Araştırmacı-Yazar Salih Sedat Ersöz, Konya’ya yön verenler sayısında bu kez, tanınmış isimlerden biri olan, Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen’i kaleme aldı. Ersöz, açıklamasında Gönen’in çok iyi bir insan olduğuna vurgu yaptı

Konya eski milletvekili, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen, Konya Merkez Karatay İlçesi Sedirler mahallesinde 15/08/1960 tarihinde dünyaya geldi. 3 yaşına kadar babasının imamlık görevi nedeniyle sedirlerde yaşayan aile daha sonra Büyük Aymanas mahallesine taşındı.  M. Sait Gönen çocukluk dönemi ile ilgili şu bilgileri verdi: “Büyük Aymanas Mahallesinde dedemden kalan bağ ve bahçenin içerisinde çoğu bana benzer yaşlarda olan kuzenlerimle beraber dolu dolu çok güzel bir çocukluk dönemi geçirdiğimi düşünüyorum. Üç kardeşin en büyüğüyüm. Rahmetli annem, okuma yazması olmayan ancak irfanı olan, benim üzerimde çok büyük etkisi olmuş tam bir Anadolu kadınıydı. Babam Konya’da Hacıveyis Zade Mustafa Efendi de hafızlık ve Arapça okumuş. İlkokulu dışarıdan bitirmiş. Sonradan sınavı kazanarak imam olmuş. İlkokula Aymanas Zafer ilkokulunda başladım. Okuma yazmayı halen minnet ve şükranla andığım, öğretmenler gününde mutlaka aradığım Allah sağlıklı uzun ömürler versin Ayhan Özkanat öğretmende öğrendim. 4 ve 5.sınıfı ise o zaman Konya’sında daha şehir merkezinde bulunan Hâkimiyeti Milliye ilkokulunda, 5 yıl önce kaybettiğimiz Abdullah Vehbi Köksoy öğretmende okudum. Mekânı cennet olsun. Zamanın şartlarında ilkokulda oldukça iyi bir eğitim aldığımı düşünüyorum.

İlkokulu bitirirken girdiğim bütün parasız yatılı sınavlarını kazandım. Ancak ailem çok küçük olduğumu düşünerek yatılı okullara göndermedi. Ortaokulu Hâkimiyeti Milliye ilkokulunun yanında o zamanlar adı Devrim Ortaokulu olan okulda okudum. 5 yıl boyunca Aymanas mahallesinden Eski garaja 3 km lik yolu çoğunlukla yürüyerek bazen de otobüsle ya da at arabası üzerinde gidip geldim.”

Daha sonra Karatay lisesine başlayan ve 1977 yılında da bu liseden mezun olan M. Sait Gönen; çevresinde hiç doktor olmaması ve toplumda saygın bir meslek olması gibi nedenlerle, merhum annesinin de teşvikiyle doktor olmayı hayal eder. Lisede Türk tarihini ve edebiyatı çok sevmesine rağmen üniversite tercihlerinin hepsi Tıp Fakülteleri olmuştu.

M. Sait Gönen o döneme ait de şunları söylüyor:

“O döneme dair hatırladıklarım bana ait bir odamın ve masamın olmadığı, derslerime yerde ya da somyanın üzerinde çalıştığım ancak yine de çevremdeki arkadaşlardan daha fazla ders çalıştığımdır. Sadece ders çalışan değil sosyal ve siyasi faaliyetlerin içerisinde ideolojik gençlik hareketlerinde kısaca hayatın tüm boyutları ile içinde olduğumu düşünüyorum. Konyaspor’un maçlarını takip etmeyi o tarihlerden bu yana seviyorum. Lise yıllarımda Judo, karate sporları ile amatörce ilgilendim.

Lise yıllarında hafta sonu çalışıyordum. Aslında o kadar ihtiyacımız olmamasına rağmen ilkokulda da muhacir pazarında testi ile su satıyordum. O zaman pazar tezgâhında karpuz kavun satarken babam ve annem elinde üniversite sonuç kâğıdı ile geldi. Tıbbiyeye girdiğimi pazar tezgâhında öğrendim. Çok mutlu oldular, ben de hayalime kavuştum. İlk olarak Antalya Tıp Fakültesi’ne girdim. 1978 - 1979’da iki yıl orada okudum. Ancak hayalim İstanbul’da okumaktı. Tekrar üniversite sınavına girerek İstanbul’da eğitim gören tıp fakültelerini yazdım. O zamanki adıyla İstanbul Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi olan eğitimi Cerrahpaşa’da olan fakülteye girdim. Eğitim hayatımın tamamı Cerrahpaşa’da geçti.

İstanbul’da bizim gibi orta ve dar gelirli aile çocuklarının eğitimi o kadar kolay değil. O şartlarda ailemizin desteği ile okuduk. İstanbul’da dinamik bir yaşam var. Sabah kalktığınız andan akşama kadar mücadele ile geçiyor. Anadolu’da hiçbir ilde göremeyeceğiniz hayatı İstanbul öğretiyor. Öğrenciliğimde Cerrahpaşa civarında Fındıkzade Bölgesi’nde arkadaşlarımla evlerde kaldım. İlk yıllar yine pazar işlerini yaptım, tezgâhın başına geçtim. O dönemlerde tatil yaptığımı hatırlamıyorum. Okullar kapanınca hep çalıştım. Üniversitenin son yıllarında kliniklerde nöbet tuttum. İntörn doktorluğumuz döneminde çok özel hastane yoktu, ama polikliniklerde çalıştım.

Üniversite eğitimi esnasında okulla birlikte İstanbul’un sosyal ve kültürel dokusunu doyasıya terennüm etme imkânı buldum. Rahmetli Ahmet Kabaklı’nın başkanı olduğu Türk Edebiyatı Vakfının Çarşamba öğleden sonra olan toplantılarının abonesi olmuştum. O toplantılarda Türk fikir ve kültür hayatına yön veren çok sayıda tarihçi, yazar ve şairi yakından tanıma fırsatım oldu.

O tarihlerde benim gibi İstanbul dışından gelen bir genç için öğrenci olaylarının en yoğun olduğu şehirde yaşamak, İstanbul şartlarına adapte olmak, uyum sağlamak pek kolay değildi. İçerisinde bulunduğumuz siyasi iklimde bizim gibi düşünen Türk milletinin moral ve motivasyon değerlerini hayatının merkezine almış öğrenci arkadaşlarımızla o zaman yaptığımız kader birliktelikleri bu koca şehirde tutunmamızı kolaylaştırmıştı. O günlerde edindiğimiz arkadaşlıklarımızın halen tazeliğini koruması, nerede hangi konumda olursak olalım irtibatımızın halen devam etmesi de çok güçlü arkadaşlık ilişkileri kurduğumuzun bir diğer göstergesidir. İstanbul’da hayatı tanıyorsunuz, iki üniversite bitirmiş gibi oluyorsunuz. Yine öğrencilik yıllarımda o yılların İstanbul’unda sokaklarda meyve sebze satan satıcıların büyük çoğunluğu Bozkır ve Hadimli hemşerilerimizdi. Onlarla görüşmek, tanışmak, hastaları olduğunda yardımcı olmaktan büyük mutluluk duyardım. Onlarda sık sık Cerrahpaşa’ya ziyaretime gelirlerdi. Varlıkları da bana güç verirdi. Öğrenim hayatımın son yıllarında ise rahmetli Başbuğ Alpaslan Türkeş Beyin tensipleriyle İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı görevinde bulundum.”

1985’TE MECBURİ HİZMETE GİTTİ

1985’te mezun olan M. Sait Gönen, ilk görev olarak Yozgat’a mecburi hizmete gitti. Önce Topçu köyü sağlık ocağında kısa bir süre çalıştıktan sonra İl Sağlık Müdür Yardımcılığı görevine atandı.1986 yılında Selçuk Üniversitesi Tıp fakültesinde iç hastalıkları ihtisasını kazanan Gönen, 4 yıllık asistanlık süresi sonunda 1990 yılında İç Hastalıkları uzmanı oldu.

1992 yılında bir arkadaşının ısrarı ile kendisinin katılmadığı Konyaspor kongresinde yönetim kuruluna seçilir. Metin Ortakarpuz ve Numan Erkan yönetiminde yönetim kurulu üyeliği yaptıktan sonra 1993 sezonunda Konyaspor kulüp başkanlığı görevine seçilir. M. Sait Gönen bu dönemi de şöyle anlatır: “Başkanlık yaptığım dönem Konyaspor’umuz için zor bir dönemdi. O dönem takım 2. Lige yeni düşmüş, kulübün her şeyi hacizli, kasada tek kuruş yoktu. Hem takım hem de taraftar moral motivasyon yönünden oldukça sıkıntılı bir süreçte başkanlık yaptık. Yönetim kurulundaki arkadaşlarla hızla teknik direktör bulduk, transferleri yaptık ve takımı son dakikada lige soktuk. Konyaspor lige fırtına gibi başladı, içerde ve dışarda ardı ardına maçları kazanıyordu. Türkiye liglerinin en yüksek puanlı takımı haline gelmişti. Ancak mahalli ve merkezi idarelerden yeterli maddi destek gelmeyince, mevcut idarenin destekleyebileceği bir yönetim gelir ve kulübün bu dinamizmi heba olmaz düşüncesiyle olağan üstü kongre kararı aldık. Kulübü bıraktığımızda Konyaspor puan fikstüründe en üst sırada bulunuyordu. Konyaspor’a ilgimiz, sevgimiz hep devam etmekte. Halen fırsat buldukça gerek Konya’da gerekse İstanbul’daki maçlarına gitmeye çalışırım.”

‘PARLEMENTOYA GİRDİ’

M. Sait Gönen 1995 yılında tekrar İstanbul’a gelerek Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarında, 3 yıl yan dal ihtisası yaparak 1998 yılında Endokrinoloji uzmanı da olur. Bu dönemden sonrasını da kendisinden dinleyelim:

“1998 yılında Cornell Medical Center’dan kabul aldım ve bir süre fellowship olarak çalıştım. Kısa bir sürede olsa Amerika’da çalışmamın mesleki kariyerim ve gelecek perspektiflerim için oldukça öğretici olduğunu söyleyebilirim. Amerika’daki hocam ekonomik destek aldığı iki yıllık bir projede birlikte çalışma teklif etti. Bu teklife sıcak bakmıştım. Aile bireylerimi de New-York’a getirip çalışmayı düşündüğüm dönemde Konya’ya geldim.

Bu sırada ülkede 1999 seçimleri ile ilgili hazırlıklar başlamıştı. Çevremde Konya’dan milletvekili adayı olmamla ilgili bir beklenti oluşmuştu. O tarihte zaten Sayın Devlet Bahçelinin seçildiği kongrede MHP’nin MYK üyeliğine seçilmiştim ancak kongrenin akabinde yurt dışına gittiğim için aktif rol alamamıştım. Amerika dönüşü MYK toplantılarına katılmaya başlamıştım. Sosyal çevremin de etkisi ile yurt dışı programımızı noktalayarak Selçuk Üniversitesinde Endokrinoloji Bilim Dalında yardımcı doçent olarak çalışmaya başladım ve 1999 seçimleri süreci başladığında aday olmak üzere üniversitedeki görevimden istifa ettim. İstifa dilekçemi verirken iç dünyamda gel gitler yaşadığımı, bu sebeple son gün son dakika saat 17.00 ye 2 dakika kala dilekçemi verdiğimi ve akademik kariyerimin yarım kalmasının ezikliğini yaşadığımı hatırlıyorum. Nihayet 1999 seçimlerinde MHP Konya listesinde 5.sıradan parlamentoya girdim.

‘ÖNEMLİ GÖREVLER YÜRÜTTÜ’

1999 - 2002 yılları arasında Parlamentoda Çevre ve Nato komisyonlarında görev yaptım. Yine o dönemde bir süre MHP’de basından sorumlu Genel sekreter yardımcısı sıfatıyla başkanlık divanında görev aldım. Yasama görevine devam ettiğim süre içerisinde, Ankara Tıp Fakültesinin Cuma günleri yapılan endokrin konseylerine katılıp meslekle bağımı koparmamaya çalıştım.”

2002 yılında yasama görevinin bitmesi ile Selçuk Üniversitesindeki görevine geri dönen M. Sait Gönen, 2005 yılında Endokrinoloji Bilim dalında Doçent, 2010 yılında Profesör olur. O tarihlerde çocukları İstanbul’da mühendislik okumaya başladıkları için aile tekrar İstanbul’a taşınır. Gönen bir vakıf üniversitesinde çalışmaya başlar.  2010 yılında TEMD (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği) yönetim kurulu üyeliğine seçilen ve 2014 - 2016 yılları arasında da TEMD Başkanlığını yapan M. Sait Gönen, 2015 yılında yapılan 25. dönem milletvekilliği seçimlerine Konya adayı olarak katılır ve 2. kez Konya milletvekili olarak Meclise girer. Ancak milletvekilliği bu kez oldukça kısa sürer ve 5 ay sonra tekrarlanan seçimde milletvekili seçilemez. Bunun üzerine İstanbul’a geri dönen M. Sait Gönen, kısa bir süre vakıf üniversitesinde çalıştıktan sonra öğrenciliğinin ve asistanlığının geçtiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesine başlar. Şu anda 6 yıldır Cerrahpaşa’da Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanlığı 4 yıldır da Dekan olarak görev yapmakta olan M. Sait Gönen, görev yaptığı Cerrahpaşa ile ilgili şu bilgileri veriyor.

“Cerrahpaşa hem İngilizce hem de Türkçe eğitim veren iki ayrı Tıp programını birlikte yürütmekte ve kamu üniversiteleri içerisinde en yüksek puanla öğrenci alan Tıp Fakültesi konumundadır. Yine mezunları lisans sonrası Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) tüm fakülteler içerisinde en yüksek puanları alan öğrencilere sahip köklü bir kurum olarak adından her zaman söz ettirmektedir. Üst üste her yıl alınan bu başarıların tesadüf olmadığını söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.”

‘HEKİMLİĞİ SEVEREK YAPTI’

M. Sait Gönen hekimliği hakkında da şunları söylüyor:

“Hekimliği hep severek yaptım. Dekanlık yapmama rağmen Salı günleri mutlaka polikliniğe gider hasta bakarım. Çarşamba günleri biyopsi günümüz. Uzmanlarımla beraber ultrason eşliğinde Tiroid nodüllerinden biyopsi yapıyoruz. Her çarşamba sabahı kliniğimizde yürüttüğümüz çalışmaların değerlendirildiği toplantılarımızı yaparız. Yine Cuma günleri diğer kliniklerle beraber Endokrin konseyi yaparız. Bu toplantılara pandemiden bu yana online devam ediyoruz. Ders anlatmayı, öğrencilerle vakit geçirmeyi seviyorum. Oralarda dinlendiğimi düşünüyorum. Onlara bir şey anlatmaktan keyif alıyorum. Öğretim üyeliğinin, profesörlüğün en iyi tarafının, hasta muayenesi dışında bildiklerini gelecek kuşaklara anlatmak, bilgiyi paylaşmak olduğuna inanıyorum. Mesleğimizin olmazsa olmazı sabır ve empati… Hastayı dinlemek birinci işimiz. Hastaya doğru tanıyı koyabilmek için empati kurmalı ve sabırlı olmalı. Hasta geldiğinde acil olarak en fazla yakındığı şikâyetini söyler. Bazen uzatabilir, gereksiz detaylara girebilir. Ancak sabırla dinlemeli. Ben Hüsrev Hatemi hocanın yanında iki yıl endokrin polikliniği yaptım. Uzmanlığımı aldığımda hocamdan çok şey öğrenmiştim. En önemlisi hastaları sabırla dinlemesi, hepsine ayrı ayrı yorulmadan bilgi vermesi ve hiç kızmaması ile bana sabretmeyi öğretmişti. Hekimlikte sabır çok önemli. Bizler bir karaciğer hücresini incelerken karaciğeri unutmamalı, karaciğeri incelerken insanı, insanı incelerken insanlığı unutmamalıyız. Etik ve ahlaki değerleri unutmadan bu mesleği yapma yükümlülüğümüz vardır.

Tıp, çok para kazanmak amacıyla tercih edilecek meslek değil. Gençlerin hayalleri çok para kazanmaksa tıbbiye seçmesinler. Tıp meslekten ziyade yaşam tarzıdır. 24 saatinin her anını alan bir yaşam tarzıdır. Her mesleğe ihtiyaç var tabii. Bazı meslekler mesaiden çıkarsınız, işiniz biter, ama hekimlik öyle değil. Siz neredeyseniz orada hekimsinizdir. Evde otururken karşı komşu rahatsızlandığında, mahalle ya da bölgede acil durum olduğunda ilk sizin kapınız çalınır. Hekimlik meslekten öte yaşam tarzıdır. Tıp’ı seçenler bu yaşam tarzına kendilerini hazır hissetmeli. Ama şöyle bir mutluğu da var: Birinin derdine derman bulduğunuzda o insanın gözlerindeki minnet duygusunun hiçbir maddi karşılığı yok, onun verdiği mutluluk hiçbir yerde bulunmaz. O nedenle kutsal bir meslektir. Bu boyutuyla hekimlik mesleğini icra edenler Cenab-ı Allah’ın şafi ismine mazhar olacaklarını bilmelidir.”

1988 yılında Konya eşrafından Diş hekimi Dr. Kazım Göktay Beyin kızı Zeliha hanımla evlenen ve 2 erkek, bir kız çocuğu ile bir de torunu olan M. Sait Gönen’in oğulları Elektrik - Elektronik mühendisi olarak çalışma hayatındalar. Gelini göz hekimi, kızı da dedesi gibi diş hekimi ve bir kamu üniversitesinde protez asistanı olarak çalışmaktadır.

135 YAYINI VAR

Prof. Dr. Gönen’in ulusal ve uluslararası olmak üzere 135’i aşkın yayını bulunuyor. Google Akademikte h-indexi:25 İstanbul Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından 1999 yılında yaptığı uluslararası yayınlarla Türkiye bilimine yaptığı katkı nedeniyle Başarılı Araştırıcı Belgesi ödülünü kazanan Prof. Dr. Gönen, Türkiye Diyabet Vakfı tarafından 2014 yılı “Diabetes Mellitus En İyi Bilimsel Yayın Ödülü” programı çerçevesinde “Effects Of Single Nucleotide Polymorphisms In KATP Channel Genes On Type 2 Diabetes In Turkish Population” başlıklı yayın ile birincilik ödülü kazandı. Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen ulusal ve uluslararası 14 projede yürütücü olarak yer aldı. 8 yıl Türkiye Endokrin Derneğinde yöneticilik ve 2014-2016 arası Türkiye Endokrinoloji Derneği Başkanlığı yaptı.

Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen ile milletvekilliği döneminde tanışmıştık. Gerek bu döneminde gerekse Türk Diyabet Cemiyeti Konya Şube Başkanlığı yaptığı dönemde görüşmelerimiz oldu. Kendisini her zaman sıcakkanlı, insana değer veren, fikir ve düşüncesine bakmaksızın herkese yardımcı olmaya çalışan, mütevazı, güler yüzlü yapısı ve samimi duruşu ile hatırlarım. Milletvekilliği, hekimlik ve dekanlık dönemlerinde gösterdiği ve hâlâ göstermeye devam ettiği hizmet gayretini takdirle anıyoruz. Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen’e bundan sonraki hayatında da sağlık ve mutluluk içinde hizmetini sürdürmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. 

SALİH SEDAT ERSÖZ 

Editör: TE Bilişim