Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.
Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.
“Türk vatanını bölmek ve parçalamak için bölücü ve yıkıcı faaliyetlerde bulunan PKK terör örgütü mensuplarının yöre halkına, askeri birlik tesis ve konvoylarına yönelik hainane emellerine ulaşmadan saklandıkları inlerinde imha edilmeleri için yapılan operasyonlardacanını hiçbir tehdit ve tehlikeden sakınmadan büyük bir cesaret ve feragatla çalıştığını,
Terörle mücadelede sana tevdi edilen en zor görevleri, olumsuz tabiat şartlarına rağmen gece ve gündüz zaman mefhumu gözetmeksizin, büyük bir sadakat, azim ve şevkle yerine getirdiğini,
Özellikle Şırnak ili Güçlükonak ilçesi 1529 rakımlı tepede bulunan üs bölgesine PKK terör örgütü mensuplarının değişik tarihlerde yapmış oldukları saldırılarda kahramanca çarpışarak çatışmanın seyrinde büyük bir yararlılık gösterdiğini yakinen müşahede ettim.
Emsallerinize örnek teşkil eden başarılı ve görev anlayışınızdan dolayı takdir ve tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim.”
Ardında 23 senelik bir hasret ile birlikte yukarda okuduğunuz takdir belgesini de bırakmış ailesine bugünkü Kahramanımız Jandarma Komando Er Ali Akın.
Her zaman yaptığım gibi önce hayat hikâyesinden bahsetmek istiyorum, şehadetinden sonra aradan geçen 23 seneye rağmen hâlâ anne ve babası için dün gibi olan hayat hikâyesinden.
Haziran ayının 15’inde 1973 yılında dünyaya gözlerini Konya’nın Karaömerler Köyünde açmış Şehidimiz. Beş evladı olan Bahattin-Şaziye Akın çiftinin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiş. İlkokulu burada okuduktan sonra Karatay Sanayi’de çıraklık okuluna gitmiş. Bu eğitimden sonra çeşmeci olmuş. Birinin yanında çalışmaya başlayan Şehidimiz askerden geldikten sonra dükkân açmayı düşünüyormuş.
Ellerindeki tezkere belgesine göre 29.11.1993 tarihinde birliğine teslim olmuş. Şehidimiz acemi birliğini Bilecik’te yapmış. Yemin töreninde oğullarının yanına giden anne ve babanın yaşadığı onurun tarifi yok. Anne ve babası tören alanında beklerken annesini arkadan kucaklamış, özlediği ve ille de gelsin dediği annesini.Sonrasında annesinin dizlerinde uyumuş.Acemi birliğini tamamladıktan sonra 10 günlük izne gelmiş.
Usta birliği için vatani hizmet yeri Şırnak Fındık olmuş. Şırnak’ta vatani hizmetini yaptığı sırada bir izne daha gelmiş. 21 gün kaldığı bu izin süresince arkadaşları, akrabaları ve komşuları ile görüşmüş, sadece ailesi hariç hepsine şehit olacağını söyleyerek gitmiş tekrar hizmet yerine. Herkesten helallik istemiş. Aile o kadar mutlu olmuş ki evlatlarının geldiğine…Akıllı ve bir o kadar hareketli bir çocuk olan Şehidimiz, şehadetini herkese haber vermiş ama aile sevincinden ondaki bu hali anlayamamış.
22.02.1994 ile 21.02.1995 tarihleri arasında Şırnak’ta görev yapan Şehidimiz, bu süre boyunca terör örgütü ile mücadele de bilfiil görev almış, vatanı savunmuş. 21 Şubat 1995 tarihinde, Şırnak Ciraf Dağında, teröristler birliklerden birini pusuya düşürmüşler. Pusuya düşen birliği kurtarmak için gönderilen Şehidimizin bulunduğu birlik PKKlı teröristlerle sıcak çatışmaya girmiş. Çatışma sonucunda 31 terörist öldürülmüş. Çatışma bittikten sonra gelen helikopterle gitmek üzereyken 1000 metreden ateş edilmiş. Bu ateş Jandarma Komando Er Ali Akın’ı şehit etmiş. Baba ocağına ise evlat acısı kor gibi düşmüş.
Evlatlarının şehadetlerini Şaziye Teyze şöyle anlatıyor:
“Ramazan ayındaydık. O gün içimde bir sıkıntı vardı. Akşama kadar içim daraldı. Teraviye gitmek istemedim. İftarımızı açtık. Amcana,Alim gelsin de köyde herkesi toplayalım davar keselim bir yemek verelim dedim. O gün bir toz duman çıktı. Askeriyeden gelmişler. Evin etrafını gezmişler. Köyde herkesin haberi olmuş ama bir bize haber vermemişler. İftarlarını yapsınlar da öyle söyleyelim demişler. Muhtarı bulmuşlar. Amcanın kardeşini çağırmışlar ona Ali’nin şehit olduğunu söylemişler. Askeriyeden gelenler anne ve babasıyla görüşmeden biz gitmeyiz demişler. Köyde herkesin haberi olmuş, hepsi bizi gözetlermiş. İçim daralıyor dedim ya, amcana beni bir yere götür dedim. Misafirliğe gittik. Herkes bize bir hürmet gösteriyor. Çaylar, meyveler. Eve geldik. Kardeşimin çocukları pencereyi tıkladı, halam hastalanmış oraya gidecez, dediler. Amcan hemen bildi. Alim şehit olmuş dedi.”
Sonrası diğer şehit ailelerinde olduğu gibi aynı yangın, aynı acı. Evlatlarını hem büyük bir onur hem de büyük bir acı içinde toprağa vermişler.
Baba Bahattin Amca da şunları anlatıyor:
“Köyümüzde fidanlığın içinde kum ocağı var. Orada dinamit patlatıyorlardı. Bunu halletmek için valiliğe gittim. Hemen çözdüler. Ali’nin komutanı da ordaymış. Kendimi tanıttım. Ali Akın’ın babası mısın?, dedi bana. Evet deyince, neredesin bababen seni çok aradım, dedi. Daha önce çok aramış ama bulamamış. Ajandasında sadece “Ali Akın Konya” yazılıymış, şehitlikte askerlerine mezarını aratmış. O zaman Şırnak’ta Ali’nin tabur komutanıymış. Ali benim bir numaralı askerimdi, öyle cesurdu ki korku nedir bilmezdi, dedi. Yarın seni evinden aldıracağım dedi ben de komutanım araç falan gönderme ben minibüsle gelirim dedim. Olmaz araba göndereceğim dedi, ben de o zaman gelmem dedim devletin arabasına yazık değil mi. Tamam dedi ertesi gün görüşmeye gittim. Baba şu adresi bir düzeltelim dedi düzelttik. Ali benim en iyi askerlerimdendi dedi.Bir gün birlik dağda iki gün aç kalmıştı. Ali, yakınlardaki köylerden birine gitmiş, bir sürü yufka ekmek ve üzüm almış gelmiş. Askerler getirdiği yiyeceklerle karnını doyurmuştu. Komutanı, Oğlum sen hangi cesaret gittin seni öldürürlerdi, dediğini anlattı.
Arkadaşlarından birini ziyaret ettim. Arkadaşının boyu biraz uzundu. Ona oğlum ben şehit olursam benim bir anam bir de babam var. Arkamdan bir ay ağlar iki ay ağlar. Senin iki tane çocuğun var.Sana bir şey olursa ben onları ziyarete gittiğimde bana, babam nerede deseler ben ne cevap veririm. Senin şu boyunu kısaltalım da sen benim arkama saklan, dermiş.”
Tezkeresine 20-25gün kala şehadet şerbeti içen Şehidimizin cenazesi düzenlenen tören ve ardından kılınan cenaze namazından sonra Hocacihan Mezarlığında toprağa verilmiş.
Köyde iki inek 8-10 tane de koyunu olan aile geçimini onlarla sağlamış. İki oğlu üç de kızı olan Bahattin Amca ve Şaziye Teyze, oğullarının birini şehit vermiş, birini de kanserden erken yaşta kaybetmiş. Kızlarını da gelin ettikten sonra köyde duramayan çift Konya’ya taşınmış gelmiş.
Rüyasında oğlunu gören anneye, asker elbisesiyle duvara yaslanan oğlu Şehit Ali, “Benim kaderim bu ağlama anne” demiş.
Köyünde yapılan ormana adı verilen Şehit Jandarma Komando Er Ali Akın ve bütün şehitlerimizin ruhu şâd olsun. Daha 22 yaşında vatan için şehit olmuş, kanı bayrağa renk vermiş tüm Aliler için,
Vatan sağ olsun.
DERYA KARAKAYA