale gelmiştir. Canlılardaki obezite çeşitli yöntemlerle tedavi edilebilir. Ya obez şehirlerimiz nasıl tedavi edilecek?

Sayın Cumhurbaşkanımız, büyükşehir belediye başkanlığından itibaren bu konulara değiniyor, söylüyor ve talimat veriyor? Mesela Konya için eskiden beri verdiği talimatları hepimizin biliriz; 

“dikey değil yatay mimari”, 

“şehrin kimliğine uygun Selçuklu mimarisi”,

“şehrin siluetinin korunması”

Nitekim Cumhurbaşkanımız; bu kongrede de tekrar şu sözleri ifade etmişlerdir; "Geçmişte hem yeterli imarlı alanın olmayışı hem de merkezi yerlere yönelik aşırı talepten dolayı yüksek bina ihtiyacı makul görülebilirdi. Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir. Mesela Kanal İstanbul'un çevresinde, ben arkadaşlarıma da söyledim, 'Kesinlikle dikey mimariye müsaade edilmemelidir”.

Evet, son derece doğru tespitler; kongrede alınan kararlar neticesinde modern binalarda Selçuklu mimarisinin izleri olacak; mahalle tarzı projeler arttırılacak; İstanbul, Bursa, Gaziantep gibi şehirler kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında marka şehir haline getirilerek, yabancılara tanıtılmalı için kamunun teşvik geliştirmesi sağlanacaktır.

Peki, hep söz ettiğimiz “Selçuklunun kadim başkenti” Konya; bu çalışmaların neresinde acaba?

Kadim başkent olma hasebiyle, ülkemize örnek göstereceğimiz bir Selçuklu mimarisine sahip modern bir yapılaşmamız var mı? Özellikle kentsel dönüşüme tabi tutulan alanlarda Selçuklu mimarisi kullanılıyor mu? 

Konya'mızda, yukarıda zikredilen marka şehirlerinden olsun diyoruz ama!

Selçuklu başkentinde tarihi eserlerin haricinde Selçuklu medeniyetinden eser yokken; Mevlana hazretlerinin haricinde yaptığımız başkaca bir tanıtımda yokken, nasıl marka şehir olacağız acaba?