İHSAS-I REY

Abone Ol

Önümüzde mahalli seçimler var. Vatandaştan beklenen görevinin gereğini yapıp sandık başına gitmesi, "rey"ini kullanması.
Şükür "açık rey, gizli tasnif" dönemi çok gerilerde kaldı. Kimse kimsenin reyini hangi aday, hangi parti için kullandığını bilmiyor. Seçim denen mekanizmadan beklenenin tam olarak gerçekleşmesi, yani herkesin ne türden olursa olsun, kimden gelirse gelsin herhangi bir baskıdan azade olarak tercihini ortaya koyabilmesi için en temel gerekliliklerden biri bu.
Kuşkusuz isteyen reyini açıklayabilir de. Kimsenin reyini açıkladığı için, reyini şu adaya ya da bu partiye verdiği için kınanması da söz konusu olmamalı.
Seçimlere henüz bir ay kadar vakit varken, benim gibi reyini hane halkıyla bile paylaşmayan birinin büyük bir tarz değişikliği yaparak reyini açıklamasını, daha doğrusu "ihsas-ı rey"de bulunmasını da umarım başta okuyucularımız olmak üzere kimse kınamaz.
***
Sözü fazla uzatmadan ben reyimi kime vereceğimi şuracıkta açıklayayım:
Önce "la" diyeyim, olumsuzu söyleyeyim: Ben reyimi Zihni Sinir projeleriyle milletin kafasını allak bullak eden adaylara vermeyeceğim. Projeleri onlara kalsın. Gölge etmesinler başka ihsan istemiyorum.
"Ne eski kafalı bir adam, belediyeciliği hala anasının dönemindeki belediyecilik zannediyor" diyebilirsiniz. Sakın kızacağımı, darılacağımı düşünmeyin. Üzerime almadığımdan, kimseyi muhatap kabul etmediğimden falan değil, tam aksine beni doğru teşhis ettiğiniz için kızmam, darılmam. Hatta bu yaptığınız işin tebrike şayan olduğunu söylerim.
Ben belediye başkanlarından hala sağlıklı kanalizasyon, temiz su, temiz hava, temiz sokaklar ve caddeler gibi sıradan hizmetler bekliyorum.
Şehrin kanalizasyon alt yapısının, en azından "eski şehir" diyebileceğimiz kısımlarda yetersiz olduğunu, pek de ağır sayılamayacak bir tabii afette bile iflas edip yükü kaldıramayacağını düşünüyorum. Günün birinde burnum tıkalı, paçam kirli gezmemek adına ben reyimi şehrin kanalizasyon sistemini baştan sona elden geçirmeyi vaat eden adaya vereceğim.
Biraz toplum sağlığıyla ilgili olmam, biraz da bu işlerde uzman olan kişilerle teşriki mesaide bulunmam nedeniyle biliyorum ki temiz su sorunumuz hala tam anlamıyla çözülememiştir. Temiz su deyince sadece mikropsuz su da anlaşılmamalı tabii ki. Öyle mikropsuz sular vardır ki bir yudum alırsınız mideniz ayağa kalkar. Ben yıllardır evimdeki çeşmeden akan suyu içemeyen bir vatandaş olarak reyimi bu sorunumu çözmeyi vaat eden adaya vereceğim.
Hava kirliliği eskisi kadar olmasa bile hala bir sorundur Konya'da. Zaman zaman rüzgârın etkisiyle, ama daha da çok kontrolsüz yakıt kullanımı ve çarpık yapılaşmanın etkisiyle oluşan hava kirliliği sonucu nefes yollarım yana yana uyandığım sabahlar sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor bana. Bu nedenle ben reyimi hava kirliliği sorununu sadece tabiat sorunu olarak görmeyip yapısal değişiklikler yapmayı vaat eden adaya vereceğim.
Sokak ve caddelerin temizliği konusunda kimse Konya'ya ve ona hizmet edenlere haksızlık etmesin. Yazık ki ülkemizdeki yerleşim birimlerinin kahir ekseriyetinde sokağı caddeyi ... götürüyor, kıyaslama yaparsak Konya çoğu yerden iyi bir konumda. Ancak "marka şehir", "dünya şehri" gibi iddiaların sahibi olan dostlarımız bize kötü örnekleri göstermesinler, onlar da bilirler ki "sui misal, misal olmaz". Gördüm göreli Konya'yı Kopenhag'la aynı kategoriye koyarım ve Kopenhag'la mukayese edilmesinden yanayımdır. Özellikle Alaaddin çevresinde alışveriş ve restoran hizmetlerinin yoğun olduğu sokak ve caddelerde temizlik alarm veriyor. Ben reyimi temizlikte Araplarda da Meram Yeni Yol'da da aynı derecede ve Kopenhag'la yarışır sokak ve caddeler vaat eden adaya vereceğim.
***
İtiraf ediyorum: Ben eski kafalı bir adamım, belediyeciliği hala anamın dönemindeki belediyecilik zannediyorum.
***
Bu dünya yapıp ettiklerimizin yankılanıp bize döneceği bir dağdır. (Mevlana)