İsraf 

Para kazanmak, bir gelir elde etmek elbette kolay bir şey değildir. Para kazanmak için emek harcanır, güç harcanır, zaman harcanır.

Kazançlarımızı, ihtiyacımız olan şeyleri elde ederek harcarız. Para çok kolayca kazanılmadığı gibi, çok da kolay ve hesapsızca harcanmamalıdır. Elde edebileceğimiz gelirler sınırsız olmadığı gibi, belirli bir düzeyde gelirlerimiz olur. Gelir ve harcamalarımızın bir denge içinde olması lazımdır. İhtiyaçlarımızı belirleyerek, gelirimize göre onları karşılamalıyız.

Gereksiz ve ihtiyacımız olmayan şeylere para harcamak bizleri hem maddi hem de manevi yönden sıkıntılara sokabilir. İhtiyaç olarak belirlediğimiz ve elde ettiğimiz şeyleri, en iyi ve en hesaplı şekilde kullanmalıyız. Örneğin; kullanılan cep telefonlarının her gün yeni bir modeli üretiliyor. Bizim ihtiyacımız, onu sadece haberleşme aracı olarak görebilmemizdir. Modası geçti diye devamlı telefon değiştirmek gereksiz ve boş yere para harcamak olur. Evimizdeki eşyaları eskidi diye değiştirmek, bazılarını atmak lüzumsuz ve boş yere harcama yapmaktan öte bir şey değildir. Sahip olduklarımızın değerini iyi bilmek gerekir.

Tutumlu olmak, idareli olmak bize itibar kaybettirmez, bilakis israf etmekten kaçınarak, tasarruflu olduğumuzda bu durumu bizlere faydası olacaktır. İleri zamanlarda gerçekten ihtiyacımız olan şeylere sıkıntısız ve huzursuz olmadan kolayca sahip olmamızı kolaylaştıracaktır. Her şeyi ihtiyacımız kadar almalıyız. Tüketeceğimiz her şey ihtiyacımız kadar olmalıdır.

İnsan hayatını devam ettirebilmek, belirli bir para kazanıp ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir meslek edinir. Edindiği meslekte çalışıp emek harcar ve karşılığında maddi olarak bunun bedelini alır. Ancak kazandığı para ya da o para ile aldığı ihtiyaçlarını gereği dışında harcarsa buna israf adı verilir.

İsraf hangi açıdan bakılırsa bakılsın kötü bir şeydir. Hem bireysel hem de toplumsal olarak boşa harcanan hammaddeler, boşa harcanan emekler, boşa harcanan nimetler demektir. Bizim gereksiz olarak gördüğümüz ya da fazla bularak aşırı tükettiğimiz herhangi bir şey belki de başkalarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilir. Bir şeyi müsrifçe tüketirken ilk önce ona ihtiyacı olan insanları düşünmek gerekir.

Herhangi bir eşyamız tamamen kullanılmaz hale geldiğinde onu değiştirmek isteriz. Ancak alalı çok uzun zaman olmadığı halde sadece sıkıldığımız için yeni eşyalar almak israftan başka bir şey değildir. İsraf kötüdür, kişiye çok şey kaybettirir. Tutumlu olan insan ise eninde sonunda bunun meyvelerini toplar.

Ticaret Bakanlığınca açıklanan Türkiye İsraf Araştırması'na göre, haftada ortalama 2 ekmek israf edilirken, vatandaşların cep telefonu değiştirme sıklığı ortalama 3,7 yılı, otomobil değiştirme sıklığı 8 yıl ve üzerini buluyor. Bu açıklanan rakamları göz önüne aldığımızda millet olarak ne kadar savurganlık içerisinde olduğumuz ortada. Müslüman bir millet olarak açıklanan bu rakamları iyi düşünmemiz ve değerlendirmemiz lazım. Şu  kış günlerinde evlerinde açlık ve soğukla uğraşan kişiler var iken,  israf yaparken düşünmemiz gerekiyor. 

 “Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allâh isrâf edenleri sevmez.” (A'râf Suresi 7/31)  Yemek yemekten maksat, zevk ve lezzet alarak nefsin boyunduruğu altına girmek değil, Allâh'a kulluk ve ibâdete güç kazanmak olmalıdır. Yani yemek bizzat gâye değil, hedefe giden yolda bir vâsıta olarak görülmelidir. Yeme ve içmede tehlikeli olan şey, tokluk sebebiyle günâha düşmektir.   Ey îmân edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin! Eğer sâdece Allâh'a kulluk ediyorsanız, O'na şükredin!” (Bakara Suresi 2/172)

Selametle kalın…