Dünya bir imtihandan geçiyor…

Tabi ki ülkemizde…

Bir tarafta korona virüs illeti, bir tarafta yangınlar, bir tarafta sel felaketleri, bir tarafta ekonomik sıkıntılar, bir tarafta Suriyeli ve Afganlı mülteciler…

Şuna çok iyi inanıyorum ki, yaşadığımız dünya bir imtihan dünyası...

Yüce Yaradan bizi imtihan ediyor...

Kimi zaman çaresiz, kimi zaman yalnız, kimi zaman bir meczup gibiyiz...

Özellikle yangınlardan çok canımız yandı…

“Yangın ateşini söndürdük” derken, bu seferde sellerde boğulduk…

Daraldık…

Hayıflandık…

Sitem ettik…

Gönlümüze küstük…

Ama, “beterin beteri var” diyerek, “şükür” etmeyi ihmal etmedik.

xxx

Hayattan keyif almadığınız ve bir an önce bu dünyadan göçüp gitmek istediğiniz anlar olur...

İşte böyle anlarda size uzanacak, sırtınızı sıvazlayacak bir ele ihtiyaç duyarsınız...

Sizin derdinizle dertlenen, başınıza omuz olacak insanlar ararsınız...

Psikolojik bir çöküntü içindeyken bunun bir imtihan olduğunun farkında olamıyoruz...

Yaradan'ın bizi test ettiğine kafamız basmıyor ne yazık ki...

Evet...

İmtihandayız...

Dardayken de imtihandayız, her şey güllük gülistanlık iken de imtihandayız...

Her şeye rağmen “şükür” etmeliyiz...

Beterin beteri olduğunu asla ıskalamamalıyız...

Dedim ya, imtihan dünyasındayız.

Xxx

Korona virüs illetini takıntı haline getirenlerdenim…

Nasıl takıntılı olmayacaksan ki!

İnsanların bu işi ciddiye almaması, sanki her gün yüzlerce insanı kaybetmemişiz gibi, acayip bir vurdumduymazlık, nemelazımcılık, aşıya karşı tavır alma, açıkçası beni rahatsız ediyor…

Geçen haftayı İstanbul’da geçirdim…

TSYD’nin sezon öncesi toplantısı dolayısıyla Konya’dan uzak kaldım…

İş yoğunluğundan dolayı İstanbul’u dolaşamadım, ama bir geceye mahsus Taksim’e çıktık, Kerim Hoşfikirer kardeşimle…

Sonra İstiklal Caddesine girdik…

Girmez olaydık keşke…

Karınca misali insanlar…

Gecenin 11’in de mahşeri bir kalabalık…

Gök yarılır da sağanak bir yağmur ya, aynen öyle…

Ne mesafe, ne maske, ne korunma hiçbir şey yok…

Lafı nereye mi getireceğim; bu vurdumduymaz, bu bilinçsizlik, bu saygısızlık devam ettiği müddetçe, “korona virüs” illeti bu ülkeden gitmez…

Tedbirler caydırıcı olmadığı sürece vakalar 20 binin, ölümler de 200’lerin altına düşmez…

Allah sonumuzu hayır etsin.

xxx

KONYASPOR

Ligin ilk maçında bir galibiyetten daha fazlasını aldı Konyaspor…

Hem de Sivas deplasmanında…

Bu galibiyet büyük ses getirdi…

Bunu görmemek için kör, duymamak için sağır olmak lazım…

Galibiyetin getirdiği yüksek güven duygusunun, Konyaspor’u yönetenlere, teknik adamlara, oyunculara sinerji ve moral getirdiğine inanıyorum…

Tabi ki taraftarlara da…

Bu nedenle de, Sivas deplasmanından alınan galibiyet, Başakşehir maçı öncesinde sadece bir galibiyet olarak görülmemeli…

Bana göre galibiyetten daha önemli olan “özgüven”i de getirdi…

Bu, özellikle oyuncu grubunun kendi farkında olmalarını da sağladı…

Özetlersem; bir galibiyetten çok fazlasını aldı Konyaspor, Sivasspor’dan…

4 Eylül Stadına farklı bir skor görme umuduyla gelen Sivaslılar, güçlü bir karakter sergileyen Konyaspor gerçeği ile yüzleştiler…

Hevesleri kursaklarında kaldı…

Ama, bu güzel galibiyet, Konyaspor’un eksikleri olduğu gerçeğini perdelememeli…

Dahası, bir çiçekle bahar gelmeyeceğini bilmeli, Konyaspor’daki karar vericiler.

xxx

KONRAD MİCHALAK

Polonyalı kanat oyuncusu Konrad Michalak konusunda bir fikrim yok, o nedenle de yorum yapmak yanlış olur…

Çıplak gözle görmediğim bir oyuncu hakkında ahkam kesemem…

İnşallah Konyaspor’umuza yardımcı olur…

Şunu söyleyebilirim; lig öncesi, Başkanı ve yönetimiyle, Hocası ve oyuncu grubuyla tartışılan Konyaspor, hem Sivas galibiyetiyle, hem de Polonyalı oyuncu transferiyle, ortaya koyduğu tavırla alkışı hak etti…

Şunun da altını çizmekte yarar var, Başakşehir maçı bizim için kesinlikle bir ölçü maçıdır.