13’üncü yüzyılda Selçuklu devlet yönetiminde büyük rol oynayan çok önemli devlet adamlarından birisi olan Emir Celâleddîn Karatay’ın hayatı, “Celaleddin Karatay Konferansları”nda ele alınıyor. Karatay Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Vakıflar Konya Bölge Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen konferansların ilki, Karatay Belediyesi Ali Ulvi Kurucu Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirildi.  13’üncü yüzyılda Selçuklu devlet yönetiminde sırasıyla “Emir-i Devât”, “Emir-i Taşthâne”, “Hazinedâr-ı Hâss”, “Nâib” ve “Atabey” olarak önemli mevkilerde bulun devlet adamı Celaleddin Karatay’ın hayatı “Celaleddin Karatay Konferansları”yla ele alınıyor.

8 PROGRAMLIK “CELALEDDİN KARATAY KONFERANSLARI” BAŞLADI

Anadolu Selçuklu Devleti’nin en ihtişamlı ve en parlak devrinin yanı sıra devletin Moğol darbesiyle yıkılmaya yüz tuttuğu devirlerde de önemli görevler üstlenen büyük devlet adamını konu alan konferanslar; Karatay Belediyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Vakıflar Konya Bölge Müdürlüğü işbirliğiyle düzenleniyor. Toplamda 8 konferanstan oluşan programlar, her ayın son haftasının Cuma gününde Karatay Belediyesi Ali Ulvi Kurucu Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Konferanslar dizisinin ilki, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zehra Odabaşı’nın konuşmacı olarak katıldığı programla başladı. 

KARATAY, DEVLETİN MENFAATİNİ KORUYARAK HİZMET ETMİŞ VE TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜ BENİMSEMİŞ ÖNEMLİ BİR DEVLET ADAMIDIR

Programda konuşan Doç. Dr. Zehra Odabaşı Celaleddin Karatay’ın küçük yaşlarda ailesiyle birlikte devşirildiğini ifade etti.  Zehra Odabaşı; “Celaleddin Karatay, küçük yaşlarda devşiriliyor ve devlet yönetiminde söz sahibi oluyor. Ne vakfiyelerde ne de dönemin kayıtlarında Celaleddin Karatay’ın nerede doğduğu ve nereli olduğuyla ilgili çok bilgi yok. Dolayısıyla hem batılı tarihçiler hem de biz araştırmacılar birtakım bilgiler öne sürüyoruz. Bu görüşleri ortaya atanların çoğu Celaleddin Karatay’ın Türk olduğunu iddia ediyor. Ama ben, onun geçmişini dönemin kaynaklarından araştırmak gerektiğini düşünüyorum ve dönemin vakfiye ve kaynaklardan ikisinin Celaleddin Karatay’ın Rum Gulamı olduğunu söylüyor. Anadolu’da o dönem Rumlar önemli bir yoğunluktaydı. Bu yüzden de onun bir Anadolu Rum Gulamı olduğu söyleniyor. Dolayısıyla Celaleddin Karatay, bir Anadolulu ama Rum kökenli ve Hristiyan muhtemelen. Sonradan Selçuklu Devleti’ne, devlet menfaatini kendi çıkarlarının üzerinde koruyacak kadar devletine hizmet etmiş Türk-İslam kültürünü de oldukça benimsemiş bir devlet adamıdır. Karatay, Emir-i Devat görevini 1’inci İzzeddin Keykavus döneminde yapmıştır ve onun saray katibi veya özel katibi olduğunu düşünebiliriz. Sonra, devletin en ihtişamlı dönemi olan Türkiye Selçuklular Dönemi’nde asıl görevi olan 1. Alâaddin Keykubat’ın en has Gulamı veya devlet adamı oluyor. Celaleddin Karatay, sonraki dönemlerde sahip olduğu tüm nüfusunun, gücünün ve itibarının çoğunu ise 1’inci Alâaddin Keykubat zamanında edinmiştir. 18 yıl boyunca da sultanın tecrübelerinden çokça faydalanmıştır” ifadelerini kullandı.

CELALEDİN KARATAY, SELÇUKLU’NUN ŞEREFİNİ VE DEVLETİN BEKASINI KORUMAK İÇİN ORTAK SALTANAT FİKRİNİ İLK VE SON UYGULAYAN KİŞİDİR

Odabaşı, Celaleddin Karatay’ın Selçuklu’nun en ihtişamlı dönemlerinin yanı sıra en çalkantılı yıllarında da önemli görevler üstlendiğinin altını çizdi.  Doç. Dr. Zehra Odabaşı, Moğollar’ın saldırılarının ardından Anadolu’da oluşan tabloyu ise şöyle özetledi; “1242 yılında Moğollar Erzurum’a gelip büyük bir katliam gerçekleştiriyor 1243’teki Kösedağ Savaşı ile birlikte de Selçuklu Hanedanlığı maalesef Moğollara tabi olmak durumunda kalıyor. Tüm bunlara şahitlik eden Celaleddin Karatay, bu dönemden sonra devletin kontrolünü ele alması gerektiğini düşünüyor. Çünkü kendisinin ortaya koyduğu ortak saltanat fikri, bunu gösteriyor. Saltanattaki Sultan 2. Gıyasettin Keyhüsrev’in 5, 7 ve 9 yaşlarındaki üç çocuğu da çok küçük yaşlarda. Bu kardeşler emirlerin de müdahalesiyle birbirleriyle sürekli taht kavgası halinde. Dolayısıyla Karatay; 1249’da Selçuklu Devleti’nin şerefi ve devletin bekası için ortak saltanat fikri gibi bir çözüm buluyor. Ortak saltanat fikri, Türk tarihinin hiçbir döneminde yoktur. Yani bu fikirle 3 kardeş de aynı anda tahta oturuyor ve tüm hükümdarlık alametleri üçünde de oluyor. Bunun bir başka sebebi de Moğollar’ın müdahalesini bir süre daha uzak tutmaktı. Bu tarihte ilk ve son uygulamaydı. Bundan sonra da maalesef Anadolu’daki birlik ve dirlik tamamen bozuluyor. Celaleddin Karatay, 1254’te Kayseri’ye geliyor ve vefat ediyor. 2. İzettin çıktığı yolculuktan geri dönüyor ve Celaleddin Karatay’ı Kayseri’den alıp Konya’daki medreseye getirip buradaki türbesine defnediliyor.”

Sahipsiz köpeği tedavi ettikten sonra sahiplendirdi Sahipsiz köpeği tedavi ettikten sonra sahiplendirdi

KARATAY BELEDİYESİ ALİ ULVİ KURUCU GENÇLİK MERKEZİ’NDE ÇİNİ UYGULAMALARI KARMA SERGİSİ AÇILDI

Karatay Belediye Başkan Yardımcısı Osman Ciğer ile Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü Şube Müdürü Fatih Seven, programın ardından konferansa konuşmacı olarak katılan Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zehra Odabaşı’na günün anısına hediye takdim etti. Konferansın ardından Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Sanatlar Bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan “Çini Uygulamaları Karma Sergisi”nin açılışı da gerçekleştirildi.

Editör: Muhammed Esad Çağla