Kolay görünümlü zor bir soru. En azından üzerine sağlam düşünülmesi gereken bir konu.

Bakalım kimler zor denildiği halde neler başarmış;

Henry Ford ; Traktörünü halka sundu, tepki aldı hatta taşlandı !

Galileo ; Dünyanın yuvarlak olduğu fikrini halka söyledi o dönemin zindanına kapatıldı !

Enzo Ferrari ; Kendisi engelli idi ve yarış yapamayacağı söylendi ve kendisi Ferra’yi kurdu !

Einstein ; Belli bir yaşa kadar gerizekalı olduğu için bulunduğu ortamda alay edildi

ama O, atomu parçaladı !

Messi ; Kemik erimesi hastalığından ötürü kimse futbol oynamaz dedi ama dünyanın en iyi futbolcusu olmayı başardı !

M.Schumacher ; Küçükken cartıng pistinde yarışırdı ve yetenekli olduğuna kimse inanmazdı, yedi kez dünya şampiyona oldu !

Beethoven ; Dünyanın en bilinen müzisyenlerinden biri. Dünyaca ünlü 9.senfoniyi besteledi. Bu Arada Sağırdı !

Hezarfen ; İnsanların sen uçamazsın diye alay ettikleri Hezarfen Ahmet Çelebi kuş kanatlarına benzeyen bir araçla uçmayı başaran ilk insan . Fakat insanlar onun uçtuğunu görmesine rağmen ona inanmadı . Büyücü yada Ermiş olduğunu iddia ettiler !!!!!

İnanç 1453'de karadan gemi yürüttü!!

Hadi çok uzağa gitmeyelim, bir de hepimizin tanıdığı bazı isimleri daha belirtelim;  Acun Ilıcalı ve Beyazıt Öztürk. Her ikisi de programlarında, ‘Yapamazsın!’ dedikleri halde bu noktaya nasıl geldiklerini güzelce açıklamış.

Yıllar önce mezuniyetimiz için otel araştırmasına girmişken bir otel işletmecisi ile tanışma fırsatı yakaladım. Cümleye şöyle başlamıştı: En alttan başladım. Hiç kolay olmadı…

Ve devam etti:

‘İlk olarak buraya bulaşıkçı olarak başladım. O zaman haftalığım 50 liraydı. Az geliyordu evet ama çalışmak zorundaydım. Sürekli bulaşık yıkadığım için ellerimin nasıl yara içerisinde kaldığını hatırlarım. Çok çalıştığım için patronum beni bellboy olarak resepsiyona çıkardı. Otelde çalışıyordum ama sadece bulaşıkhanede durduğum için bu kadar büyük bir yer olduğunu bile bilmiyordum. Müşterilerin valizlerini taşıdığım için ufak tefek bahşişler de alıyordum, artık maaşım daha fazlalaştıkça daha çok çalışıyordum. Patronum bu kez de beni resepsiyon görevlisi olarak çalıştırdı. Bir süre orada çalıştıktan sonra bana mutfak deposunu emanet etmek istedi. Otelin tüm yiyecek içecek işlerinden ben sorumlu oldum. Bir süre sonra bunun üzerine daha yeni görevlerim de eklendi. Şimdi ise yüzlerce çalışanla ben ilgileniyorum. Göründüğü kadar kolay değil, çok zorluları olan bir sektör. Ama her departmanını gördüm, her statüde çalıştım. Hiçbir şey kolay olmuyor. Çok şükür bu noktaya gelebildim.’

Hayatını bildiklerimizin yanısıra bir de işin arka planında henüz duyulmamış pek çok öykü vardır tabi. Kim bilir kimler kimler nice zorlukların, imkansızlıkların üstesinden geldi.

Çoğu kişi imkansız diye hep kendi hayallerinden vazgeçiyor. Unutmamak gerekir ki her işin başı istemek. Gerçekten istemek ama, öylesine değil. Kendinize inandığınız sürece hiçbir şey imkansız değildir.