Gençlik yıllarında 2 yıllık okumuş olduğu bölümü 46 yaşında lisans olarak tamamlayan Bekir Eken hem çalışan hem öğrenci hem de eş ve baba olarak yaşamanın sadece gerçekten isteyerek başarılabileceğine dikkat çekti. 4 çocuk babası Eken, okuduğu bölümle çocuklarına ilham kaynağı olduğunu ve onların da kendisi gibi bilgisayar üzerinden eğitimlerine devam etmek istediklerini ifade etti.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

İsmim Bekir Eken. Konyalıyım. İlk, orta ve lise öğrenimim bittikten sonra 1997 yılında o zamanlar Selçuk Üniversitesi’ne bağlı olan Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nu bitirdim. Stajımı Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (KOSKİ) yaptıktan sonra orada çalışmaya devam ettim. Devlet memurluk Sınavı ile 2001 yılında da şimdi ki çalıştığım kurum olan Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışmaya başladım. Evliyim. 4 çocuğum var, ikisi meslek lisesinde bilgisayar bölümü okuyor.

Çocuklarınızın bilgisayar bölümü okumasında payınız var mı?

Tabi ister istemez onlar beni örnek aldı. Bilgisayar işi, her zaman kendini güncellemen gerektiren bir bölüm, onların sormuş oldukları sorularla bende yeni şeyler öğrendim. 

Tekrardan okumaya nasıl karar verdiniz?

Aslında okumak, benim yeni başlamış olduğum bir iş değil. KOSKİ’de çalıştığım süreçte Anadolu Üniversitesi’nde İşletme Fakültesinde okudum. Şimdi de ilk okuduğum 2 yıllık okulu, Dikey Geçiş Sınavı ile Selçuk Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği okuyarak 4 yıla tamamlamış oldum. Bilgi işlemde çalışıyorum ve sürekli olarak bilgisayarla uğraşıyorum. İşim bu olduğu için kendime ‘neden lisans eğitimine tamamlamayayım’ diye sordum. Allah nasip etti ve bitirdim.

İş, ev, okul hepsi aynı anda zor olmadı mı?

Okul için adım atmadan önce ailemle görüştüm ve bizim için zor bir sürecin olacağını ifade ederek onların onayını aldım. Çalıştığım için özellikle ikinci öğretim tercih ettim, bu bana derslere girebilme kolaylığı sağladı. Ders çalışmak tabi ki zor oldu. Gündüz iş, akşam okul ve geceleri ders çalıştığım için evi biraz otel niyetine kullanmış gibi oldum ama ailemin de sabrı büyük bu konuda.

İş yeriniz ve okulunuz arasındaki uzaklık sorununu nasıl hallettiniz?

Aslında okulu, iş yerinden bir arkadaşımla beraber kazandık. Araçla gidip geldik yoksa adliye tarafından Alâeddin Keykubat Kampüsüne otobüs, tramvay vasıtasıyla gitmek bayağı zaman alıyor.

Okulda gençlerle bir uyum problemiyle karşılaştınız mı?

Gençlerle ders işlemek, aynı sınıfta olmak farklı bir his. Özellikle ilk zamanlar da sınıfa girdiğim zaman, beni hoca zannedenler oluyordu, ‘babamla yaşıtmışsın’ diyenler oluyordu. Hatta benden yaşça küçük hocalar da vardı. Tabi şaşıranlar oluyordu ama genelde güzel tepkilerle karşılaştım, bu konuda tebrikler aldım. Büyük olmamdan dolayı saygı gösteriliyordu, güzel bir duyguydu ama baba ve eş olmanın verdiği sorumlulukla gençlerle okuldan sonra sosyal aktivite yapma imkânım çok olmadı. Uyum problemi de olmadı.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ GÜZEL İŞLER BAŞARIYOR

Selçuk Üniversitesi yeni mezunu olarak üniversite, gençler için ne gibi imkanlar sunuyor?

Selçuk Üniversitesinin gençler için yapmış olduğu bir sürü faaliyetler var. Özellikle öğrenci toplulukları çok fazla. Her yılın başında kampüs içinde kurmuş oldukları stantlarla, öğrencilerin ilgi duydukları alanlara ve sivil toplum kuruluşlarına yönelmelerinde sağlamada katkısı büyük. Ben birçoğuna katılamasam da üniversitemizi temsilen Teknofest gibi festivallere katılan arkadaşlarımız vardı. Selçuk Üniversitesi, gençlerimiz için büyük bir avantaj, değerlendirsinler.

Okuduğunuz bölümün kendinize ve o bölümü okuyanlara katkı sağladığını düşünüyor musunuz?

Üniversitemiz bölümünde yapılan stajlar sayesinde mezun olmadan önce ilgili bölümlerle alakalı bize tecrübe imkânı sunuyor, deneme yapmış oluyoruz. Bu yönden diğer derslerin yanında uygulamalı stajlar daha çok katkı sağlıyor.

Selçuklu Belediyesi’nin hizmetlerini beğeniyor muşunuz?

Belediyenin yaptığı faaliyetleri beğeniyorum. Bünyesinde Selçuk ve Konya Teknik gibi biri köklü 2 üniversite barındıran bir ilçe olarak tabi ki daha çok gençlere yönelik faaliyetleri oluyor. Öyle de olması gerekiyor. Kurulan gençlik ve kadın meclisleri sayesinde gençlerin, kadınların düşüncelerine önem veriliyor. Bu konuda öğrencilerin de bu meclislere katılması amaçlı daha çok tanıtım yapılıp onların da katılımı sağlanabilir, beklentileri öğrenilip söz hakkı tanınabilir.

Selçuklu Belediyesi, bünyesinde bulundurduğu üniversitelere katkı sağlayabiliyor mu?

Üniversitemiz kampüsünde kütüphanemiz var ancak özellikle vize ve final dönemlerindeki yoğunluktan dolayı yer bulamadığımız zamanlar oluyordu. Bu konuda yakındaki Selçuklu Belediyesi kütüphaneleri devreye giriyor. Sundukları imkanlar sayesinde gençler ücretsiz internet ve bilgisayar hizmetlerinden yararlanabiliyor. Yine ücretsiz ya da cüzi bir miktarla fotokopi temin edebiliyorlar.

Selçuklu Belediyesi’nin gençleri motive amaçlı farklı etkinlikleri oluyor mu?

Okulların açık olduğu dönemlerde sürekli gençleri motive amaçlı etkinlikleri oluyor. Okulların kapandığı dönemde de bu yıl görmüş olduğumuz ‘Yaza Merhaba ve Karne Şenliği’ gibi şenlikler, hem gençlerin dönem stresini atmaları hem de yeni bir döneme hazırlık amaçlı güzel düşünülmüş faaliyetlerden.

 Üniversite dışında bakacak olursak, belediyenin gençlere ne gibi katkıları oluyor?

Mesela benim en çok beğendiğim birkaçını sayacak olursak; Selçuklu Spor Okulları var. Bu okullar aslında belediyenin çok büyük ve kapsamlı bir çalışması. Kendi çocuklarımı da gönderdim, eğitime gerçekten önem veriyorlar. Zaten Selçukluspor’dan gerçekten güzel işler başarmış gençlerimizin haberlerini de alıyoruz.

Selçuklu Belediyesi bünyesindeki okullarda başlatılan Z Kütüphane projesiyle, kütüphaneler daha renkli hale getirilerek çocuklara küçük yaşta araştırma kültürü ve kitap okuma sevgisi aşılanmaya çalışılıyor. Yine açılan sosyal tesis gibi mekanlarla gençlere farklı fırsatlar sunuluyor.

Bu yaşta okumak isteyen akranlarınıza neler tavsiye edersiniz?

Sizden sonraki kuşaklarla aynı ortamı paylaşmak ve kızım, oğlum yaşındaki insanlarla arkadaş gibi iletişim kurmak çok farklı ve güzel duygular. Bence her şey, yaşında ve zamanında yaşanmalı. Yaşın da vermiş olduğu bir öğrenme güçlüğü oluyor. Ama tabi okumak isteyenlere tavsiyem, okumanın yaşı yoktur. İnsan isterse her yaşta, her şeyi başarabilir.

Bu güzel röportaj için teşekkür ederim.

Bende buradan öncelikle Teknoloji Fakültesindeki hocalarım olmak üzere gençlerimizin üstünde emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Projeniz için Yenigün Gazetesine de teşekkür ederim.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim