Karşılıklı Dostluk...

Abone Ol

KARŞILIKLI DOSTLUK VE GÜVENDE TOKALAŞMANIN ROLÜ

Tokalaşma, her toplumda var olan karşılıklı dostluk ve güven duygusunu temin eden bir vasıtadır. Karşılıklı iki elin ayası birbirine değdiği için İslam toplumunda buna musafaha denir.

İslam kültüründe tokalaşma çok eskilere dayanır. İlk tokalaşma âdeti Hz. İbrahim (AS) aittir.

Selamlaşmanın bir parçası sayılan tokalaşma Hz. Peygamber'in bir sünneti ve âdâb-ı muaşeret (görgü) kurallarındandır. Resulullah Efendimiz, selamlaşmanın yanında tokalaşma ile kalpteki kin ve nefretin kökünün kazınacağını bildirmiştir.

Hz. Peygamber, sahabelerle tokalaştığı gibi sahabeler de birbiriyle tokalaşmıştır. Bera b. Azib'in rivayetine göre Hz Peygamber, iki Müslüman karşılaştığında tokalaşıp Allah'a hamd eder ve ondan bağışlanma dilerse daha oradan ayrılmadan Allahü Teâlâ'nın her ikisini de affedeceğini bildirmiştir.

 Erkeklerin birbirlerini yüzlerini öpmeleri İmam-ı Azam ve İmam Muhammed'e göre mekruh ise de İmam Ebu Yusuf'a göre mekruh değildir. Kadınların birbirlerinin yanaklarını öpmeleri mekruhtur. (Feteva-yı Hindiye).

Kadınların kendilerine haram olan erkeklerle tokalaşmaları haram kılınmıştır. Kendilerine helal olan, amca, dayı, kardeş, kardeş çocuklarına ellerini vermelerinde ve öptürmelerinde bir beis yoktur. Erkeklerin yenge ile kadınların da enişte ile tokalaşmaları ve ellerini öpmeleri haram kılınmıştır. Peygamber Efendimiz kadınlardan berat almamıştır. Kadınların beratını Hz. Ayşe almıştır.

Şehvetsiz tokalaşmak caizdir. Peygamberimiz cariyenin elinden tutmuştur. (İmam Ahmet Buharı, Edep 61) Hz Peygamber bir sahabinin “Bizden biri bir kardeşi veya arkadaşıyla karşılaştığında saygı için eğilir mi, sarılıp onu öpebilir mi, elini tutup tokalaşabilir mi?” sorusuna ilk ikisine olumsuz, üçüncüsüne olumlu cevap vermiştir.(Tirmizi, İstizan, 31, aktaran: Nebi Bozkurt, “Tokalaşmak”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, C: 41, s.217)

Bulunla birlikte kucaklaşmanın mutlak şekilde yasaklanmadığı, yakınlık, yaş ve mevkıye göre kucaklamanın yanı sıra el, yüz ve alnından öpülebileceğini gösteren hadisler de vardır. Resul-u Ekrem, amcasının oğlu Cafer b. Ebu Talib'in Habeşistan dönüşünde onu kucaklamış ve alnından öpmüştür. Yine kızı Fatıma geldiğinde ayağa kalkar, onu kucaklar ve alnından öperdi. Yolculuk dönüşü ve uzun aradan sonra karşılaşma dışında sıkça görülen insanların sadece selamlaşıp tokalaşmaları âdâb-ı muaşeret yönünden daha uygun görülmüştür.

Âlimler, gündelik hayatta riayet edilecek âdâb-ı muaşeret kaidelerini belirlemişler, konuşma, selamlaşma, karşılama, ayağa kalkma, sarılma, el sıkışma veya tokalaşma, el öpme, kucaklaşma, vedalaşma gibi iletişim vasıtalarını Sünnete uygun olacak şekilde açıklamışlardır. Fakihler arasında tokalaşmanın sünnet olduğunda görüş birliği vardır. Hz. Peygamber'in musafaha yaparken, karşısındakinin elini çekmeden onun elini bırakmadığını, karşısındaki yönünü başka tarafa çevirmeden yönünü çevirmediği hadis kitaplarında mevcuttur.

Günümüz toplumuna gelince kadın erkek İslami hassasiyeti gözetmeden tokalaşmak istemekte ve tokalaşmaktadırlar.  İnsanlar arasında sevgi bağının oluşmasında selamlaşmak ve tokalaşmak güzel bir şey. Görgü kuralı olarak genelde kadın elini uzatmadan erkeğin elini uzatması nezaketsizlik olarak kabul edilir. Kadın elini uzattığı zaman erkeğin tutmaması da aynı şekilde bir görgüsüzlük alametidir.

 Karşı cinslerle selamlaşmak, kan yoluyla ve evlilik ve sütkardeşliği akrabalık istisna edilirse,  sadece sözlü olarak selamlaşmak gerekmektedir. Onlarla tokalaşmak dini hassasiyeti olan insanı rencide edebilir. Bu tip karşılaşmalarda karşı taraf önceden ikaz edilmeli, elini uzatmaması konusunda uyarılmalıdır.

Erkeğin erkekle, kadının kadınla ya da mahremiyeti olmayanlar birbirleriyle tokalaşmalarında bir mahzur olmadığı için selamlaşma ve tokalaşmaya önem verilmeli, toplumuzda yaygınlaştırılmalıdır. Bu şekilde hem Resulullah'ın sünnetini yerine getirmiş hem de toplumda birlik, beraberli, dostluk ve karşılıklı güven duygusunun temelini atmış oluruz.

Dini hassasiyet gözetmeyen insanlar birbirlerine tokalaşabilirler ve selamlaşabilirler. Onlar için daha çok insan kalbi önemlidir. İnsanın kalbini, Kâbe'ye benzeten Yunus Emre misali, kalp kırmamak için ellerini uzatıp tokalaşmaya rıza gösterenler de vardır. Bunun günah ya da sevabını Cenab-ı Allah verecektir. Ama tokalaşmanın insanlar arasında dostluk ve güveni de perçinlediğinin bir gerçek olduğu unutulmamalıdır.