Temsilcimiz Konyaspor'un ilk yurtdışı kampını 1989-1990 sezonunda Yugoslav Antrenör Zoran Çolakoviç önderliğinde Yugoslavya'da gerçekleştirdi
Sporda başarının anahtarı çalışmaktır. Her başarıda en belirleyici olan etmen çalışmak ve her zaman daha da çok çalışmaktır. Sezon öncesi ve devre arasında düzenlenen kamplar başarı için yol haritasının belirlenmesi, oyuncuların sağlıklı bir şekilde kondisyon depolaması, fiziksel açıdan güçlenme, mental açıdan yenilenme, planlama (oyun felsefesi, savunma ve hücum stratejileri) taktik ve takımı uyumu, ekipteki eksikliklerin tespiti ve benzeri bir çok hususun çözüme kavuşturulmasında kilit bir role sahiptir. Futbol takımlarının kamp ve organizasyonlara hazırlık çalışmaları sezon öncesi, turnuva dönemi ve sezon arası olarak gerçekleşmektedir. Turnuva dönemi hazırlık çalışmaları organizasyon takvimine bağlı olarak her maç programına uygun olarak farklı şehirlerde zorunlu olarak yapılmaktadır. Ancak sezon öncesi ve sezon arası kamp ve hazırlık çalışmaları her ülke federasyonunun maç takvimine bağlı olarak birbirinden farklılık gösterebilmektedir (Demir ve Demir, 2004).Sezon öncesi hazırlık kampları sporcuların bedensel, teknik, taktik, teorik ve zihinsel olarak müsabakalara hazırlandıkları süreçtir. Hazırlık dönemi süreleri, takım oyunlarında 23 ay, atletizmin kimi dallarındaysa 56 ay kadar sürebilmektedir (Sevim,2002:167). Sezon öncesi kamp çalışmaları genellikle Temmuz-Eylül ayları arasında iklim itibariyle daha serin, yüksek rakımlı yaylalarda gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde bu yerlere örnek olarak Abant, Gerede, Kartalkaya, Davraz, Kızılcahamam, Ilgaz, Palandöken, Afyon'u verebiliriz. Bu yörelerin hepsinin ortak noktası yaz dönemine serin hava, uygun nem, sıcaklık ve oksijen koşullarına sahip olmasıdır.Liglerin ilk yarısının sona ermesiyle başlayan devre arası kamp çalışmalarının kış mevsiminde olması nedeniyle daha ılıman hava, uygun nem ve sıcaklık, yağmur ve rüzgar etkeni minimum olabilecek yerlerin seçilmektedir. Yerli ve yabancı kulüpler bu dönemde kamp yeri olarak başta Antalya (Belek, Manavgat) olmak üzere nadiren de olsa Ege'yi çalışma alanı merkezi olarak belirlemektedirler. Devre arası kampları ülkemiz takımları için Aralık-Ocak ayları süresince gerçekleşirken, yabancı kulüpler fikstürlerinin uygunluğuna göre Mart ayına kadar bu süreyi uzatabilmektedir. (Doğu Avrupa, Rus ve İskandinav takımları). Bu araştırma kıvamındaki, akademik alıntılarla zenginleştirilmiş yazımızda biz daha çok sezon öncesi kamp çalışması üzerine yoğunlaşacağız.Sezon öncesinde yapılacak kamplara takımlarının eksiksiz bir şekilde başlaması takım olgusunun, takım kimyasının oluşması açısından oldukça önemlidir. Yeni yapılacak transferlerin kamp başlangıcından önce bünyeye katılması bu açıdan hayati önem taşımaktadır. Ekibe yeni katılacak oyuncuların mevcut oyuncularla kısa sürede kaynaşması, takımı, taktiksel anlayışı benimsemesi sezon içerisindeki performans bakımından hayati öneme sahiptir.
KAMPI SPONSORLARLA GERÇEKLEŞTİREN KULÜPLER VAR
Futbol kulüplerinin kamp kadroları futbolcu, teknik heyet, yönetici, sağlık ekibi, malzemeci, masör ve diğer görevlilerle 30-50 kişi arasında değişmektedir. Çok ekstra durumlarda (büyük turnuvalarında yer aldığı kamplar) kulüpler desteğe gelecek taraftarlarını da düşünerek bu kadroyu daha da kalabalıklaştırmaktadır. Bu durum sezon öncesi kamptan ziyade devre arasında turistik merkezlerde düzenlenen kamplarda yurtdışından gelen takımlarda görülmektedir. (Alman kulüpleri) Kampı takip eden basın mensuplarını da bu konuda yok saymamak gerek. Daha ön planda olan ekiplerde kampı takip eden ulusal ve uluslararası medya mensubu sayısı da artmaktadır. Sezon öncesi kampını sponsorlar desteği ile gerçekleştiren kulüplerde bulunmaktadır. Takımların bir yandan hazırlık maçları ile eksiklerini görmeleri amaçlanırken diğer yandan bu turnuvalardan önemli gelir elde edilmesi de söz konusudur (Humphreys ve Prokopowicz, 2007; Vrooman, 2007). Organizatör ve sponsorlar aracılığı ile düzenlenen turnuvalardan kamp döneminde yayın ve ödül yoluyla gelir sağlama yolunu seçen kulüplerinin sayısı da azımsanmayacak derecede fazladır. Bu sayede hem kamp masraflarım azalmakta hem de kulübe gelir sağlanmaktadır. Futbol takımlarının kamp yeri seçimi ve programının hazırlanmasında turnuva ve özel maçlar oldukça önemli bir etkendir. Hem doğrudan bir gelir sağlanırken hem de kamp maliyetleri karşılanmaktadır.
KALİTELİ KONAKLAMALAR ÖNEMLİ
Kamp yerinin seçiminde kaliteli konaklama tesislerinin mevcudiyeti, ulaşım olanaklarının kolaylığı, antrenman ve maç yapılacak sahalarının sayısının fazlalığı, maç ve turnuva organizasyonuna elverişlilik, temiz hava - oksijen oranı, nem oranı, iklim ve konum, yağış oranı, rüzgar, sıcaklık, rakım-yükselti (deniz seviyesinden yükseklik), klimatik faktörler gibi faktörler etkili olmaktadır. Bu faktörlere kısaca değinmekte yarar buluyorum. Hazırlık kampı düzenlenmesine karar verilmiş mevkide tesislerin kalitesinin yeterliliği çok önemlidir. Tesisler sporcuların konaklama ve sosyal aktivitelerine olanak sağlayacak şekilde gerekli donanıma sahip olmalıdır (Costa, Tsitskari, Tzetzis ve Goudas, 2004). Futbolcuların fizik, kondisyon ve moral açısından sosyal olanakların önemli bir etkisi vardır. Yoğun ve ağır çalışmaların ardından dinlenme, sosyal ortam, yeme-içme, eğlenme, sauna ve hamam, oyun gibi olanakları bünyesinde bulunduran konaklama tesislerinin ideal kamp yerinin en önemli destek faktörlerinden birisi olduğu değerlendirilmektedir.
OTEL, TESİS VE ÇALIŞMA SAHASI
Futbol takımlarının kamp yaptığı oteller ile ilgili genel sıkıntı, birden fazla takımın aynı tesiste konaklamasından kaynaklanan ve özellikle büyük takımların mümkün olduğunca başka takımlarla birlikte aynı tesiste olmak istememesidir (Demir ve Demir, 2004). İklim koşullarında futbol takımlarının kamp yeri seçiminde oldukça önemli bir unsurdur. Sezon öncesi çalışmalarında daha serin bölgelerin tercih edildiği görülmektedir. Çok fazla rüzgar almayan, oksijen düzeyi yüksek ve güç kazanma amaçlı çalışmalara kolaylık sağlayabilecek yüksek rakımlı ve düşük nem oranına sahip yerler ideal kamp yeri olarak değerlendirilmektedir (Olszak, 2012; Wangerin, 2006). Buna karşın kış döneminde yapılan kamp ve hazırlık çalışmalarında en önemli etken ılıman hava ve düşük nem oranı (Feld, 1993) olarak öngörülürken özellikle aşırı yağmur ve rüzgar olumsuz ikindin vaktinde yapılmaktadır. Yükseklik ile sezon öncesi kamplar arasında yüksekliğe rahat uyum sağlama ve alçak rakımlı yerlerde daha iyi performans arttırma gibi iki yönden faydası bulunmaktadır. Yapılan bir çok araştırma sonucunda yüksek rakımda bazı kan parametre değerlerinin arttığı gözlemlenmiştir. Her ne kadar, yükseldikçe havada bulunan oksijen oranı azalsa da, bu olay oksijen açlığı denilen duruma yol açarak solunum organlarının daha yoğun çalışıp güçlenmesine ve insan kanının temizlenerek yenilenmesine neden olmaktadır (Ülker,1992:5). Yüksek rakımlı yerlerde yapılan kamplar, sporcuların kondisyon kapasitesini artırmakta, kan değerlerini olumlu yönde düzenlemekte ve bu yolla elde edilen kazanımları uzun süre korumalarına ortam hazırlamaktadır. Bu nedenle, sporcular veya antrenör ve yöneticiler sezon öncesi çalışmalarını yüksek yerlerde yapmayı tercih etmektedirler. Kuvvetli rüzgarlar antrenman yapabilme serbestliğine olumsuz yönde etki etmektedir. Sürekli sert rüzgarlar alan bir kamp merkezi antrenmanların hayati önemi olduğu sezon öncesi ve sezon ortası kamplar için tercih edilen bir merkez olmamasına sebebiyet vermektedir. Zaman zaman kuvvetli esen rüzgârların olumsuz etkisi bir tarafa bırakılırsa, sürekli bir hava akımının olması, yaz aylarında sıcaklığın daha da yükselmesini engellemekte ve bu da daha serin ortamlarda kamp imkânı sağlamaktadır. Kamp merkezinin seçiminde sadece iklim ve konaklama faktörleri yeterli değildir. Özellikle antrenman yapabilecek uygun zemin ve çim kalitesine sahip futbol sahalarının olması kadar, rehabilitasyon ve kondisyon amaçlı birimlerin de olması oldukça önemlidir (Stevens ve Wootton, 1997). Zemin ve çim kalitesinin yanında ışıklandırma sistemi, drenaj sistemi, destek hizmetleri, tesisin antreman sahasına yakınlığı güvenliğin saha ve saha dışında sağlanabilmesi diğer etkenledir. Kamp yapılan yerdeki tesislerde sporcuların kalori hesabı yapılmış, organik besinler kullanılarak yapılmış menülerle yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağının bulunması gerekmektedir.
KAMP SPORCUNUN GELİŞİMİNİ HEDEFLER
Kamp içeriği konusunda yazılacak oldukça konu olmasına rağmen bu olayın dışında kaldığımdan benim yazabileceğim kısım çok sınırlı kalmakta. Kampların içeriği ve çalışma metotlarıyla yorum yapabilmek için yeterli düzeyde uzmanlık gerektiği kanaatindeyim. Yinede burada birkaç alıntı yaparak konuya giriş yapmakta fayda var. Genel hazırlık dönemi iki evrede değerlendirilmektedir. Genel hazırlık dönemi sportif branşın özelliklerine bakılmaksızın, sporcunun çalışma kapasitesini geliştirmeyi hedefler. Sporcunun çalışma kapasitesi ne kadar yüksek olursa, antrenmanın hem fiziksel hem de psikolojik etkileri sürekli artışa o derece de uyum sağlar. Yani bu çalışma evresi ne kadar güçlü olursa, ulaşılacak beceri düzeyi o derece de yüksek olacaktır. Bu evrede amaç sporcunun fiziksel alandaki en zayıf yanlarının güçlendirilmesidir. (Bompa, 2007). 1'nci evre denilen bu dönem sporcu için çok değerlidir. Bu dönemde sporcu ne kadar kendi altyapısını sağlar, kondisyon depolar ise sezon içerisinde bunun fazlasıyla mükafatını alacaktır. Kısacası hazırlık döneminin ilk aşaması ikinci aşamaya hazır olmak açısından son derece mühimdir. İkinci evrede ise Bu evrede; sporcunun, antrenmana ve müsabakaya uyumu sağlanır.
TAKIMLAR LİGE KÖTÜ GİRİŞ YAPABİLİYOR
Genel kondisyonları amaç ve spor dalının özelliklerine göre geliştirilir, sağlamlaştırılır ve yüksek form durumuna ulaşması hedef alınır. Genel dayanıklılık, maksimal kuvvet, sürat gibi motorik özelliklerin bir çoğu bu evrede geliştirilir. Teknik düzeltici çalışmalar sadece genel anlamda uygulanır. Çalışmalar genelden özele prensibiyle basamak basamak gerçekleşir. (Sevim, 2002). Kondisyon altyapısı sağlandıktan sonra ikinci evrede daha çok yüklemeler başlamaktadır. (1 kez 100 şınav değil, 2 kez 50 şınav gibi) Sezon öncesi kamplarda yapılan aşırı yüklemeler yada hafif yüklemeler sezon içerisinde sıkıntılara yol açabilmektedir. Bunun birçok örneğini ligimizde sıkça görmekteyiz. En basit ve anlaşılabilir örneğiyle lige fişek gibi giriş yapıp sonradan uzun bir süre galibiyet alamayan kulüpler olduğu gibi lige oldukça kötü bir giriş yapıp Arap atı misali sonradan açılan kulüplerde oluyor. Oyunculara yapılacak yüklemelerin dozajına yaptığı performans ölçüm değerlendirmeleri sonucunda teknik ekip karar vermektedir. İlk başta bizim uzmanlığımız dışı dediğimiz kısımda tam burası oluyor. Bu nedenle bu kısımla alakalı bizim yazabileceğimiz pek bir bilgi bulunmamakta, bulunsa bile vereceğimiz bilgilerin sağlıklı olmayacağı aşikar. Bu noktada işi ustalarına bırakmak ve onların deneyimlerine güvenmek en mantıklı yol olacaktır.
KAMP MERKEZİ SAYISI ARTMALI
Ligimizde yer alan birçok ekip son zamanlarda sezon öncesi çalışmalarını iki hatta kendi tesislerinde geçirdikleri süreyi de dikkate alırsak 3 aşamalı olarak gerçekleştirmektedir. İlk önce ülkemizdeki sezon öncesi kamp merkezlerini tercih eden ekiplerimiz (Abant, Gerede, Palandöken, Davraz, Kızılcahamam vb.) daha sonrasında ise Avrupa (Avusturya, Belçika, Hollanda, İspanya, Slovenya vb.) kıtasında üstteki satırlarda belirttiğimiz etkenler göz önüne alınarak merkezler tercih etmektedir. Bazı durumlarda kamp dönemini 2 döneme ayıran kulüpler görülmektedir. 10-15 günlük kamp döneminden sonra dinleme maksadıyla ülkeye dönen ekipler bir kez daha yurtdışına çıkabilmektedir. Bu durumda farklılıklarda görülmektedir. Önce yurtiçi kampına başlayıp sonra yurtdışına çıkan ve daha sonrasında finali yine yurtiçinde yapan ekipler gibi. Kampın kaliteli yer seçilmesinde direkt olarak kulüplerin bütçesiyle bağlantılı bir durum söz konusudur. Kampın süresi, kamp merkezinin kaliteli seçimi, hazırlık maçı yapılacak kulüplerin kalitesi gibi hususların bi çoğu direkt olarak kulübün finansal durumu ve ününe bağlıdır. Aynı kamp merkezinde bir çok kulüple beraber konaklanması son derece bir sıkıntılı durumdur ama bunun yanında oldukça sık görülen bir durum olarak ta göze çarpmaktadır.Bu durum daha çok ülkemizde yapılan kamplarda görülmektedir. Bunun sebebi alternatif kamp yapılacak şehir sayısının azlığı, yoğun talebe cevap verememesi olarak söylenebilir. Son yıllardaki atılım ile birlikte Alternatif şehir kısmına Afyon şehride eklendi. Afyon şu anda daha çok Arap takımlarının tercih ettiği bir merkez olarak görülmekte. Bu sayının daha da fazla arttırılması bahsettiğimiz sorunların çözümünde net etki edecektir.
KONYASPOR TAM ANLAMIYLA GERÇEKLEŞTİRMİYOR
Yazımızda nerdeyse Konyaspor'a hiç değinmedik gibi bir durum söz konusu oldu. Yazının son kısımlarında Konyaspor ve Kamp dönemlerine atıfta bulunmaya ayıralım. Konyaspor ilk yurtdışı kampını 1989-1990 sezonunda o zamana kadar Konyaspor'a en başarılı dönemini yaşatmış, 46 puanla Lig 7'nciliği yaşatmış Yugoslav Zoran Çolakoviç önderliğinde Yugoslavya'da gerçekleştirmiştir. (@ konyasportarihi). Yugoslavya dağıldıktan sonra o yörede tercih edilen Kamp merkezi cazibe merkezi Slovenya olarak ortaya çıkmıştır. Konyaspor sezon öncesi kamp çalışmalarını yurtiçinde Abant, Bolu, Kızılcahamam ve son zamanlarda Davraz, Palandöken yöresinde gerçekleştirmekteydi. Yurtdışında Almanya, Hollanda, Belçika tercihleri her zaman daha ön planda olmuştur. Devre arasında ise Konyaspor'un sürekli tercih ettiği merkez Belek olarak görülmekte. Yazının ilk başlarında söz etmiştim. Kampa tam kadro, yeni transferlerinde yer alacağı şekilde katılmak son derece önem arz etmektedir. Konyaspor'un bu güne kadar bunu tam anlamıyla gerçekleştirebildiğini söylemek büyük bir yanlışlık olur.
EKSİKSİZ BİR KAMP DÖNEMİ GEÇİRMESİ DİLEĞİYLE
Son 1-2 yılda önceki yıllara göre bir gelişme olduğunu söyleyebilsekte tam anlamıyla bunun gerçekleştirebilindiğini söylemek çok mantığa yatmayacaktır. Oldukça uzun ve yararlı bir çalışma olduğunu düşündüğüm bu yazıyı sonlandırırken, takımımızın sakatlıklar yaşamadan, takım uyumunun hat safhada olduğu, takım olgusunun eksiksiz bir şekilde harmanlandığı bir kamp dönemi geçirmesi bir taraftar olarak benim en büyük temennim.
KAYNAKÇA
Costa, G., Tsitskari, E., Tzetzis, G. & Goudas, M. (2004). The factors for evaluating service quality in athletic camps: A case study. European Sport Management Quarterly, 4 (1), 22-35Demir, M. ve Demir, Ş.Ş. (2004). Turistik ürün çeşitlendirmesi kapsamında futbol turizmi: Antalya Bölgesinde bir araştırma. Dokuz Eylül Üniversitesi SBE Dergisi, 6 (2), 94-116. Stevens, T. & Wootton, G. (1997). Sports stadia and arena: realising their full potential. Tourism Recreation Research, 22 (2), 49-56. Humphreys, B. R. & Prokopowicz, S. (2007). Assessing the impact of sports mega-events in transition economies: EURO 2012 in Poland and Ukraine. International Journal of Sport Management and Marketing, 2 (5), 496-509. Olszak, C. A. (2012). The impacts of weather on a Mid-American conference university football team and players' perceptions regarding weather. Doctoral dissertation, Kent State Uni. Wangerin, D. (2006). Soccer in a football world: the story of America's forgotten game. USA:WSC Books Limited. Feld, F. (1993). Management of the critically injured football player. Journal of Athletic Training, 28 (3), 206-212. Vrooman, J. (2007). Theory of the beautiful game: The unification of European football. Scottish Journal of Political Economy, 54 (3), 314-354. Ülker,İ.,1992, Dağ Turizmi, T.C. Turizm Bakanlığı Yayınları, Devran Matbaacılık, Ankara. Bompa, T. O. (2007). Antrenman Kuramı Ve Yöntemi "Dönemleme". Spor Yayınevi. ANKARA. Sevim, Y. (2002). Antrenman Bilgisi. Nobel Yayınevi. ANKARA.
SPOR SERVİSİ