Yaptığı yeniliklerle Konya sanayisine katkıda bulunan isimlerden 74 yaşındaki Ali Akbaş, muhasebecilikle başlayan hayat hikayesini anlattı. KONTAŞ ve OSBÜK’ün kuruluşunda yer alan Akbaş, dönemin zor yaşam koşullarını anlatırken, “O zamanlar lastik ayakkabı vardı. Çumra’nın o meşhur çamurunda yürürken lastik ayakkabımın tabanı çıkıverdi. Başka alacak paramız yoktu, tabanını ayakkabıya bağlayarak gezerdik.” ifadelerine yer verdi. Siyasi kimliğiyle de bilinen Akbaş, siyasette hiçbir zaman aşırı tutum içinde olmadığını belirtti.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Ali Akbaş. 1949 yılında, Güneysınır ilçesinde doğdum. Çiftçi çocuğuyum. İlkokulu Güneysınır’da bitirdikten sonra Çumra Orta Okulu’nu ardından Konya Ticaret Lisesi’ni bitirdim. 1967 yılında tabi Konya’da üniversite yoktu. Adana Çukurova Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdim. 1972 yılında yedek subay olarak askere gittim, Kıbrıs Barış Harekâtı da bize nasip oldu. O dönemlerde Kıbrıs’a su, Rum kesiminden geliyordu. Zehirlenme endişesiyle Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Makarios’un sarayına tuz tableti götürenlerden biri de bendim.

‘O YAŞTA KOMANDİT ŞİRKETTE ÇALŞIMAK BÜYÜK HÜNERDİ’

İş hayatınıza nasıl başladınız?

İplikçi Camii’nin bitişiğinde küçük bir iş hanı vardı. Daha lise okurken, 1964-1965 yıllarında sabah okula gidip öğleden sonra orada çalışıyordum. Daha lise okuyan bir çocuk için bir komandit şirkette çalışmak, bambaşka bir hünerdi ve öyle bir şirketin muhasebeciliğini yapıyordum. İşin hem akademik kısmını hem de teorisini iş hayatında öğrenen nadir insanlardanız.

‘OTOBÜS KOOPERATİFİNİ KURDUM’

Muhasebe ile başlayan ticari hayatınız, daha sonra farklı sektörlerle devam etmiş. Bize biraz o dönemlerden, ticari faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

1970 yılında, Fatih Çarşısı’nın ilk yapıldığı dönemlerde oradan bir yer alarak ilk büromu açmıştım, muhasebe işi yaptım. Daha 20’li yaşların başındaydım. İki yıl orayı çalıştırdıktan sonra askerlik dolayısıyla büroyu kapattım. O yıllarda Konya sanayisi İstanbul Caddesi ve Meram Sanayi’deydi. Bunun dışında sanayi yoktu. Birinci Organize Sanayi bile 1966 yılında kuruldu. Kamyon Kooperatifi var ancak otobüs kooperatifi yoktu. ‘Kamyoncunun var da otobüsçülerin neden kooperatifi olmasın’ düşüncesiyle ilk otobüs kooperatifini KONTAŞ (Konya Otobüs Nakliyecilik Ticaret A.Ş.) ismiyle kurdum, 2 yıl çalıştım ve epey yol aldık. 1977 yılında Bayraktarlar MERKON A.Ş.’de işe başladım. 38 yıl görev yaptıktan sonra oradan emekli oldum. Aynı zamanda hala yeminli mali müşavirim.

Yokluğun hat safhada olduğu o çocukluk yıllarınızda sizler ne gibi zorlukları aştınız, bize biraz o dönemlerden bahseder misiniz?

Rahmetli annem, çok akıllı bir kadındı. Dağın çetin şartlarında yetişmiş bir kadın. Okuma yazmayı bile bizim kitaplarımızdan hiç öğretmen olmaksızın okuma- yazmayı, matematiği öğreniyor. Annem bizi çok iyi yönlendirdi. Çumra’da okuduğum yıllarda ekmek alacak tek bir fırın vardı. O zamanlar tabi spor ayakkabı giyen insan sayısı çok az, lastik ayakkabı vardı. Çumra’nın da çamuru meşhur. O çamurda yürürken lastik ayakkabımın tabanı çıkıverdi. Başka alacak paramız yoktu, tabanını ayakkabıya bağlayarak gezerdik. Rahmet babam küçük bir çiftçiydi.

SANAYİYE YENİLİK GETİRDİLER!

Sosyal yaşantınızla da aslında sanayiye pek çok katkı sağlamışsınız. Biraz da yapılan bu çalışmalardan bahseder misiniz?

MERKON’da çalışırken ayın zamanda Birinci Organize Sanayi Bölgesinin 12 yıl yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulundum. Konya Meslek Lisesi’ne Mercedes Benz atölyesi kurarak çocukların sanayide iyi yerlere gelerek iş güç sahibi olmasını sağladık. Mercedes, bizim bu çabamızı görünce bize ciddi olarak maddi imkân sağladı ve o okullarda yetişen çocuklar bu imkanlarla Konya sanayisini güzel yerlere taşıdı. OSB Üst Kuruluşu’nu Orhan Nakiboğlu ile birlikte kurduk. Organize sanayilerin ilk kurulduğu yıllarda sadece bir defter tutuluyor ve bu iş geçiştirilir gibi çok ciddiye alınmıyordu. Ankara’dan değiştirerek bu defterlerin detaylandırılarak statüye girmesine ve şimdi kullanılan klişe defter kayıtlarının oluşmasına vesile olduk.

‘HİÇBİR ZAMAN AŞIRI TUTUM İÇİNDE OLMADIM’

Siyasi olarak da döneme damga vurmuş isimlerden birisiniz. Siyasi yaşantınızı dinleyebilir miyiz?

Bizim yetiştiğimiz yer, merkez sağda yer alırdı ancak ben hiçbir zaman aşırı tutum içinde olanlardan hoşlanmadım. 1968 yılı kuşağı olan üniversite yıllarımda da hiç hoşlanmadım ancak biz kavgadan ziyade tartışırdık, konuşurduk. Adalet Partisi Gençlik kollarında 7 yıl çalıştım; merkez, ilçe yönetimlerinde bulundum. 1989 yılında Doğru Yol Partisi (DYP) il başkanlığı yaptım. Belediye başkanlığı seçimlerini yapmakta bize nasip oldu. O dönemde Konya, büyükşehir statüsünü yeni kazanmıştı. DYP’nin başına üniversite mezunu genç arkadaşlarını yerleştirmeye çalıştım ancak parti o kadar hantaldı ki çok büyük tepki aldık. Yapamadık ve Halil Ürün karşısında kaybedildi.

Emeklisiniz ancak hala aktif olarak çalışma hayatındasınız. Şu anda neler yapıyorsunuz?

Emekli olduktan sonra baba mesleği olan çiftçiliğe döndük ve bu işte nasıl ilerleyebileceğimizi düşündük. Güneysınır’da Akbaşlar Tarım isimli bir çiftlik kurduk. Yabancı safran diye bilinen aspir yağı üretiyoruz. Bu yağ kozmetik sanayide kullanılan ve genelde sporcularında kullandığı bir yağ. Anatolia markasıyla üretmeye, çalışmaya devam ediyoruz.

‘KURAK BÖLGEDE NE YETİŞEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜK, KARAR VERDİK’

Aspir yağı ülkemizde çok üretilen bir yağ değil bildiğim kadarıyla, bu yağı üretme fikri nasıl aklınıza geldi?

2008 yılında Mercedes Benz kamyon testi için Prag’a gitmiştim. Test sürüşü gerçekleşirken nehrin etrafında tarlaların sapsarı çiçek olduğunu gördüm. Prag’da yaşayan bir arkadaşa çiçkeleri sordum, kanola olduğunu söyledi. Tarlalarda birbirine 1-2 kilometre uzaklıkta kulübeler var. Orada da preslerle kanolanın yağını çıkarıp akşam gelen kamyonla götürüyorlarmış. Ben de bizim kıraç arazide ne ekebilirim diye düşündüm. Ne yetişir diye araştırırken aspirin yetişebileceğini öğrendim. Aspir, martta ektiğinde nisan mayıs gibi bir yağış olduğunda kendiliğinden yetişen bir bitki. Böylelikle başlamış olduk.

Gençlere ne tavsiye edersiniz?

Bilgehanelerin hafızlık hazırlık öğrencileri yeni başarılara imza atıyor Bilgehanelerin hafızlık hazırlık öğrencileri yeni başarılara imza atıyor

Gençler çok okuyacak, kendilerini geliştirecekler. Sanat okullarına, meslek liselerine yönelmelerinde büyük fayda var. Yabancı dillerini geliştirmelerini tavsiye ediyorum.

Çok teşekkür ediyoruz.

Kaynak: HACER CEYLAN