Hükümet, tartışmalı yargı düzenlemesini Meclisten geçirme noktasında adım adım ilerlerken, bunu "yargıya müdahale" olarak değerlendiren grupların ülke genelinde 12 haftayı geride bırakan eylemleri de artıyor.

Göstericiler, daha önce çağrıları yapılan bugünkü eylem çerçevesinde başta Tel Aviv olmak üzere ülke genelinde ana arterlerde ve kent meydanlarında gruplar halinde toplanmaya başladı.

Tel Aviv’deki göstericiler, ellerinde İsrail bayraklarıyla “demokrasi” sloganları atarak gösteri alanlarına doğru yürüyor.

İsrail polisi kentte gösterilerin odak noktası haline gelen Kaplan Caddesi'ne çıkan yolları trafiğe kapattı.

Bir grup yedek askerin de aralarında bulunduğu bazı göstericiler ise, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Eski Şehir'in surlarına İsrail bayrağı ve büyük pankarta basılı "İsrail bağımsızlık bildirgesini" astı.

Göstericiler, ülke genelinde birçok noktada İsrail hükümetinin yargı düzenlemesini eleştiren pankart, afiş, maket ve basit heykeller hazırladı.

İsrail basınında yer alan görüntülerde, sahil ve kuzey kentlerinde göstericilerin bazı ana yollar ve kavşakları kapattığı görüldü.

Savunma sektörü çalışanarı da gösterilere katıldı

Haaretz'in haberine göre savunma sanayisi şirketi Rafael'in yüzlerce çalışanı ve emeklisi de fabrika önünde gösteri yaptı.

İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe'nin üreticisi Rafael çalışanları, basına konuşmayı reddetti ancak "Demokrasi olmadan güvenlik yok", "Bizler İsrail'in demir kubbesiyiz" yazılı dövizler taşıdı. İsminin gizli kalmasını isteyen bir mühendis, şirketin kimliklerini açıklamadan gösterilere katılmalarına izin verdiğini söyledi.

Başta Tel Aviv, Hayfa, Batı Kudüs ve Netanya gibi büyük kentler olmak üzere, ülke çapında onlarca noktada farklı meslek grupları ve sivil toplum örgütlerinin gün boyu gösteriler düzenlemesi bekleniyor.

İsrail polisi, şu ana kadar gösterilerde 5 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

İsrail'deki tartışmalı yargı düzenlemesi

Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir “yargı reformu” planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti.

Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yargının yetkilerini kısıtladığı gerekçesiyle yoğun şekilde eleştirilmişti.

Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti.

Editör: TE Bilişim