KAHROLSUN KAPİTALİZM(!)

Abone Ol

Her gün hatta her an bilinçaltımızı ele geçirmeye çalışan binlerce reklam bombardımanına karşı, tamamen refleksif olarak gardımı almış durumda gezerim.

Acımasız saldırılara karşı belki de çaresizce bir direniş sürdürdüğüme inanır, kendime bir mutlu olma payı çıkarırım.

Ellerinden gelse bunu bile çok görecek zalim kapitalistlere rağmen mutlu olmak da bir başarıdır son tahlilde.

Yeryüzündeki tüm imkanları ve mutlak hakimiyeti bu zalimlere bırakmadığı için Allah'a hamd ederim.

 Bunlar nefes almamızı bile  bir sayaç marifeti ile sayıp paraya bağlarlar hafazanallah!

Ekmek reyonunu süper marketin en uzak noktasına koyan vahşi kapitalist mantık benim acımasızca (bu kadar acımasızlık ta ben de olsun kabilinden) eleştirdiğim bir şeydir.

Tüketimi artırdığı saptanan müziği, fon müziği yapan da aynı para/putçu mantıktır ve acımasızca eleştirilmeyi kelimenin tam anlamıyla hak etmektedir.

Yıllardır bir şekilde serencamını gözlediğimiz ve belki de içinde yaşadığımız bizim kesimin en zayıf noktalarından biri “kapitalizm” denen rejimin ( hatta illetin) ne idüğü hakkında yeterince fikir sahibi olmamasıdır diye düşünüyorum.

Özünde maddeci, gücü kutsayan ve her ne şekilde olursa olsun kazanmayı hedef kabul eden, bunun için sömürünün en vahşicesini büyük bir zevkle uygulayan bu barbar sistemi tam olarak tanımadan, onun mantığını iyi kavramadan; “efendim, Müslüman zengin olmalı” gibi tepeden tırnağa kadar “yeşil zehir”lerle beyinler zehirlenir, servetler ele geçirilir ve yönetilmeye kalkışılırsa, korkarım ki, zulmün de “yeşil”ini irtikâp etmiş olursunuz.

İşte içinde yaşayıp gitmekte olduğumuz zamanlar korktuğumuzun başımıza geldiği zamanlardır.

 

Şunu artık acı tecrübelerle biliyoruz ki, oyunun kuralını koyanlar ve hiçbir kurala(!) bağlı kalmaksızın keyiflerine göre o kuralları değiştirenler; onların oyunu oynandıkça hep kazanan tarafta olacaklardır.

Onların geliştirdiği alışveriş konseptinde siz “İslamcılık” yapamazsınız.

Lütfen bu trajikomik gerçekliğe köylü kurnazlığı ile bahaneler üretmeye kalkmayınız.

Onlar insanları yardıma muhtaç hale getirelim bize köle olsunlar diye düşünürler. Yardım yaparlarsa vergiden düşmeyi önemserler.

Paylaşmanın maddi getirisi olmalıdır kapitalist mantığa göre.

Siz!..

“Paylaşalım muhabbet artsın” dersiniz.

Sizin farkınız budur.

Sizin anlamınız budur.

Siz!..

Malın emanet olduğunu, sadece tasarruf hakkını haiz olduğunuzu düşünürsünüz, onun için malınızda fakir fukaranın hakkı olduğuna inanırsınız.

Onlar!..

Bu servet bizim(benim) derler. (Karun'u hatırlayın) temellük ederler. Dolayısıyla onların servetlerinde kimsenin hakkı olamaz. Ve onlar onun için paylaşamazlar. “benle mi kazandın kardeşim derler”.

Yeryüzünde insanca yaşamak bu zalim sömürüye  karşı olmakla mümkündür. Hiç kimse sömürülmemelidir.

Hak merkezli bir hayat kurulmalıdır. Hak ve Adalet medeniyeti kendini göstermelidir.

Bizim imanımız bir medeniyet muhayyilesi ve tasavvuru icap ettirir.

Slogan atarak sömürünün ortadan kalkmayacağını biliyorum. Onun için yazının başlığı slogan olarak seçilmedi.

Zaman salih amel/hayırlı eylem zamanıdır.