İmam Hatipli olmak, bir ayrıcalık mıdır? Elbette hayır. Bu ülkede, bütün insanlar hangi okulda okursa okusun, bu ülkenin öz evlâdıdır.
Herkes aldığı eğitime göre, yetiştirilme biçimine göre, kazandığı değerlere göre içinde yaşadığı ülke ve insanlarına hizmet eder. Elde ettiği makam ve mevkileri bir hizmet aracı olarak görür. Hizmet eder ya da etmez.
İmam Hatipler bu ülkede bir ihtiyaç olarak doğmuştur. Geçmişte bu okullar üzerinde çok oyunlar oynanmıştır. Bu okullarda okuyanların önü sürekli kesilmeye çalışılmış, bu okul mezunları sadece imam ve hatip olmaya zorlanmıştır.
Oysa bu okullara çocuklarını gönderen anne ve babalar, çocuklarının iyi bir din eğitimi almalarının yanı sıra yeteneklerine uygun diğer alanlarda da yetişmelerini ve ülkeye hizmet etmelerini arzu etmişlerdir.
İnançlı bir doktor, inançlı bir mühendis, inançlı bir vali, inançlı bir öğretmen, inançlı bir yönetici ve siyasetçi, inançlı bir esnaf, tüccar ve iş adamı, inançlı bir avukat ve yargı mensubu, inançlı bir asker ve komutan olabilmeleri için gayret etmişlerdir.
Bu okullara giden öğrenciler de bu ideallerle yetişmiş, kendilerini öz yurdunda garip ve öz yurdunda parya olarak görenlerden kurtulmak için daha çok çalışmış, lise fark sınavlarını vererek, farklı üniversitelere girmenin yolunu arayıp bulmuşlardır.
Bu gün artık İmam Hatip Liselerinin ve İmam Hatip Orta Okullarının sayısı sadece Konya ve ilçelerinde 109'a ulaşmıştır.
Konya'mızda ve ilçelerinde bu gün itibariyle 35 İmam Hatip Lisesi ve 74 İmam Hatip Orta Okulu bulunmaktadır. Bu sayı giderek artış göstermektedir.
Bir İmam Hatip'ten bu kadar sayıya ulaşmak, sayıları 55 bine ulaşan kızlı erkekli öğrenciye, hem Dinî İlimler, hem de Fen ve Edebiyat ilimleri öğretmek az başarı değildir. Geçmişte çıkarılan bütün engelleme çalışmalarıma rağmen İmam Hatiplere gösterilen bu yoğun ilginin temel nedenlerinden biri, burada yetişen nesillerin ahlâk ve fazilet yönünden önde olmaları, vatansever ve insanlara değer veren duygularla yetişmeleridir.
Bu gün artık her alanda ülkesine hizmet eden, İmam Hatiplerde yetişen Memleket Sevdalıları var.
Bu gün artık İmam Hatiplerin rahle-i tedrisatından geçen bir Cumhurbaşkanımız var, Başbakanımız var, Milletvekillerimiz var, Bakanlarımız var.
İmam Hatiplerin bağrından çıkan Doktorlarımız, Mühendislerimiz, İş Adamlarımız, İlim Adamlarımız, Akademisyenlerimiz, sanatkârlarımız, Sivil Toplum Kuruluşlarında hizmet eden Gönüldaşlarımız, Kanaat Önderlerimiz, Hocalarımız, Müftülerimiz, Hakimlerimiz, Savcılarımız, Avukatlarımız, Askerlerimiz vs. her alanda vatan ve millet için hizmet aşkıyla yananlarımız var.
Bu satırların yazarı da, Köy Enstitüsü mezunu İlk Okul Öğretmeninin,Oğlum, sakın İmam Hatip Okulu'na gitme, aç kalırsın. Hem ölü mü yıkayacaksın?telkinlerine inat, İmam Hatip Okulu'na gidip, yedi yıl okuduktan sonra otuz yedi yıldır ülkesinin her köşesinde ülkesine hizmet eden birisidir.
İlginçtir ki bu otuz yedi yıl süre için de ne aç kaldım, ne de ölü yıkadım.
Şimdi, İmam Hatipli olmanın sorumluluğu daha bir ağır, daha bir büyüktür.
İmam Hatipli olmak toplumu ve birbirimizi daha çok kucaklamayı, insanları daha çok sevmeyi, vatanımıza, bayrağımıza, istiklâl ve istikbâlimize sahip çıkmayı, ahlâk ve fazileti, manevî değerleri topluma hakim kılmayı, daha çok çalışmayı, alan değil veren el olmayı, bu güzel ülkeyi kalkındırmayı gerektiriyor.
İmam Hatipli olmak sadece İmam Hatiplerde değil, diğer okullarda da okuyan yeni nesillere sahip çıkmayı, iyiliği emredip, kötülüklerden uzak tutmayı, haksızlık ve adaletsizliklerle mücadele etmeyi, örnek insan olmayı, İslâm'ın ortaya koyduğu model insanı iyi temsil etmemizi gerektiriyor.
İmam Hatipli olmak, imam Hatiplere, öğrencilerine sahip çıkmayı, destek olmayı, okulların eğitim kalitesini artırmayı, 109'u aşan okullarımızda okuyan kız ve erkek öğrencilerimize vatan ve millete hizmet idealini aşılamayı bizlere bir vazife kılıyor.
İmam Hatip Nesli, inanıyorum ki üzerine düşen bu görevi en güzel şekilde yerine getirecektir, kendini bir umut olarak görenleri asla mahcup etmeyecek, kendisi de mahcup olmayacaktır.
HEM NALINA HEM MIHINA
PİYON OLMAK
Gazetemizin genç yazarlarından İbrahim Çiçekçi Konya'nın Davutoğlu Sınavı başlıklı yazısında Peki, biz hazır mıyız Başbakan'ın hemşehrisi olmaya? diye sorduktan sonra Dikkat edin vezir artık şah oldu. Her yere gidip hamle yapamaz. Şimdi şahı korumak gerekir. Konya olarak piyon, kale, vezir, fil olabilecek miyiz? Bunu konuşmak lazım şeklinde bir satranç ustası gibi efkârını belli ediyor.
İbrahim kardeş kale, vezir, fil neyse de şu piyon olmak benim hoşuma gitmedi.
Yıllardır birileri bu ülkenin insanlarını piyon olarak kulandılar zaten. Piyon olalım deme de ne dersen de.
KİTAP FIRLATAN CHP'Lİ
CHP'li milletvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı yemin töreni öncesi TBMM'de provakatif bir eyleme imza atarak, meclis iç tüzük kitapçığını Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in yüzüne fırlatmış.
Adamlar hazımsız, adamlar kıskanç, adamlar yemek zorunda kaldıkları ekmel-i hezimet sayesinde şaşkın ve bitkin.
Ne yapacaklarını, neyi nereye ve nerde atacaklarını bilmiyorlar.
GÜNÜN SÖZÜ
SENDEN AŞAĞIDAKİLERE BAKIP, ŞÜKREDİP, ONLARLA DOST OLMAK; KENDİNDEN YUKARIDAKİLERE BAKIP KISKANÇLIKLA ÜZÜLMEKTEN DAHA İYİDİR.
Nâbî