Türkiye’de kâğıt ve ambalaj sektörünün çınarlarından Kamsan Kâğıt ve Ambalaj Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Ergün, 50 yılı aşkın sektör deneyimiyle çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Sektörün geçmişten bugüne değişimini, yaşanan ekonomik sıkıntılarla birlikte dönüşen ambalaj ihtiyacını ve sürdürülebilir çözümleri anlatan Ergün, özellikle meyve-sebze ambalajlarında yaşanan krizlere dikkat çekti.
SEKA’DAN IŞIKLAR’A, ORADAN KENDİ ŞİRKETİNE UZANAN BİR BAŞARI HİKAYESİ
1974 yılında İzmit SEKA Kâğıt Fabrikaları Genel Müdürlüğünde göreve başlayan Ergün, kısa sürede sektörde edindiği tecrübeyle 1982 yılında Işıklar Holding’e ait Işıklar Ambalaj Kâğıt Fabrikası’nın kurucu müdürlerinden biri oldu. O dönem Türkiye’de kâğıt ithalatı bulunmadığını belirten Ergün, SEKA’nın ürettiği kraft kâğıttan çimento torbası üretip hem iç piyasaya hem de Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ihracat yaptıklarını söyleyerek, “İran-Irak savaşının sürdüğü 1980’li yıllarda bu iki ülke bizden yoğun şekilde çimento torbası alıyordu. Şoförlere sorduğumda öğrendim ki bu torbalar savaşta kum torbası olarak kullanılıyormuş. Kâğıt sanayi o dönem sadece sanayi için değil, savaşlar için de kritik bir malzemeydi,” diye konuştu.
SOĞUK DEPODAN PAZARA: MEYVENİN AMBALAJ YOLCULUĞU DEĞİŞTİ
1990 yılında kendi firmasını kurarak sektörde yeni bir sayfa açan Ergün, rotasını meyve-sebze sektörüne çevirdi. Soğuk hava depolarının henüz bilimsel altyapısının oluşmadığı dönemlerde meyve ve sebzelerin kraft kâğıda sarılarak korunduğunu belirten Ergün, o dönemden günümüze yaşanan büyük değişimi şu sözlerle anlattı:
“Eskiden elmalar toplandıktan sonra bozulmasın diye kraft kâğıda sarılır, soğuk hava depolarında stoklanırdı. Bugün soğuk hava depoları modernleşti, fakat kalite uğruna gazla meyveye müdahale ediliyor. Bu da doğallığı bozuyor.” Aynı zamanda tüketici alışkanlıklarının da değiştiğine dikkat çeken Ergün, “Bizim çocukluğumuzda annemiz pazara heybe ile gider, kilolarca meyve alırdı. Sonra kasalarla alışveriş başladı. Bugün ise meyveler kilo ile değil, adetle alınıyor. Tüketim bu kadar düşmüşken ambalajları hâlâ büyük tutmak hem ekonomik değil hem de israfa neden oluyor,” dedi.
‘AMBALAJI KÜÇÜLTELİM, FİREYİ AZALTALIM’
Artan ekonomik zorlukların hem üreticiyi hem de tüketiciyi etkilediğini belirten Ergün, özellikle gıda sektöründe maliyetin düşürülmesi adına ambalajların küçülmesinin şart olduğunu söyledi: “Alım gücü düştü, meyve ve sebzeler hala eski alışkanlıklarıyla tüketiciye sunuluyor. Şimdi dilimle karpuz, taneyle elma, armut satış devri başladı. Büyük ambalajlar, büyük fire demek. Eğer ambalajlar küçülürse tonlarca meyve çöpe gitmekten kurtulur. Bu sadece ekonomik değil, çevresel bir sorumluluktur. Ambalaj boyutu küçülmeli ki fire oranı da azalsın. Tarladan nihai tüketiciye gelene kadar yüzde 35-40 arasında çöpe giden fire söz konusu. Bu fireyi yüzde 10 seviyesine çekebilirsek, meyve- sebzelerde yaklaşık yüzde 30’luk ucuzlama söz konusu olabilir.”
TAHTA SANDIKTAN KARTON KUTULARA: DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ OLDU
Ambalaj israfını önlemek adına yıllar önce sektör temsilcilerine karton kutular önerdiğini dile getiren Ergün, “Tahta sandıklara konulan meyvelerin yerine numune olarak karton kutular hazırlayıp gönderdim. Bu sayede ürünlerini daha kolay satan üreticiler, karton kutuya geçiş yaptı. Hem maliyet düştü hem taşıma kolaylaştı.” dedi.
Ancak son yıllarda karton kutu fiyatlarının ciddi şekilde yükseldiğini söyleyen Ergün, bu nedenle piyasada geri dönüşümden üretilen siyah plastik kasaların tercih edilmeye başlandığını aktardı. Ergün, “Bu kasalar kısa vadede ekonomik görünse de uzun vadede sağlığa zararlı. Güneş ışığına maruz kaldıklarında kimyasallar salıyor. Bu da insan sağlığı açısından ciddi tehlike oluşturuyor. Özellikle sıcak iklimde yapılan taşımalarda bu risk çok büyük.” dedi.
AVRUPA, SAĞLIKLI KAĞIT AMBALAJ İSTİYOR!
Pandemi döneminde Avrupa Birliği’nin plastik ambalajla gıda alımını yasakladığını belirten Ergün, bu durumun Türkiye’de ambalaj sektörünü ciddi şekilde etkilediğini söyledi. “Avrupa artık plastikle temas eden meyve istemiyor. Bu yüzden ihracatçılar kağıt ambalaja yöneldi. Biz de bu noktada devreye girdik,” diyerek sektördeki dönüşümde oynadığı rolü anlattı.
TÜRKİYE’DE İLK, DÜNYADA ÜÇÜNCÜ!
Kraft kağıdını meyve-sebze taşımacılığında uygun model haline getirerek her meyve için ayrı kalibrasyonlarda Türkiye’de ilk defa viyol üreten firma olduklarını belirten Ergün, “Plastik viyollar meyve ve sebzeleri çürütmekte, sağlığa zarar vermekte. Bu nedenle kâğıt viyolları önermekteyiz. Her meyve için özel kalıp kullanıyoruz.
Şu anda bu üretimi yalnızca Fransa, İtalya ve biz yapabiliyoruz. Avrupa’ya meyve ihracatı yapacak firmalar kraft kâğıttan yapılan viyolla sevk etmek zorundalar çünkü Avrupa Birliği plastik malzeme ile gıda alımını yasakladı. Biz de ihracatçıya katkı sağlayabilecek bu ihtiyacı karşılayabilecek düzeydeyiz” diyerek Türkiye’nin küresel pazarda öne çıkabileceğine dikkat çekti.
‘DOĞRU AMBALAJ, HEM EKONOMİ HEM SAĞLIK İÇİN ŞART’
Son olarak sektördeki firmalara ve üreticilere çağrıda bulunan Ergün, doğru ambalaj seçimlerinin hem ekonomik hem çevresel hem de sağlık açısından büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Ambalaj sadece taşıma aracı değil; gıdanın korunması, tüketici sağlığı ve israfın önlenmesi için kritik bir araç. Doğru ürün, doğru şekilde paketlenmezse sonuçları ağır olur. Bu konuda herkesin daha bilinçli olması gerekiyor. Devlet yasalarının da Avrupa’da olduğu gibi sağlıklı şekliyle olması gerekiyor. Bu konuda devletin bizim gibi firmaları desteklemesi gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.