Gözlerini dünyaya açtığında kendisini bozkırda koyunculukla uğraşan göçebe bir ailenin içinde bulan İsmilli Murat Yaylacı’nın; “Ovanın Bereketli Toprağı İsmil”, “Hatırda Kalanlar İsmil”, “Nüfus ve Temettuat Defterlerinde İsmil 1833-1845”, “Bizim Hikâyeler” kitapları okurlar tarafından oldukça beğenildi. Öyle ki; Murat Yaylacı, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’nın da bu eserleri çok beğendini dile getirdi. Yaylacı, kitaplarıyla ilgili Yenigün Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhabalar efendim. Öncelikle ilgi alakanızdan ötürü teşekkür ediyorum sizlere. İsmim “Murat Yaylacı”, 1986 yılı ağustos ayında, Konya’nın Karatay’a bağlı -o dönemki adıyla- İsmil Kasabası’nda dünyaya geldim. Beş kardeşin en küçüğüyüm. İlk ve ortaokulu İsmil Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda, liseyi yine İsmil’de, İsmil Lisesi’nde okudum. İlköğretim ve lisede edebiyata, şiire merakım vardı. Ardından Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO Muhasebe bölümüne yerleştim. Burada okurken -2006 yılında- özel sektörde hizmet veren bir şirkette yarı zamanlı olarak işe başladım. (Halen aynı işte çalışıyorum) Aynı yıl da evlendim. Taşradan gelen toy bir delikanlıydım. O dönemin şansı olsa gerek son derece idealist öğretmenlerin elinde şekillenme fırsatım oldu. Şehir hayatındaki rahatlıkla pek barışık değildim doğrusu. Hayalimde hep Edebiyat öğretmenliği vardı. Bu yüzden bu bölüme nedense bir türlü ısınamamıştım. Neticede mezuniyetime iki ay kala Muhasebe bölümünü bıraktım. Burada öğrenciyken farklı bölümlerden bir grup arkadaşla beraber, Üni Konya (Üniversite Konya) Dergisi’ni çıkardık. Bu derginin yazı işlerinden sorumluydum. Daha sonra Açıköğretim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kayıt yaptırdım ve buradan mezun oldum. Bu süreçte aile ve iş düzenimi Konya merkezde kurduğum için, öğretmenlik hayalimi gerçekleştiremedim. Üç erkek bir kız olmak üzere dört çocuk babasıyım. Halk şiirine merakım söz konusu, bu alanda bazı şiirlerim de mevcut.
“BULDUĞUM BİLGİLERİ HİÇBİR ZAMAN GİZLEMEDİM”
İsmil hakkında eserleriniz var. Bize bu eserlerden bahseder misiniz?
İsmil ile alakalı çalışmalarımda, yeni çıkanlarla beraber dördüncü kitabım oldu. İlk olarak 2022 yılında “Ovanın Bereketli Toprağı İsmil”, Kitap Dünyası Yayınları’ndan çıktı. Bu kitap yaklaşık on beş yıllık bir araştırmanın sonucunda oluştu. Bu zor bir süreçti, çünkü İsmil ile alakalı bugüne kadar hiçbir çalışma yapılmamıştı ve önümde herhangi bir örnek yoktu. Bu yüzden hangi kaynağa nasıl ulaşacağımı, nasıl araştırma yapacağımı dahi pek bilmiyordum. Çocukluğumda sadece İsmil Belediyesi’nin hazırlamış olduğu telefon rehberinin ilk sayfalarında İsmil’in tarihçesi diye kısa bir yazı vardı. Bu birkaç paragraflık yazıda da net bir bilgi yoktu. Hep kendi kendime “neden bizim bir tarihimiz yok, biz kimiz nereden geldik, koskoca İsmil’in geçmişi nedir” diye hayıflanırdım. Büyüklerimden duyduklarımı hep not ettim, fakat önemli bir kuşağın son dönemine yetişebildim. Yazılı kaynaklara ulaşmak samanlıkta iğne aramak gibiydi adeta. Bazen koskocaman birkaç kitabı tek tek tarıyor içinden sadece İsmil ile ilgili bir cümle buluyordum. Bulduğum her kelime için mutluydum, çünkü araştırmacılık öyle bir şey ki, bir kelime başka bir kelimeye ışık tutabiliyor, ipucu verebiliyordu. Bulduğum bilgileri hiçbir zaman gizlemedim. Sosyal medyada bir tarih kültür sayfası oluşturarak burada paylaştım, bu da halkın dikkatini çekti. Paylaşımlar birbirini etkiledi, bana daha fazla materyal gelmeye başladı. Hepsi arşivimde saklı, çok değerli fotoğraflar bilgiler var. Bunları bir süzgeçten geçirerek, bu alanda çıkmış bazı kitapları inceledim ve ben de artık İsmil’e dair bir kitap çıkarmaya karar verdim. Kitabı ilk çıkardığımda çok güzel dönüşler aldım. Buradan bana manevi desteklerini esirgemeyen tüm İsmil halkına teşekkür ediyorum. İkinci kitabım olan “Hatırda Kalanlar İsmil”, aslında ilk kitabın içinden doğan bir eser. İlk kitapta bu isimde bir bölüm vardı ve İsmil’de hafızalara kazınmış kişilerden bazılarına bu bölümde yer vermiştim. Bu bölüm halk tarafından çok sevildi ve gelen talepler üzerine bahsedilen önemli kişilerin hayat hikayelerini araştırarak sayısını artırdım ve tarihi fotoğraflarla zenginleştirerek ikinci kitabı hazırladım. Çok da güzel oldu, bu kitabın İsmil’in gelecek nesillerine önemli kültürel bir miras olacağını düşünüyorum. Üçüncü çıkan kitabım “Nüfus ve Temettuat Defterlerinde İsmil 1833-1845”, Osmanlı’da ilk nüfus sayımının yapıldığı 1832 yılından 1845 yılına kadar olan, Başbakanlık Osmanlı Devlet Arşivlerinde bulunan dört farklı zamana ait Konya Nüfus Defterlerinde, İsmil ile ilgili olan bölümleri ele aldım. Yine İsmil’e ait Temettuat Defteri ve toplanan öşür miktarlarının bulunduğu bölümleri incelyerek günümüz Türkçesine çevirdim. Bu bölümler şimdiki neslin, o zamanki yaşayan atalarını, akrabalarını, isimleri, lakapları, fiziksel özellikleri, yaşları gibi bilgilere ulaşabilecekleri bir kaynak oldu. Dördüncü kitabım “Bizim Hikâyeler” de üçüncü ile beraber yeni çıktı. İsmil’de halk arasında yaşanmış, geçmişten günümüze kulaktan kulağa anlatılan kıssaları ve büyüklerimizden dinlediğimiz bazı masalları barındırmaktadır. Belki kayda alınmasa, çoğu unutulan, kaybolup giden masallar, kıssalar gibi bunlarda kaybolacaktı. Kayda alabildiklerim unutulanların çok çok azı diyebilirim maalesef.
“İSMİL HAKKINDA DETAYLI BİR ARAŞTIRMA YAPILMAMASI BU YÖRE İÇİN BÜYÜK BİR EKSİKLİKTİ”
Kitaplarınızda özellikle neden “İsmil”i konu aldınız?
En başta İsmilliyim. Gözlerimi dünyaya açtığımda kendimi bozkırda koyunculukla uğraşan göçebe bir ailenin içinde buldum. Tabi göçebe topluluklarda toprak ve memleket sevgisi daha ağır basıyor. İsmil’de bu zamana kadar detaylı bir araştırma yapılmaması, kültürel değerlerinin ele alınmaması bu yöre için büyük bir eksiklikti. Kendimi neredeyse bu eksikliği gidermeye adadım. Aslında İsmil demek Konya ovası demek. Burası ovanın kalbi konumunda. İsmil kültürü için eski Konya’nın özü diyebiliriz. Önceliğim elimden geldiğince İsmil’e ait yazılı ve görsel bir arşiv oluşturmak oldu. Halen daha yazılabilecek çok şey olduğunu düşünüyorum.
TEPKİLER GÜZEL OLDU
Bu eserleri çıkardığınızda tepkiler ne oldu?
İlk kitabım çıktığında, sosyal medyadan bir duyuru yapmıştım. Hemşerilerim sağ olsunlar, büyük küçük demeden iş yerime ziyarete gelerek hem kitabımdan aldılar hem memnuniyetlerini, iyi dileklerini yüz yüze ilettiler. Hemen akabinde yerel bir televizyon programına konuk olarak çağırıldım, programa yine çok büyük destek mesajları attılar. Karatay Belediye başkanımız Sayın Hasan Kılca’ya da takdim ettim, kendisi çok beğendi. Özellikle günümüz iletişim aracı olan sosyal medyadan çok sayıda teşekkür mesajı aldım. Böyle bir çalışmanın İsmil için çok geç kaldığını, geç de olsa artık İsmil’in de bir kitabı olduğunu söyleyenler oldu. Şehir dışından, yurt dışından şahsıma ulaşıp imzalı kitap isteyenler oldu. Tabi bizim de eksiklerimiz muhakkak olmuştur, hayatta her şey dört dörtlük ve noksansız olmuyor. Bu tür eserlerin bir örnek teşkil edeceğini ve sadece İsmil değil, ova köylerindeki genç araştırmacıların, memleket sevdalılarının bu tür çalışmaları bir adım daha öteye götüreceğini düşünüyorum.
“PLANLARIM ARASINDA OVA’YA AİT BİR ROMAN VAR”
Eserlerinizin devamı gelecek mi?
İnsanoğlu her gün yeni bir şey öğreniyor. Bazen bakıyorsunuz yüzyıllar öncesi söylenmiş bir sözü, yaşanmış bir olayı tarih yazsa bile siz yeni öğrenmiş olabiliyorsunuz. Bu yüzden araştırmanın, okumanın ve üretmenin bir sonunun olmadığını düşünüyorum. Planlarım arasında yine ovaya ait bir roman var, başladım diyebilirim, fakat roman çok farklı bir tür, Allah nasip eder, bitirebilirsem onun da değerlendirmesini artık okurlar yapar.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Yerel kültür genel kültürün temelidir. Her yörenin köklerine sıkı sıkıya bağlı olması demek, sağlam bir genel kültürü ortaya çıkarır. Sağlam kültürler ise, medeniyetlerin temelini oluşturur. Sizin aracılığınızla gençlerimizden memleketlerini, doğduğu toprakları sevmelerini, köklerine bağlı olmalarını, geçmişle gelecek arasındaki köprüyü dengeli kurmalarını rica ediyorum. İlgi ve alakanız için teşekkür ediyorum.
Biz teşekkür ederiz…