Tokat’a vardığımızda saat 20.00 civarıydı. Birkaç yıl önce kitap fuarına da geldiğim için şehre, hatta istirahat edeceğimiz otele aşina idim. Odalarımıza yerleşip akşam yemeği için restorana indik. Yemekten sonra bir grup arkadaş Tokat Köprüsünün gece manzarasını temaşa etmeye gidecekti ama ben kendimi yorgun hissediyordum. Oda arkadaşım Ahmet Aka’ya “istirahate ihtiyacım olduğunu” söyleyip yatsı namazından sonra kendimi uykuya teslim ettim.
Tokat ilimiz
Âşık ve şairlerin şiirleriyle coşkun akan nehirsin,
Ünlü seyyah Evliya Çelebinin methettiği şehirsin,
Seni gelip gören gezen bilir, gelmeyenler ne bilsin?
Hey on beşli türküsünün yazıldığı yersin sen Tokat.
Dokuz yüz yetmiş yedi doğumlu.
Mesleği avukat; hukukçu,
İki dönemdir başkan seçiliyor,
Tokat’ta Sevilen Eyüp Eroğlu.
Herkese güler yüzle bakıyor,
Kalıcı hizmetlere imza atıyor,
Canla başla severek çalışıyor,
Sevgili Başkan Eyüp Eroğlu.
Suyun olduğu yerde hayat vardır deyimi, bu olsa gerek. Yeşilırmak, Amasya’ya olduğu gibi Tokat ovasına da hem güzellik katıyor hem de bereket veriyor. 1 Ağustos sabahı 08.00’den itibaren güne otelimizde kahvaltı ile başladık. 09.30’da ise rehberimiz Hasan Erdem bize dahil oldu ve Tokat gezimiz başladı.
2017 yılında kitap fuarına katılmak üzere Hüzeyme Yeşim Koçak, Melahat Ürkmez, Ahmet Aka ve bendeniz Tokat’ta 4 yıl önce iki gün gezdiğimiz için yabancı değildik. Otobüste Tokat kalesini seyrederek buram buram tarih kokan şehir merkezine geldik. Fatih Sultan Mehmet Han’ın eşi Gülbahar Hatun adına oğlu Sultan 2. Beyazıt tarafından yaptırılan olan Hatuniye Camii ihtişamıyla göz kamaştırıyordu.
Alışveriş için 112 odalı Taşhan’da esnaf, günlerden pazar ve erken saatler olmasına rağmen işbaşı yapmıştı. Anlaşılan erkenci ziyaretçileri için haberdar edilmişlerdi. Hasan Bey “Alışveriş edecekler, aldıklarını otobüse bırakmayı ihmal etmesinler. Çünkü artık bolca yürüyeceğiz” uyarısında bulundu. Tokat bamyası, asma yaprağı, pekmez ve el baskılı tokat yazmaları buranın meşhur ürünüydü.
Tarihi hamamları, medreseleri, türbeleri ve camileri ile ünlü Bağdat caddesini arşınlayarak Yahudiler Sokağı namıyla maruf kentsel dönüşüm alanına geldik. Vaktiyle Yahudiler çoğunlukta olduğu için bu adla anılıyormuş. Burada camilerin yanı sıra kilise ve havra da bulunuyormuş fakat havra ve kiliseler kendi cemaatleri tarafından, “İbadete gelen yok” diyerek 1903 yılında kapatılmış. Yani bir dönem bu sokakta üç dine ait ibadethaneler neredeyse yan yanaymış.
Daha sonra hummalı Restorasyon çalışmasının devam ettiği Kışla Mahallesi Sulu Sokak’taki bulunan müzeleri, hanları, hamamları, hatta enteresan bir isimle anılan ve halen Restorasyonu devam etmekte olan Ali Tuğsi tarafından yapılmış olan Sık dişini helâsına geldik. Rehberimiz bu bölgenin eski zamanlarda çok kalabalık bir yaşam merkezi olduğunu, bu sebeple han, hamam gibi iş yerleri çok olunca tuvalet ihtiyacının da yoğunlaştığını anlatıp “Ali Tuğsi tarihin ilk bağımsız umumi helasını, hem de nalettayn bir biçimde değil, bir sanat harikası olarak inşa etmiş. Defi hacet için insanlar buraya akın edince de kapıda uzun kuyruklar oluşmuş. Bu sebeple de halk arasında ‘Sık dişini helâsı’ diye anılır olmuş” dedi.
Şehir Müzesini gezerken Tokat’ın çalışkan ve güler yüzlü Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu kafilemize katıldı. Müze bahçesinde Amasya’dan getirdiğimiz kirazlar ve ikram edilen çay eşliğinde güzel bir sohbet oldu. Bilhassa restore işinde önemli tarihi yerlerin bölgesel olarak ele alınıp ihya edilmesi takdire şayandı.
Danişmentliler döneminde inşa edilen Ulu Camii dimdik ayakta. Özel mülkiyet olan kerpiç yapıdan geriye kalan uzun ve yüksek duvarlar adeta zamana meydan okuyor. Katırcıoğulları Hanı terk edilmesine rağmen halen tabiat şartlarına karşı direncini koruyor.
Büyük bir kervansaray olan Deveciler Hanı Kara gümrüğü olarak da kullanılmış. İçinde develer ve atlar için ahırlar, insanların istirahat odaları, eyvanlar, ortasında taştan oyma bir su kurnasıyla abidevi bir eser olarak duruyor. Hanın giriş kapısının etrafında köşelere yakın yerde iki oyuk (delik) vardı. Rehbere “Bunların bir önemi var mı?” diye sordum. “Olmaz mı” deyip şu bilgiyi verdi: “Hana giren kervancı başılar gümrük vergisini ödeyip çıkarken bu deliklere sadaka bırakır ve köşeyi dönermiş. Sadaka ihtiyacı olanlarda kıvrakça alıp kimseye görünmeden köşeyi dönermiş. İşte literatüre giren ‘köşeyi dönme’ deyimi de buradan türemiştir.” Oysa günümüzde köşeyi dönmek deyimi kısa yoldan zengin olmayı, sahtekârlığı, hilekârlığı anlatıyor, değil mi? Bakın hele o güzelim sözü ne hale getirmişiz?
Buranın önemli bir ticaret merkezi ve kervan yolu olması sebebiyle, önde merkep ve kervancı, ardından yükleriyle develer olan büyük bir Kervanı Heykeli yapılmış ki, son derece anlamlı olmuş.
Tokat’ın fethi 1073’de yapılıp Türk yurdu olmuş. Tokat şehri ticarette olduğu gibi ilimde de ileri olduğunu gösteriyor. Konya’dan sonra ilk Mevlevihane’nin Tokat’ta yapılması, Osmanlıya 6 tane Şeyhülislam vermesi de bunun bir göstergesidir.
Hülasa; bu şehirlerin idarecilerini tarihi yerleri restore ettirmeleri ve kültüre ehemmiyet vermelerinden dolayı tebrik etmek gerekiyor.
Bu güzel yerleri ziyaret edip otobüse döndükten sonra rehberimiz Hasan Beye “Yorulduğumu” söyleyince kentsel dönüşümle yenilenmiş bir çayhaneyi gösterip “İsmail amca sen burada otur, dinlen ve çayını yudumla. Bizi bekle. Zaten ziyaret yerleri de az kaldı” dedi. Belki son birkaç yerde kafileden ayrı burada dinlenip yakındaki tarihi camide ikindi namazımı eda ettim. Ekip döndüğünde onlar da çaylarını yudumlayıp yorgunluk attı.
Gün sona ermek üzereydi. Otobüsümüz geldi, bindik ve Yeşilırmak kenarındaki Hıdırlık Belediye Sosyal Tesislerine geçtik. Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu karşılaşmamızdan itibaren bizi bırakmamıştı. Patlıcan ve kuzu etinden mükellef Tokat kebabı, etli ve baklalı yaprak sarmaları ile karnımızı doyururken sohbetin son demleriydi.
Akşam namazını müteakiben kanımızın kaynadığı dostları ardımızda bırakırken Tokat’a son bakışlarla veda ettik.
Gezimiz sırasında kaleme dökülen şiirleri yazımızın başında ve içinde zikrettik ama 2017’deki Tokat seyahatimde de gönlümde aşk uyandıran Tokat’a bir güzelleme yazmıştım. Yazımıza noktayı da bu şiirle koyalım.
TOKAT İLİMİZ
Belediyenin daveti ile geldik seni gezmeye
Konyalı yazar ve şairlerin gönül kitabı ile
Konya dan Tokat’a acep ne yakışır hediye
İşte bu şiirli sevgiyle geldik biz Tokat ilimiz
Çok görmek istiyordum şu Tokat ilini
Yeşil ormanıyla ünlü olan çamlı belini
Karadeniz ve iç Anadolu’nun süslü gelini
Güzelleri ile adından söz edilen Tokat ilimiz
Ünlü kazova ovanız yılda iki ürün verir
İki metreye yakın rakımlı şanlı Çamlı belin
Gazi Osman paşanın Talibi Ceyhuni şairlerin
Yetiştirdiğin ünlülerle övün sen Tokat ilimiz
Karlı kışta bile çok güzeldi şehrin silueti
Buranın yaşayanları böyle görsün cenneti
Yeşil ırmak bu şehre yüce Allahın nimeti
Seni gezip görmeye geldik bizler Tokat ilimiz
Kalenizden bakınca güzel şu Tokat’ın hali
Gecenin loş ışıklarında yeşil ırmağın mavi
İklimlerin size verdiği bereket cennet misali
Tarihinle kültürünle güzelsin sen Tokat ilimiz
Kale kışladan bakınca şu şehri Tokat’a
Minareler yükselir göklere doğru hışımla
Çok harika bir şehirsin Tokat bahar kışınla
Sende yaşamayı arzu ederdim Tokat ilimiz
Mevlana şehri Konya mıza özenmişsiniz
Mevlevilerle semazenlerle bezenmişsiniz
Karadeniz iç Anadolu iklimli bir şehirsiniz
Verimli bereketli topraklara sahip Tokat ilimiz
Kale sulu sokaktan bakınca görüntü aşiyan
Yukardan çok heybetli görünüyor taş han
Baharla yeşile bürünüyor senin her köşen
Senin için cana can katar derler Tokat ilimiz
Duydum tarihi adını Togayit Türklerinden alır
Yoksa bol yeşil otlarla doymuş Tok Atlar’mıdır
Sana surlu şehir diye isim koyan tarihçiler vardır
Ne olursan olan senin sevenin çoktur Tokat ilimiz
Araştırdım Tokat’ın merkezini ve ilçelerini
Sanal âlemde gezdim tanıdım her yerlerini
Dağların zirvesine yapılmış tarihi kalelerini
Sen gezip yazmaya doyulmuyorsun Tokat ilimiz
Erbaa, Reşadiye Yeşilyurt ve Pazar ilçeleri
Niksar, Almus, Zile, Turhal gezilesi yerleri
Artova, Başçiftlik Sulu sarayı gidip görmeli
Seni günlerce gezmek yaşamak isteriz Tokat ilimiz
Ozan İsmail cennet ülkeyi gezmeye doymaz
Tokat’ı yazmak Kolay değil kâğıtlara sığmaz
İnsanları çok cana yakındır misafirden yılmaz
Güzel Anadolu’muzun tarih şehri Tokat ilimiz
Konyalı ozan İsmail DETSELİ. 4. Kasım 2017