Huzurla ve Sağlıkla…

Abone Ol

Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir aydır. Vücudun bu değişikliklere uyum sağlayabilmesi için özellikle beslenme alışkanlıklarına ve yeterli sıvı tüketimine dikkat etmek gerekir. Beden sağlığını korumak ve özen göstermek her insanın öncelikli görevidir. 

Dengeli ve sağlıklı beslenmenin sürdürülebilmesi için hem iftar hem de sahur öğününde doğru gıdalar ve yeterince su tüketilmelidir. Öğünlerden birinin atlanması doğal açlık süresini daha fazla uzatacağı için vücutta, özellikle de kan şekeri düzeylerinde dengesizliklere yol açabilir. Bu da hem sağlık sorunlarına hem de günün verimsiz geçmesine neden olur.

Sahur öğününün atlanmaması gerektiği gibi çok ağır gıdaların tercih edilmemesi de uyku kalitesi ve dolayısı ile vücut ritminin bozulmaması için dikkat edilmesi gereken diğer bir noktadır. Bu nedenle sahur öğünü mutlaka hafif bir öğün olarak yapılmalıdır. Aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile hamur işlerinden uzak durulması uygun bir seçimdir.

Uzun dönem açlığın ardından düşen kan şekerinin etkisiyle, iftar öğünü sırasında kısa sürede çok miktarda gıda alım ihtiyacı olabilir. Yavaşlamış olan sindirim sistemine aniden yüklenmek vücudun dengesi için son derece sakıncalı olacaktır. Günlük kalori, mineral ve vitamin ihtiyaçlarına uygun olarak hazırlanmış gıdaların yavaş bir şekilde tüketilmesi gerekir. Hızlı yemek yemek, beyine doyma sinyalinin ulaşmasına fırsat vermeden, ihtiyaçtan fazlasının tüketilmesine neden olacaktır. Bu durum sindirim sistemi rahatsızlıkları, kan şekeri dengesizlikleri ve uzun dönemde kilo artışına zemin hazırlayabilir.

Kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten karbonhidratların, açlık hissini hızlı bastırdığı için tercih edilmesi yapılan önemli bir yanlıştır. Bu nedenle öğün ağırlığı hamur işi gibi karbonhidratlara verilmemeli, hem kısa dönem açlığı gidermek, hem de uzun dönem tok kalmayı sağlayabilmek için öğünlerde karbonhidrat, yağ ve protein dengesine dikkat edilmelidir.

Bir diğer önemli konu vücuttaki sıvı ve minerallerin dengesinin korunmasıdır. Özellikle yaz aylarına sıvı kaybı ve sıvı ile birlikte mineral kaybı daha fazla olur. Bunun önüne geçebilmek için her iki öğünde de yeterince su tüketilmeli, gerekirse gıdalar haricinde mineral ve vitamin desteği alınmalıdır. 

Vücudu dinç tutabilmek için günlük ufak egzersizler ve doğal besin desteklerinden faydalanmak, gün içinde daha verimli ve sağlıklı olmanıza katkı sağlayacaktır. Çörekotu yağı bu dönemde bağışıklığı güçlendirmek için, keten tohumu yağı, anason yağı ve kişniş yağı sindirim sistemini desteklemek için, rüşeym yağı vücutta enerjiyi artırmak için tercih edilebilir.

Ramazan ayınız sağlıkla geçsin.