Cami imamlığı, kurs eğitimciliği ve yöneticilik derken emekliliği sonrasında da İslam yolunda koşturmayı kendisine düstur edinen Muammer Sami Abuoğlu, hayatını anlattı. Şu anda hiçbir ücret talep etmeden Meydanlı Kız Kur’an Kursunun hayır işlerini yürüten Abuoğlu, insanların da İslami müesseseden hayır paylarını almaları için yardımcı oluyor. Abuoğlu ile yaptığımız sohbetimizden yansıyanlar:

Sizi tanıyabilir miyiz?

Muammer Sami Abuoğlu, 1947 yılında Kadınhanı’nın Afşarlı Köyünde doğdum. İlkokulu Kadınhanı Merkez İlkokulu’nda; hafızlığımı ise Seyit Ali Yılmaz hocanın yanında bitirdim. Hafızlık belgemi de o dönemde Konya’nın tek müftülüğü olan merkez il müftülüğünde aldım. Aynı zamanda Konya İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Kur’an kursu hocalığı ve cami imamlığı yaparak çalışma hayatımı tamamladım; emekliyim.

Hangi kurs ve camilerde görev aldınız?

Hacı Hasanbaşı Kur'an Kursu, Zekiye Hatun Kız Kur'an Kursu ve Elmas Kız Kur'an Kursu’nda hocalık yaptım. Karapınar’da hem imamlık hem de murakıplık yaptım. Tekrar merkeze geldiğimde Kur’an kursu hocalığıma devam ettim. Almanya’ya görevli olarak gönderildim; 6 sene Almanya’da Stuttgart Diyanet Merkez Camii’nde görev yaptım. Almanya dönüşümde ise emekli oldum fakat din işlerinden kopamadım ve Elmas Kız Kur’an Kursunda çalışmaya devam ettim.

Karış karış iyilik hareketi Karış karış iyilik hareketi

Konya İl Müftülüğünde Konya Din Görevlileri Başkanlığı da yaptım. O zamanlar görevli olarak, 1986 yılında karayollarıyla kutsal topraklara gittim, haccımızı yaptık.

Emekli oldunuz ancak hala çalışmaya devam ediyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Konya’da eğitimi yetersiz kalan imamlara Selçuklu Müftülüğü tarafından eğitim veren bir merkezi var; o dönem müftülük oraya beni başkan yapmak istemişti. O kurumun başkanı olduk ancak baktık ki zaten orada müdür ve diğer yetkin insanlarla çark dönüyor; bende hayır işlerinde daha çok ihtiyacın olduğunu hissettiğim Kur’an kurslarında çalışmaya devam ettim.

Elmas Kız Kur’an Kursunda çalışırken Salih Öztaş Efendi ile görüştük ve bizi davet etmesi üzerine Meydanda Kız Kur’an Kursuna geldim. Burada Salih Efendi ile birlikte kursun iaşe işlerine, yardım işlerine koşturduk ve buradan herhangi bir ücret talep etmedik. Hatta yetmediğinde cebimizden veriyoruz.

Burada neler yağıyorsunuz?

Kur’an kursumuzda Salih Efendi ile birlikte yiyecek ve içecek temini için her hafta Adnan Menderes Toptancı Sebze Haline gidip kursun ihtiyacı olan yiyecekleri temin ediyoruz. İmamlık yaptığım dönemlerde halde de imamlık yapmıştım ve oradaki esnaf beni de tanır. Biz listemizi esnafın hayırlarından temin ederiz. Bazı esnaf, sağ olsun, ‘Gel bizden doldur git, başkasından alma’ diyor ancak diğerlerinin de bu hayra vesile olmaları için farklı kişilerden alıyoruz.

Bazen derse giriyoruz, hoca olduğumuz için kendi bilgi birikimimiz aktarıyoruz. Hafızlığını bitiren çocuklarımızdan umre yapanlar oluyor, görevli olarak onların başında gidiyoruz.

Yaptığınız umrelerden bir hatıranız var mı, bize anlatmak isteyeceğiniz?

Bir gittiğimizde 120 talebimiz vardı ve öğrenciler dediler ki ‘Hocam bize Hacer-ül Esved’i öptür!’ Ancak o kalabalıkta 120 talebeye bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Dönemin Selçuklu Müftüsü Nusret Karabiber de vardı o zaman yanımızda. O da Suudi Arabistan’da okumuş ve oradaki insanlardan tanıdıkları da varmış. Ona durumu anlattım. Kabe’nin etrafında iken oradaki yetkililere söylendi ve biz tavafı bitirdikten sonra elimizi kaldırdığımızda askerler bizim etrafımızda kuşattı ve Hacerülesved’e ulaşmamızı sağladılar. Onun vesilesiyle yaklaşık 20 öğrencimize Hacer-ül Esved’i öptürmeyi başardık.

Muhabir: HACER CEYLAN ZAMAN