Kur’an-ı Kerîm'e göre her türlü kötülüğün, bâtıl inanç ve sapık düşüncelerin, hatta şirkin ve küfrün gerçek sebebi cehalettir.

En büyük düşmanımız cehalettir.

İlim küfrü ortadan kaldıran, sapıklığı yok eden ve karanlığı yırtan, hakikat yolunu aydınlatan bir ışıktır, bir nurdur.

Hak bâtıldan, hayır şerden, iyi kötüden, doğru eğriden, güzel çirkinden ancak ilimle seçilir.

Yemek ve içmekten kesilen hasta gibi, ilim ve hikmetten mahrum olan ruh da manen ölüme mahkûmdur. Vücudun gıdası yemek içmek, ruhun gıdası ilim ve hikmettir.

Âlimler diriye, cahiller ölüye benzerler. Gerekli ilmi öğrenmek farz, öğretmekse en büyük sadakadır. Bu sebepledir ki, dinimiz ilimle uğraşmayı nafile ibadetten üstün saymış ve ilim rütbesini rütbelerin en yükseği kabul etmiştir.

İlmin ve ilim öğrenmenin kıymeti hakkında Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)'in yüzlerce Hadîs-i şerifi arasında şunlar ne kadar dikkat çekicidir:

"Çin'de bile olsa ilmi alınız, çünkü ilim kadın ve erkek her Müslümana farzdır."

"İlim ve hikmet mü ‘minin kaybolmuş malıdır, onu nerede bulursa alır."

"İlim öğrenmek için bir saat çalışmak, bana gece sabaha kadar ibadet etmekten daha hoştur."

"İlmin fazileti, ibadetin faziletinden üstündür."

"Az ilim, ilimsiz çok ibadetten hayırlıdır."

***

Hz. Ali, Hicret’ten yaklaşık 22 sene önce milâdî 600 yılında Mekke-i Mükerreme’de doğmuştur. Kâbe’nin içinde doğduğu nakledilir. Peygamber Efendimiz ’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halifesidir. Babası Ebû Tâlib, annesi Fâtıma bint-i Esed, dedesi Abdulmuttalip’tir.

Efendimiz (S.A.V)’in Hz. Ali (R.A)  ile bazı hadisi şeriflerini buraya alıyorum.

Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır.

Resul-i Ekrem (S.A.V.) : “Ey Ali! Sen bana Harun’un Musa’ya olan mevkiindesin. O kadar var ki benden sonra hiç bir peygamber yoktur.”

“Kardeşlerimin en hayırlısı Ali’dir. Amcalarımın da en hayırlısı Hamza’dır.”

“Cenabı Allah, Hazret-i İbrahim’i dost edindiği gibi beni de dost edindi. Cennette benim köşkümle İbrahim’in köşkü karşı karsıyadır. Ebu Talip’in oğlu Ali’nin köşkü ise, İbrahim’in köşkü ile benim köşküm arasındadır. Ey iki dost arasında bulunan sevgili.”

“Ali ilmin kapısıdır ve benden sonra, Allah’tan getirdiğimi ümmetime beyan edendir. Onu sevmek imandır, ama buğz etmek nifaktır. Ve kendisine bakmak şefkattir.” (Ebu Zer R.A.)

“Ey Ali! Cenazemi sen yıkayacaksın, borcumu ödeyeceksin, mezarıma beni koyup sen örteceksin. Zimmetimi sen ifa edeceksin ve sen dünya ve ahirette sancağımın sahibisin.” (Ebu Said R.A.)

"Gerçekten bu bana ilk iman edendir ve o kıyamet gününde evvela benimle musafaha edendir. O Sıddık-ı Ekber’dir. Şu da ümmetimin Faruk’udur. Hak ile batılın arasını ayırır. Bu ise (Hazret-i Ali) müminlerin reisidir.” (Selman R.A.)

“Nefsim, kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki ben Kur’an’ın indirilişi üzerine müşriklerle savaştığım gibi içinizde bir adam da benden sonra Kur’an’ın tevili üzerinde insanlarla çarpışacaktır.” İnsanlar: Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehadet edecekler de onları öldürmek insanlara büyük bir hadise olacaktır. Hatta Allah Teâlâ’nın velisini (Hazret-i Ali’yi) süngüleyecekler ve Musa geminin (Hızır aleyhi selam tarafından) delinme isine, çocuğuna (öldürülme) işine ve duvarın (düzeltilme) işine kızdığı gibi onun yaptığı işe kızacaklardır. Bunların hepsi Allah Teâlâ’nın rızasıdır.” (Ebû Zer R.A)

Nur neslinin, peygamber kızlarından Fatıma Zehra yolu ve Hz.Ali vasıtasıyla gelişindeki sır, şu hadisten süzülebilir:

-Doğrusu Allah Teâla, her peygamberin neslini kendi sulbünden yarattı. Benim neslimi ise, Ebu Talib’in oğlu Ali’nin sulbünden yarattı.

***

“Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, Tevfik gibi rehber, ilim gibi şeref bulunmaz.” Buyuruyor Hz. Ali (R.A) efendimiz.

Hazreti Ali (R.A) ilim ve hikmet bakımından en üstün derecedeydi. Allah Resul’ünün muazzez sahabeleri dediler ki:

-İlmin mala üstünlüğünün sebebini her birimiz ayrı ayrı Hazreti Aliden soralım. Bakalım

Her birimize ayrı ayrı cevap verebilecek mi?

Ve her biri ayrı ayrı hazreti alinin huzuruna varıp sordular:

-Ya Ali! İlim maldan neden üstün, bize açıklar mısın?

İlim ve hikmet kutbu cenabı imam gün kadar aydınlık yüzünü onlara döndürüp birinciye şu cevabı verdiler:

-İlim peygamberlerden, mal Karun, Firavun ve Haman’dan mirastır.

İkinciye:

-İlim sahibini, malı sahibi korur!

Üçüncüye:

-İlim sahibinin dostu, mal sahibinin düşmanı çoktur!

Dördüncüye:

-Harcamakla ilim artar, mal eksilir.

Beşinciye:

-İlim sahibi şerefli unvanlar ile mal sahibi cimrilik, hasislikle nitelenir.

Altıncıya:

-İlmin hırsızdan korunmasına lüzum yoktur. Malın korunması lazımdır.

Yedinciye:

-Çok durursa ilim artar, mal eksilir.

Sekizinciye:

-İlim kalbi kuvvetlendirir, mal karartır ve katılaştırır!

Dokuzuncuya:

-İlim tevazu, mal kibir getirir.

Onuncuya:

-İlim rahmet, mal düşmanlık doğurur. Ve ilave ettiler:

- Siz ömrüm oldukça gelip sorsanız, her biriniz her gelişinde başka başka cevaplar verebilirim.

***

Rabbimizin bir ismi de Âlim'dir, yâni her şeyi her yönüyle bilendir. Kullarının âlim olmasını ister. Okuyup öğrenmelerini emreder. Cahilleri sevmez!

Hiçbir din Müslümanlık kadar insanlığı ilme ve öğrenmeye teşvik etmemiştir. İlme en yüksek değeri veren İslâmiyet'tir. Âlime, hocaya ve muallime de büyük mertebe vermiş ve hürmet göstermiştir.

Unutmayalım ki, dinsiz ve imansız ilim olmaz!

İlim dindir, imandır, şeriattır, nurdur, kuvvettir, Allah'a giden en doğru yoldur.

Cenabı Allah Taha Süresi 114. ayette : “Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vah yedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. Rabbim! İlmimi arttır de. ”  Buyurmaktadır.

İlmimizin yanında, imanımızın, teslimiyetimizin, ihlasımızın, aşkımızın, gayretimizin artması önemli olan. “Kitap yüklü merkeplerden” Allaha sığınırız.

Efendimizin (S.A.V.) amcasının oğlu, damadı, ehli beytin kutup başı Hz. Ali’nin sevgisi kıyamete daim kalacaktır. Faydalı ilim öğrenmek isteyenler bu kapıya sımsıkı sarılsınlar.

Yazımızı Efendimizin (S.A.V.)  duası ile tamamlayalım: "Allah'ım! Faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten, işitilmeyen duadan, doymayan nefisten ve açlıktan kuşkusuz sana sığınırım.” Âmin.

Baki Selamlar.