İnsan ne ile yaşar?

Abone Ol

İnsan,  sosyal ve psikolojik birtakım ihtiyaçları olan bir varlık. Bu ihtiyaçlar kişinin en temelde olması gerekenlerden başlayarak kategorize edilmiş diğer basamaklara ulaşmaktadır. Bunların başında kişisel ve sosyal ihtiyaçlar geliyor. Örneğin beslenme, barınma, güvenlik vb.

 Saydığım temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonradır ki sıra psikolojik ihtiyaçlara gelmekte. Bu konuda en bilinen araştırmayı yapan ve maddeler halinde bize sunan ABD'li Psikolog Abraham Maslow'dur. Maslow'a göre insanlar en alt basamaktan başlayarak ihtiyaçlarını karşıladıkça bir sonraki basamağa geçerler. Sözgelimi barınma ya da güvenlik konusunda aksaklık yaşayan insanlar bir sonraki adımın eksikliğini hissetmezler. Maslow, gereksinimleri şu şekilde kategorize etmektedir.

1.Fizyolojik gereksinimler (yeme içme, nefes alma vb.)

2.Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği)

3.Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık)

4.Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı)

5.Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdem, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü)

Burada sözü edilen son üç madde başka araştırmacılar tarafından özerklik, yeterlilik ve ilişkili olma şeklinde de isimlendirilmektedir. Araştırmalar bu ihtiyaçların karşılanmaması durumunda bireylerde bazı psikolojik rahatsızlıkların baş gösterebileceğini ortaya koymuştur. Örneğin bir insan özerklik ihtiyacını gerçekleştiremezse yani kendi kararlarını verebilme özgürlüğünü elde edemez ise kötü alışkanlıklar edinme ya da tehlikeli davranışlar sergileme eğilimi gösterebilmektedir.

Bilindiği gibi çocuklar ve gençler bu türden davranışlara daha yatkın. Bu sebeple ebeveynler çocuklarını küçük yaşlardan itibaren bilinçli yetiştirmeli, onlara ait olma ile birlikte kendini gerçekleştirme fırsatını da sunmalıdır. Bu nitelikli insan yetiştirmenin olmazsa olmazıdır.

Türk toplumu olarak öteden beri çocuklarımızı kendimize bağlı değil bağımlı yetiştirme eğilimi göstermekteyiz. Oysa uzmanlar çocuğa yaşına uygun sorumluluk verilmesi, kendi seçimlerini yapabilmesi için fırsat verilmesi gibi konuların önemini vurgulamaktadır. Burada kastedilen tamamı ile sınırsız serbestlik değil elbette. Çocuğa en azından seçenekler sunarak seçimi kendisine bıraktığımızda, onun kendine olan güvenini pekiştirmiş oluruz.

Başlığa gelecek olursak; Küçük ya da büyük fark etmez, bireyin yaşaması için temelde nefes alma, yeme içme ve barınma ihtiyacı vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Ancak bunun yanında insan doğumundan itibaren sevgi ve saygı ortamından beslenerek kendini gerçekleştirdikçe sağlıklı ve mutlu yaşar. Yeme içme nasıl vücudun besini ise, sevgi, saygı, kabul edilme ve benimsenme ile dolu bir ortam da ruhun besinidir.

İnsan için aileye bağlılık ( bağımlılık değil!) ne kadar önemli ise içinde yaşadığımız topluma ve dünyaya olan sorumluluk ve bağlılığımızda o derece önemlidir.

Herkese farkındalık dolu günler dileğimle.