HAYATIMIZI YARGILAMAK (MEVSİMLER )
Doğum ve ölüm arasında geçirdiğimiz süredir hayat. Neler yaşamışızdır, neler yaşayacağızdır kim bilir? Ancak her yaşanmışlık tecrübedir de aynı zamanda, elbette almasını bilen her gönüle, her beyine.
Dünlerden çıkarılacak o kadar çok ders vardır ki, geleceğimize ışık tutan. Lakin bilmelisin ki dünlerden ders çıkaralım dan kastımız düne / dünlere takılıp kalmak değildir elbet.
Hayat devam ediyor, nefes aldığımız sürece, gökyüzünde güneşi gördüğümüz sürece sorun yok. Düne takılı kalarak, bugününüzü zehir etmeyin. Bugünün zehir oluyorsa, yarınınızda böyle olmaya adaydır bunu da bilin!
Karşımıza çıkan her türlü zorluk karşısında mücadele gücümüzden taviz vermememiz gerekir! Ne olursa olsun şu an ki halimize şükür içinde olmayı da ihmal etmemeliyiz. Hem beterin beteri vardır öyle değil mi?
Güzel yarınlar görebilmek için; bugününüzü güzelleştirmekle başlamalısınız işe. Ve bir şeyleri başkalarından beklemekle değil, bizzat siz kendiniz adım atarak ulaşabilirsiniz. Bu adıma da hiç vakit kaybetmeden hemen şimdi, şu anda başlamalısınız.
Attığınız adımların güzelliğini belki bugün, bu mevsim göremeseniz de sürecin sonunda elbet, göreceksiniz. Karşılaştığınız zorlukları yenmiş olmanın, sizi hayata nasıl bağladığına şahit olacaksınız. Hayatın son evresinde, resmin tamamına baktığınızda iyi ki yapmışımlarınızın mutluluğu tebessüme dönüşecek emin olun. Aynı bir ağacın dört mevsimi yaşaması ve her mevsimde yaşadıkları gibi!
Hayat adına tüm bu mücadeleler, zorluklar karşısında vazgeçerseniz, bunların sonunda gelecek olan, nimetten, güzelliklerden ve hayatın kendisinden mahrum olursunuz. Tüm bu süreç içerisinde önyargılardan ve aceleyle alınan kararlardan da uzak durmalısınız. Her ikisi de sizi başarısızlığa, olumsuzluğa ve hükmen mağlubiyete götürebilir.
Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve ön yargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran Ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş.
İlk oğlan kışın gitmiş, İkincisi ilkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda. Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne gördüklerini sormuş.
İlk oğlan ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söylemiş.
İkinci oğlan hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı demiş.
Üçüncü oğlan ise çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim demiş.
Sonuncu oğlan ise hepsinin yanlış söylediğini ve ağacın meyvelerle dolu olduğunu ve hayat dolu olduğunu söylemiş.
Yaşlı Adam oğullarına hepsinin haklı olduğunu söylemiş. Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti. Onlara bir ağacı veya bir insanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra ya da neye sahip olup olmadıklarını yargılamayacaklarını anlatmaya çalışmıştı.
Gerçekler ancak sonunda, 4 mevsimi gördükten sonra anlaşılır.
Eğer kışın vazgeçerseniz, İlkbaharın nimetinden olursunuz, yazın güzelliğinden ve sonbaharın bütünlüğünden
Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin.
Hayatınızı bir mevsim (bir dönem) yüzünden yargılamayın.
Daima ileriye bakın!
Eğitim Danışmanı ; mehmetalperyolcu@gmail.com ; @mayolcu_