Din dersi öğretmenliği yaparken kurduğu İrşad Derneği yüzünden 12 Eylül’de gözaltına alınan Ali Galip Doğan Hoca inançlı, imanlı talebeler yetiştirme idealinden vazgeçmedi; 1996’da kurduğu İrşad ve Dayanışma Vakfıyla hizmetlerini Avrupa’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyaya ulaştırmaya devam ediyor.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz, nerede ve hangi tarihte dünyaya geldiniz, hangi okullarda eğitim aldınız?

Beyşehir’e bağlı Eylikler köyünde 1946 yılında dünyaya geldim.  İlkokulu okumadım. Hafızlığımı Beyşehir’de tamamladım. Sonra 1961 yılında Kur’an Kursu talebesi olarak Konya’ya geldim. Topraklık Kuran kursunda bir yıl kalıp eğitim aldım. Bu arada Gazi İlkokulunda da sınava girerek ilkokul diplomamı aldım.

Kur’an Kursu eğitimi ve akabinde ilkokul diplomamı aldıktan sonra Konya İmam Hatip Lisesine girip birinci sınıfı burada okudum. İkinci sene İzmir İmam Hatip Lisesine nakil talep ettim ve akrabalarımın yanında kalarak okuluma devam ettim. 1969 yılında İmam Hatip’ten mezun olduktan sonra İzmir Yüksek İslam Enstitüsüne girdim. 1974’de Enstitüyü bitirdikten sonra da Milli Eğitime müracaat ederek Niğde Aksaray İmam Hatip Lisesine Din Dersi öğretmeni olarak atandım. 1975 yılı sonunda askere gittim. Yedek Subay olarak Balıkesir Ordonat Okulundan temel eğitimi alıp Etimesgut’a gittim. 1977’de terhis oldum.

Memuriyet hayatınıza hangi kurumda devam ettiniz?

Askerden sonra Konya Bayındırlık Müdürlüğüne şef olarak tayin oldum. Aynı zamanda HAK İş’e bağlı Özyol-İş Sendikası Akdeniz ve İç Anadolu Bölge Başkanlığı yaptım.

Vakıf faaliyetlerinize ilginiz ne zaman ve nasıl başladı, nasıl gelişti?

İzmir’de öğrenciyken vakıf işlerine ilgi duymaya başladım. Sıkıntılı yıllardı. Ahırdan bozma bir evde oturdum. Sobalıydı ama ısınmazdı, buz keserdik. Öğrenciler o eziyeti çekmesin, diye hizmet etmeyi seçtim.

1977 yılında İrşad Derneğini kurduk. Yerimiz Cıvıloğlu Cami civarındaydı. Talebe yetiştirmek, barınma için yurt ve ev açmak gibi amaçla kurmuştuk. O günlerde iyi yüze yakın öğrenciye burs veriyorduk.

Bizim de ikamet adresimize yakın bir yerde kurs inşaatına başlamıştınız ama orada faaliyet gösteremediniz galiba, değil mi?

Selbasan muhitinde 1977 yılında başlattığımız dört katlı Kur’an Kursu inşaatını 1980’de, 12 Eylül Darbesi olmadan tamamlamıştık. Hatta zemin katı cami olarak da açmıştık. Üst kat Kur’an Kursu olacaktı.  İhtilalden sonra orayı Özel Lale Lisesine, üç yıl sonra iade edilmek üzere verdik ama geri alamadık.

Dini faaliyetlerde bulunduğunuz için 12 Eylül Darbesinde hakkınızda işlem yapıldı mı?

İrşad Derneği Başkanı olduğum için 12 Eylül Darbesinin ilk saatlerinde beni de içeri aldılar. Bizim gibi birçok dernek başkanı hep tutuklanmıştı. İki ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldım ama yargılama süreci devam etti. 1981 yılında da Sıkıyönetim tarafından Bayındırlık Müdürlüğündeki görevime son verdi.

Öğretmenliğe ne zaman döndünüz?

Darbe yönetiminin hüküm sürdüğü yıllarda memuriyete dönme imkânım olmadı. Sivil yönetimin tesis edilmesinden sonra uzun uğraşlarla 1985 yılında Konya Karatay Lisesine öğretmen olarak tayinim çıktı. Buradan da 2000 yılında emekli oldum.

İrşad Derneğinin kapatılmasından epey bir zaman sonra aynı isimle bir vakıf kurarak hizmete devam ettiniz. Bu süreci anlatır mısınız?

İrşad ve Dayanışma Vakfını 1996 yılında kurarken Karatay Lisesinde halen öğretmen idim. İlk olarak da Osmangazi mahallesinde Huzeyfe Camiini inşa ettik. Cami o yıllarda Konya’da meşhurdu. Her kandil günü düğün yemeği verir gibi program yapardık; Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı gibi üst düzey protokol mensupları da gelirdi.

Vakıf olarak bizim işimiz vicdanlı, imanlı, dürüst, memleketini seven talebe yetişmekti. Anne ve babasına itaat eden nesil yetiştirmek için halen çalışıyoruz. Yüzlerce öğrenciye karşılıksız burs verdik, halen de devam ediyoruz.

Kur’an Kursumuz ve öğrenci evlerimiz var. Bu evlerde kalan kız ve erkek kırk öğrencimiz var. Azerbaycan, Afganistan, Birundi, Ahıska ve Suriye’den tahsil için gelen, doktora yapanların yanı sıra yerli öğrencilerimiz de var. Bunlara haftalık sohbetler yapıyoruz.

Bu faaliyetlerin icrası ekonomik gelir gerektiriyor. Bunu nasıl temin ediyorsunuz?

Bizim vakfımızın gönüllü bağışçıları var. Evini, arsasını bize vakfedenler oldu. Bu gelirler sayesinde hizmetlerimizi sürdürüyoruz.

Çetin ancak güzel  bir mücadele verdi! Çetin ancak güzel bir mücadele verdi!

Televizyon ve radyo programları yaptınız, gazete ve dergilerde makaleler yazdınız. Bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Yerel televizyonlar ve radyolar 10991 de yaygınlaşmaya başlayınca biz de bu sahada irşad faaliyetinde bulunmak üzere SUN TV ve Kon TV, Kanal 42’de programlar yaptık. Sorulu cevaplı canlı yayınlara halen devam ediyor, fıkıh konularını konuşuyoruz. Milli Gazete, Yeni Devir gazetelerinde yazdım, O dönem Yeni Devir’in Konya temsilcisiydim. Yerel gazetelerde Merhaba ve Telgraf’ta  yazdım,  talep eden dergilere yazı verdim.

Yurt dışında epey bir faaliyetiniz var. Hangi ülkelerde ne tür hizmetler yaptınız?

Yurt dışında da çok faaliyetimiz oldu. Avrupa ülkeleri ve Avustralya da Milli Görüş’te öğretmenlik yaptım. Almanya, Belçika, Hollanda ve Avusturya’da dört sene kadar kaldım. 1984 yılında Viji adalarına gittik. Orada on beş gün seri konferanslar verdim. Ev sahibimiz Suudi Arabistanlı idi.

Bu faaliyetler içinde Tanzanya sizin için özel bir anlam taşıyor olmalı. Uzun yıllardır buraya odaklanmış görünüyorsunuz. Tanzanya’yı nasıl keşfettiniz ve neler yaptınız?

Tanzanya’dan gelip Konya’da tahsil gören bir talebemiz vardı, ilk olarak onun davetiyle gittik. Bizi gezdirdiler, ikramda bulundular. Sonra güneşe tapanları gördük. Talebemizin köyüne gittiğimizde insanlar bize tuhaf bakıyorlardı. Sebebini sordum, tercüman vasıtasıyla, “Osmanlı savaşı kaybedince Türkler Hıristiyan olmuş, diye duyduk” dediler. Bu bizim zorumuza gitti tabi.

On üç yıldır Tanzanya’ya kurban gönderiyoruz. Yardım paketleri gönderiyoruz. Kur’an-ı Kerim dağıtıyoruz. Tanzanya’da yüz elli öğrenciye burs veriyoruz.

2024 yılında da Tanzanya’nın Darüsselam kentinde, içinde cami de bulunan külliye inşaatına başladık, yedi yüz elli metrekare kapalı alanı var. Aynı zamanda su kuyusu açtırdık, şadırvan yaptırdık ve Ramazan öncesinde camiyi ibadete açtık. Darüsselam Külliyemizde cami Lise ve Ortaokul da bulunuyor.

Tanzanya nüfusunun yüzde altmış beşi Müslüman ve fakir. İnsanların aylık geliri yüz dolar civarında. Biz onlara ayda dört-beş adak kurbanı, yanı sıra da parasal yardım gönderiyoruz. Buna devam edeceğiz.

Yurt içi faaliyetleriniz hangi minvalde devam ediyor?

Şu anda İrşad Vakfı olarak biz ihtiyaç olan yerlere yardım gönderiyoruz. Hatay depreminde zarar gören bölgeye tırlarla yardım gönderdik. Başında kendi elemanımız vardı.

Suriye’ye üç-dört tır yardım gönderdik. Başında Vakıf Sekreterimiz vardı.

Afganistan’a telli altı adet tekerlekli sandalye gönderip ihtiyaç sahiplerine teslim ettik. Dağıtımını Vakıf Sekreterimiz yaptı.

Manavgat’ta çıkan yangından sonra bölge halkına gıda, giysi, battaniye ve nakit para yardımında bulunduk. Dağıtımını Vakıf Başkan Yardımcımız yaptı.

Konya içinde de ihtiyacı olanlara yardım etmeye devam ediyoruz.

Bütün bunların yanında bizim esas hedefimiz gençliktir. Sağlam inançlı bir nesil yetiştirmek için irşad faaliyetlerinde bulunmaya devam ediyoruz.

**

Kaynak: Mustafa Güden