“Birisiyle derdini paylaşmak bazen ona bir şey vermekten daha değerlidir, çünkü para insanın benliğinin dışındaki bir şeyken, anlayış armağan etmek, onun ruhuyla iletişim kurmak anlamına gelir.” W. H. Mounford

“Güya en yakın sırdaşım hocam…

Eşimle şu problemim var diyorum, sakın küsüp gitmeye kalkma,” diyor.

Kayınvalidem eziyet ediyor diyorum, olacak diyor.

Çocuklar durmadan harcıyor, durmadan harcıyor; güç mü yeter buna? Diyorum. Yine olacak, diyor.

Eeee, her şey olacaksa niye benim (güya) halimi hatırımı soruyorsun. Bir sıkıntın var mı, diyorsun.

Sormuş olmak için mi soruyorsun, akıl vermek için mi?

Ben bu şekilde akıl vermeni istemiyorum ki...

En iyisi dedim, bırak anlatma hiç bir şeyini.

Bu sefer de niye benimle hiç konuşmuyorsun, bir şeyini paylaşmıyorsun oluyor adı...”

Tanıdık geldi değil mi bu hissedilenler, anlatılanlar?

Peki;

Mutsuz, acı çeken bir insan size içini dökmek istediğinde siz ne yaparsınız?

-Kendinizce- onu rahatlatmaya mı çalışırsınız? Muhakkak öyle davranırsınız da doğru soru: Nasıl rahatlatmaya çalışırsınız?

-“Boş ver canıııım, o kadar da kötü değildir, abartma” ya da “Gel bir de iyi tarafından bak” gibi sözlerle (güya) sakinleştirme cümleleri mi kuruyorsunuz?

- “Haline şükret, bak daha kötüleri de var” diyerek başkalarının daha kötü olması durumunu, kişinin kendisine, şükür mevzuusu yapmasını mı bekleyenlerdensiniz yoksa?

- İyi niyetli sözlerin, kendini kötü hisseden birisini, sakinleştirmekten çok daha fazla gereceğini, öfkelendireceğini bilmiyor olmayabilir misiniz?

- “Gör de bak yarın bir gün her şey daha iyi olacak, geçip gidecek.” demenin sadece sıkıntıyı pekiştireceğini bilmiyor olabilir misiniz?

İnsanların bir derdi olduğunda, aradıkları çözüm değil sempatidir (Duyguların karşıdaki kişinin hissettikleriyle birebir örtüşmesidir). Tamam sempati olmasa da empati yapmak (Karşıdaki kişinin neler hissettiğini anlayabilmek ve olaya onun gözünden bakarak anladıklarınızı ona iletmektir.) çok da zor olmasa gerek.

“Hiç kimse akıl almak istemez, istedikleri sadece teyit edilmektir.” Der, J. Steinbeck

Sizi dertlerini anlatacak şekilde yakın gören insanlar kendilerini mutsuz hissettiğinde, onların endişelerini, fikir yürüterek gideremeyeceğinizi bilmeniz gerekir.

Kendilerini, hemen dertlerini küçük görmeye yöneltmek yerine, hissettiklerini sabırla dinleyin.

Yapmak istemedikleri bir şeyi niçin yapmaları gerektiğini kendilerine açıklamaya çalışmak yerine - bu sadece öfkelerini daha da artırır - neyin olmasını istediklerini anlamaya çalışın.

Sıkıntısı olan insanların ihtiyacı yorum ya da nasihat dinlemek değil, o an hissettiklerini rahatça anlatarak, yüreklerini daraltan şeylerin dışarı aktarılmasıdır. Yoksa nasıl davranmaları ya da hissetmeleri gerektiğini dinlemek değil.

Anlattıklarını basitleştirerek rahatlatmaya çalışmak yerine duygudaşlık yaparak, kendilerine sıkıntı veren şeyi açığa vurmalarına yardımcı olabilirsiniz. Ancak bu şekilde kendilerini daha iyi hissedecek ve iyi bir dinleyici, iyi bir dost olduğunuz için size olan sevgi ve saygıları da artacaktır.