Sanatın ve kültürün bir araya geldiği “Şehir Sohbetleri” bu hafta, mozaik sanatının renkli ve sabır dolu dünyasına ışık tuttu. Araştırmacı yazar Alaaddin Aladağ’ın konuğu olan mozaik sanatçısı Gülçin Sökücü, çocukluk yıllarından bugüne uzanan sanat yolculuğunu, mozaik sanatına olan tutkusunu ve eserlerinde saklı mesajları paylaştı. “Güneşin Kızı” olarak anılan Sökücü, her bir taşın hikâyesi olduğunu ve bu hikâyelerin insanlık için ortak bir dille birleştiğini vurguladı.

Gülçin Sökücü kimdir? Bize hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz?

Gülçin Sökücü, sanata ve kültüre derin bir bağlılık duyan, her küçük parçanın bütünü oluşturduğuna inanan bir mozaik sanatçısıyım. İnsanların bana “Güneşin Kızı” demesi hoşuma gidiyor; bu unvan, çalışmalarımda aydınlık ve pozitif bir enerjiyi yansıtmamın bir ifadesi. Sanatla kendimi buldum ve her bir taş, hayatımın hikayesini anlatan bir cümleye dönüşüyor. “Güneşin Kızı” olarak bilinen Gülçin, sanatını ve hayatını güneş gibi parlak bir ışıkla çevresine yayan bir mozaik sanatçısıdır. Gülçin’in hayatında, sanata ve insana dair güçlü bir bağlılık ve sürekli bir öğrenme isteği öne çıkar. Yalın ve anlaşılır bir dille yazılar yazarak, düşüncelerini derin, anlamlı ve çarpıcı bir şekilde ifade eder. Mozaik sanatı ile, ufak parçaları büyük bir bütüne dönüştürürken, farklı kültürlerin hikayelerini bir araya getirir ve sanatında insanlığı birleştirici bir tema oluşturur.

 Sanat yolculuğunuz nasıl başladı? Mozaik sanatına olan ilginiz ne zaman ve nasıl gelişiyor?

Sanat yolculuğum çocukluktan başladı diyebilirim. Fakat mozaik sanatıyla tanışmam bir dönüm noktası oldu. Mozaikte, her parçanın anlam kazanması beni cezbetti. Küçük taşların birleşerek bir hikaye oluşturması, bana hayattaki detayların önemini hatırlatıyor. Bu tutku, zamanla mesleğim oldu ve bana huzur veren bir uğraşa dönüştü.

Mozaik, geleneksel bir sanat formülü olmasına rağmen modern yorumlarla birleşiyor. Bu geleneksel sanat dalına olan yaklaşımınızı nasıl yaşarsınız?

Mozaik, hem geçmişi hem de modernliği içinde barındırıyor. Geleneksel yöntemleri kullanmayı seviyorum, ancak her çalışmaya özgün bir dokunuş katmak da benim için önemli. Bunu bazen renklerde, bazen de şekillerde farklılaştırarak yapıyorum. Mozaik sanatıyla, gelenekten geleceğe uzanan bir köprü kurmak hedefim.

Çalışmalarınızda hangi temaları sıklıkla işliyorsunuz? Mesela bir eserinizi yaratırken detaycı olarak odaklandığınız unsurlar neler oluyor?

Çalışmalarımda doğadan, insan ilişkilerinden ve kültürel unsurlardan ilham alıyorum. Detaylarda kaybolmak benim için vazgeçilmez. Her taş, her renk, her doku bir anlam taşıyor ve bir hikaye anlatıyor. Örneğin, bir eserde güneş ışığını ve doğanın enerjisini vermek istiyorsam, taşların dokusunu, renk uyumunu ve ışık yansımasını detaylı bir şekilde ayarlıyorum.

Mozaik sanatının, diğer sanat dallarına göre belirgin farklılıkları nelerdir? Özellikle teknik olarak zorlayıcı özellikler hakkında bize biraz bilgi verir misiniz?

Mozaik sanatı, sabır gerektiren bir süreçtir. Parçaların kesimi, yerleştirilmesi ve sabırlı bir şekilde bir araya getirilmesi zordur. Özellikle büyük çalışmalar çok zaman alır ve detaylı bir planlama gerektirir. Bununla birlikte, dayanıklılığıyla diğer sanatlardan ayrılır; taşlar yüzyıllarca kalıcı bir iz bırakır.

Sanatınızdaki renk ve doku kullanımı çok belirgindir. Bu seçimleri nasıl yapıyorsunuz? Mozaik taşlarının renkleri ve dokuları eserinizde ne gibi anlamlar taşıyor?

Renkler ve dokular, bir eserin ruhunu yansıtır. Örneğin, doğayı temsil etmek istediğimde, toprak tonlarını ve doğal dokuları tercih ediyorum. Renk seçimi, eserin temasına göre değişir; bazen pastel tonlarla sakinlik, bazen de canlı renklerle enerji verirken dengeyi sağlamak için detaylı düşünüyorum.

 İlham kaynaklarınız neler? Doğadan, küçülterek veya kişisel deneyimlerinizden etkileniyor musunuz?

İlhamımı en çok doğadan ve yaşanmış hikayelerden alıyorum. Doğanın renkleri, dokusu ve düzeni beni büyülüyor. Ayrıca, kültürel miras ve tarihi öğeler de sanatımın önemli bir parçası. Her taşın, doğanın bir parçası olarak esere kattığı anlam benim için çok özel.

Günümüz sanat dünyasında dijitalleşme ve yeni teknolojiler mozaik sanatını nasıl etkiliyor? Dijital sanat ile geleneksel mozaik sanatını birleştirmek gibi bir düşünceniz oldu mu?

Dijitalleşme, sanat dünyasında birçok kapıyı açtı. Dijital sanatın mozaikle birleşmesi, özellikle sanal sergilerde ve dijital tasarımlarda geniş bir alan sunuyor. Bu iki alanı birleştirerek farklı projelerde kullanmayı düşünüyorum. Ancak, taşların el değmiş hissiyatını kaybetmemek de önemli.

Mozaik sırasında hangi malzemeleri kullanmayı tercih ediyorsunuz? Bu tercihlerinizde estetik kaygılar kadar işlevsel bir amaç güdüyor musunuz?

Çoğunlukla doğal taşlar ve cam kullanıyorum. Her malzemenin farklı bir anlamı ve dokusu var. Estetik önemli bir rol oynasa da dayanıklılığı da göz önünde bulunduruyorum. Malzemeler hem sanatsal hem de işlevsel anlamda beklentilerimi karşılamalı.

Sanatınızı toplumsal ya da kültürel mesajlarla paylaşabiliyor musunuz? Eserlerinizin vermesini istediğiniz özel bir mesaj var mı?

Sanatımın toplum üzerinde pozitif bir etki yaratmasını arzu ediyorum. Her eserimde, birleştirici bir mesaj vermeye çalışıyorum. Örneğin, mozaik sanatıyla birlik, uyum ve sabır temalarını işleyerek, toplumda hoşgörü ve bir arada yaşama kültürünü destekliyorum.

Sanatınızı geniş bir kitleye tanıtmak, özellikle mozaik gibi özgün bir sanatı daha geniş bir izleyiciye ulaştırmak adına ne gibi adımlar atıyorsunuz?

Atölyeler düzenleyerek, mozaik sanatını daha geniş kitlelere tanıtmaya çalışıyorum. Ayrıca, festivaller ve sergilerde yer almak, eserlerimi daha fazla kişiye ulaştırmak için önemli bir araç. Sanatseverleri bu geleneksel sanata daha yakınlaştırmak için sosyal medya ve dijital platformları da kullanıyorum.

Sanatınızda belirli bir zaman dilimi, kültür ya da coğrafyadan ilham alıyor musunuz? Eğer kesinti olursa, bu sonuçların mozaik çalışmalarınıza nasıl yansıdığını anlatabilir misiniz?

Akdeniz kültüründen, tarihsel dokulardan ve Antalya’nın doğal güzelliklerinden ilham alıyorum. Özellikle geleneksel mozaik tarzını korurken, Akdeniz’in canlı renklerini ve enerjisini yansıtan eserler yapmayı seviyorum. Bu coğrafyanın doğası, çalışmalarımda kendini gösteriyor.

 Sizce mozaik sanatı, günümüz modern sanat anlayışına ne kadar uyum sağlıyor? Geleneksel sanatla modern sanat arasında bir köprünün oluşturulması sizce nasıl mümkün olur?

Mozaik sanatı, modern sanatla birleştiğinde harika bir uyum yakalıyor. Geleneksel motifleri modern renklerle buluşturmak, bu köprüyü kurmanın yollarından biri. Geçmişin değerlerini kaybetmeden, yeni nesillere hitap eden bir üslupla mozaik sanatını yorumluyorum.

Kariyerinizde geriye dönüp baktığınızda sizi en çok gururlandıran eserinizi veya anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Seydişehir Belediyesi  5. kitap günleri başlıyor Seydişehir Belediyesi 5. kitap günleri başlıyor

Özellikle kültürel bir tema üzerine çalıştığım bir projede, yurtdışından büyük beğeni almam beni gururlandırdı. Bu eserin hikayesi, kültürümüzün değerini uluslararası bir platformda anlatmamı sağladı.

Gelecekteki projelerinizden bahseder misiniz? Yeni projelerinizde neler üzerinde çalışıyorsunuz ve hangi yenilikleri görüyoruz?

Gelecekte dijital ve mozaik sanatını harmanlayan projeler üzerinde çalışmak istiyorum. Ayrıca, atölyemi daha da geliştirip uluslararası bir platformda daha fazla yer almak hedeflerimden biri.

 Mozaik sanatına olan ilginin artması için neler yapılabilir? Sanatseverlere ve sanatla ilgilenenlere ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz?

Mozaik sanatı için atölye çalışmaları ve interaktif etkinlikler yapılması, bu sanatı tanıtmada önemli. Sanatseverlere, sanatı deneyimleyerek keşfetmeleri gerektiğini öneriyorum. Sanat sadece izlenmez, aynı zamanda yapılır ve hissedilir; mozaik sanatının gücünü yaşamalılar.

Kaynak: Alaaddin Aladağ