Bildiğiniz gibi İnşaat Sektörü; yoğun işgücü kullanımı, sosyo-ekonomik refah düzeyine katkısı ile yüzlerce çeşit mal-hizmet üretimiyle ekonomik yapı içerisinde önemli bir yere sahip olduğu kadarda, ülkemizin lokomotif sektörüdür. 

Büyük oranda yerli sermayeye dayanan inşaat sektörü, istihdam ve üretim sürecini olumlu yönde etkilemesiyle de dikkat çekerken, cazip sektörler arasında da önemli bir yeri vardır.

Bu sektörün etkilediği yan sektör sayısı 250'yi bulurken, müşavirlikten demire, betondan mobilyaya kadar uzanan sektörlerin istihdamı da 6 milyonu aşıyor.

Ülkemizdeki İnşaat harcamaları ise 2022 yılının ikinci çeyreğinde 441,2 milyar TL olarak gerçekleşirken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 112,1 artış göstermiştir.

Sektörün yatırımları, bina ve altyapı yatırımları olmak üzere ikiye ayrılırken, bina yatırımları ise konut ve konut dışı bina yatırımlardan oluşuyor.

Ülkemizdeki sabit sermaye yatırımları içinde çoğunluklu olarak birinci sırayı alırken, sektörler arısındaki yatırım oranı da yüzde 40'lardadır.

Ekonominin içinde inşaat sektörünün varlığı giderek büyümüştür. 2001’den 2016’ya dek GSYH içindeki payı da tam iki katına çıkmıştır.

2017’den itibaren de sektör hız kaybetmeye ve ardından daralmaya başlayarak, ekonomideki payı da düşüşe geçmiştir.

2022’nin ilk 9 ayında da ise yüzde 4,8’e gerilemiştir. Bu gerileme 2003’ten sonraki en düşük değerdeyken, sektörün ekonomideki payı yaklaşık yirmi yıl öncesine geri dönmüş durumda olması oldukça düşündürücü bir durumdur.

İnşaat sektörüne ilişkin açıklanan küçülme verileri ile sahadaki gelişmeler arasındaki uyumsuzluk ise daha belirgin hale gelmiştir

Hal böyle iken ülkemizin içinde bulunduğu süreçte de başta finansmana erişimin yanında, inşaat malzemelerindeki artan maliyetlerden dolayı da sıkıntılar devam ediyor.

İstihdam başta olmak üzere inşaat harcamalarındaki parasal değeri oldukça yüksek olan bu sektörün finansmana erişimi sağlanarak, sorunları çözülmelidir. 

İnşaat sektörünün sorunlarına yönelik Türkiye Müteahhitler Birliğinin(TMB) İnşaat Sektörü Analiz Raporuna göre, sektörün Sürdürebilir Büyümeye dönüşü yakın bir tarihte gözükmüyor.

Rapor'da 2022 yılının son çeyrek döneminde yurt içinde daralan inşaat sektörünün, son derece zor bir süreçten geçtiği vurgulanıyor.

Küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin verilerin değerlendirildiği rapora, ‘Küresel Ekonomi Daralıyor, Enflasyon Tartışmaları ve Resesyon’ Eklenmiştir.

 Sektörde son 5 çeyrek dönemdir artan oranlarda yaşanan aralıksız daralmanın 2022 yılının üçüncü çeyrek döneminde de devam ettiği, inşaat faaliyetlerinde yakın zamanda sürdürülebilir büyümeye dönüş olasılığının gözükmediği belirtiliyor.

Yatırımlardaki 2021 yılının ikinci çeyrek döneminde moral olan artışın, sonraki çeyreklerde düşüşe geçtiği görülüyor.  

Bu durum karşısında büyümeye dönüş için yatırımlarda canlanmaya ve kronikleşen girdi maliyetlerindeki artış sorununun çözümüne ihtiyaç duyulduğu da bir gerçektir.

Raporun en önemli bölümünde, inşaat sektörü güçlendirilmeden başta deprem riskinin kaçınılmaz kıldığı kentsel dönüşüm süreci olmak üzere kalkınma hedeflerinin sürdürülmesinin mümkün gözükmediği ifade ediliyor.

 2023 yılında gerek kamu müteahhitlerinin gerek konut sektörünün sorunlarını çözecek ilave adımların atılmasının beklentisi de çoğunluktadır.

 Yine raporda, Hükümetin konut sektöründe üretimi destekleyen son kampanyalarının olumlu olduğu değerlendiriliyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2022 yılının son çeyrek dönemini değerlendirdiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin özetle şu tespitlere yer veriliyor.

İnşaat maliyetlerindeki artışlar, yeni proje geliştirme ya da kamu projelerinin yürütülmesinde önemli sorunlar oluşturmaktadır.

Salgının etkileri ve döviz kurundaki gelişmelerle birlikte, 2021 yılında temel girdi maliyetlerinde yüzde 150 düzeyine varan fiyat artışlarının yaşandığı görülmüştür.

 Ardından ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşının hammadde fiyatları üzerinde küresel çapta yarattığı etkiyle de Ocak 2021 – Kasım 2022 döneminde bu oranın yüzde 170’i aştığı görülmüştür.

Sektörün öne çıkan girdilerindeki maliyet artışı Kasım 2022 itibarıyla yıllık bazda yüzde 113 olurken, Ocak – Kasım 2022 döneminde bu oran yüzde 48’dir.

Öte yandan sektörde, kamuya yapılan işler için ayrılan ödeneklerdeki yetersizlikler ve hakediş ödemelerinde dikkat çeken uzun süreli gecikmeler ve son dönemde artırılmış olan vergi yükünün getirdiği sorunlar da devam etmektedir.

 Anadolu’nun dört bir tarafında sektörün projelerini yüksek borçlulukla tamamlamaya çalıştığı belirtilmektedir.

 2023 yılında gerek kamu müteahhitlerinin gerek konut sektörünün sorunlarını çözecek adımlar beklenmektedir.

Günümüzde Dünya genelindeki para politikalarının sıkılaşmasıyla, sürmekte olan savaşın olumsuz etkileri potansiyel projeler için finansman ihtiyacını artırmıştır.

Finansman ihtiyacının karşılanması içinde Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından başta Türk Eximbank olmak üzere Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Danimarka Eximbank’ı (EKF) gibi uluslararası kalkınma bankaları ve ihracat kredi kuruluşları ile yakın temaslar yürütmektedir.

Umarım sürdürülen temaslar olumlu sonuç verir. Sektörün en azından finansmana erişim sorununu çözümüne kavuşturulur.

İktidarda İnşaat Sektörünün finansmana erişimi noktasındaki talebini yerine getirerek, sektörün bu anlamda önünü açar.

Ne dersiniz sizce de öyle yapılması gerekmez mi?