Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Ağustos(2020) ayına ilişkin işsizlik istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, Ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre 456 bin kişi azalarak 4 milyon 194 bin kişi olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde işsizlik oranı 0,8 puanlık azalışla yüzde 13,2 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı ise 1 puanlık azalışla 15,7 olarak hesaplandı.

Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1,3 puan azalarak yüzde 26,1 oldu. İşsizlik oranı 15-64 yaş grubunda da 0,8 puan düşüşle yüzde 13,5 olarak belirlendi.

Şöyle veya böyle ülkemizde işsizlik belirli oranda vardır. Aylara, yıllara göre değişse de, belirli yaş gruplarında belirli oranlarda işsizliğin olduğunu devletin kurumu TUİK rakamlarını vermektedir. İşsiz olup her işi yaparım diyen de çok, o işte çalışmam diyende, gerçekten sırtına binseniz götürmeye razı olanda çok. Böylelerinin elinden tutan birileri veya işveren olursa mahcup etmeyecek insanlarda yok değil. Ülkemizde uzun zamandır ara insanı yetiştiremedik, bir imam hatip karşıtlığı nedeniyle meslek liseleri ikinci sınıf muameleye uğradığı için bir nesil heba edildi. Bu gün bazı mesleklerde iş ve işsizlik konusunda her halde önemli bir neden buna dayanmaktadır. Yayın organları, filmler dış göçler, kaçak çalışanlar ve benzeri olaylarda iş ve işsizlikte etkili olmaktadır. Hayatı iletişim kanallarında ki gibi sananlara hangi işi verseniz beğendiremezsiniz. Gerçek hayat ile sanal hayat çok farklı olduğunu gençlerimiz bilmelidir. 19780-1985 yıllarında Genel Müdür olarak şirketim adına işveren olarak çalıştığım yıllarda çok çalışkan, gayretli, işine sadık çalışanlarım vardı. Benimle konuştukları zaman bir resmi iş buldum, müdürüm izin verirseniz gidebilir miyim diye sorduklarında kendini mutlu edecekse git, ancak ben burada olduğum sürece sen de benimle çalışabileceğini bilmelisin derdim. Çok çalışanımı kendim referans olarak resmi kurumlarda çalışmalarına yardımcı oldum. O yıllarda sanayi ve hizmet özel sektörü bu günkü kadar yaygın değildi. İşveren üretmek zorunda, işçi çalıştırmak mecburiyetindedir. Çünkü işi sık değişen adamlarla yapmaya çalışırsa işinde başarılı ve sağlıklı üretici olamaz. Her iki taraf birbirlerine muhtaçtır. Küçük işletmeler belki sık eleman değiştirebilir, ancak kurumsallaşmış iş yerleri sabit belirli kadrolara sahip olmalıdır. Çünkü üretim süreklilik, üretim kalite ister. Dış bağlantılı olan firmalar için bu daha da önem taşır. İş beğenmeme sebepleri ülkemiz için önemli bir sorundur, yukarda belirttiğim nedenler yanında belki daha fazla da neden sayılabilir. Bu husus konu uzmanlarınca iyi irdelenmeli ve gelecek için gerekli tedbirler alınmalıdır. Şirketler için idare edilme sürekliliği kadar çalışanlarda devamlılık da önemlidir. İstenilen işçiyi temin konusunda meslek kursları, mesleki teknik liselere destek verilmeli. Bu gün Suriyeli veya Afganlı ile doldurduğumuz kadroları yetişmiş kendi vatandaşımız ile doldurmalıyız. Bir zamanlar “Ensar- Muhacir” gözüyle bakıldığı ve çalıştıranların cezalandırıldığını da yaşadı işverenlerimiz. Çalışma hayatında ücret meselesi gündeme gelmemeli, işte üretkenlik öne çıkarılmalıdır. Basında yer alan şunu imzala, şu kadarını bana geri getir gibi bir durum çok ekstrem örneklerdir, bu hem işveren hem de işçi için kabul edilemez görülmelidir. İşveren çalışanın hakkını mutlaka gözetir. Sürekli işçi değiştiren işverenlere meslek odalarının da bir yaptırımı olmalı ve bu durumu sorgulayıp gerekli tedbirleri almalıdırlar. Bu husus sadece İş ve İşçi Bulma Kurumunun görevi olarak algılanmamalıdır. Çünkü kaliteli, akıllı ve üretken işçi özel sektördeki bu sık işçi çıkartmalarından ürkerek kendini devlet memuru olmaya doğru meyletmesine neden olmaktadır. Asgari ücretle devlet memuru ücretleri de birbirine yakın tutulmalı ki ücret tercihi devlet memurluğu isteği yönünde önemli bir avantaj görülmemelidir. Özel sektör hem işçi çalıştırır, hem de iş öğretir, bu durum çalışan için bir gelecek demektir. Bu husus göz ardı edilmemeli, kendi işini kuranlar çoğu zaman böyle başlamakta, ancak rekabet gücü küçük işletmelerde değil, büyük işletmelerde olduğu da unutulmamalı, çoğu durumda ayrılmak yerine birlikte güç birliği sağlanma yolu kullanılmalıdır.

Özel sektörde her şirketin bir üretim prosesi vardır, bu prosese uygun üretim her gün değişen işçilerle yapılamaz. Standart ve kaliteli üretim yetişmiş elemanlarla yapılabilir. Dış ticarette önemli payı olan Konya’mız sanayisi her geçen gün büyümekte, bu durum sevindiricidir. Bu durumun devam etmesini herkes arzu etmektedir. Çalışan nasıl geçineceğini düşünmeden daha verimli olmaya çalışmalı, işverende kaliteli üretimi ile üretimini ve iş kapasitesini daha da artırmalıdır. Düşünce bu olduğu zaman hem şirket, hem işveren hem de çalışanın kazanacağı unutulmamalıdır.  Herkesin işi olsun dileklerimle hoşça kalınız.