“Hayatı Kazanmak Üniversiteyi Kazanmaktan Zordur”. Konusu ile ilgili geçen hafta bu köşe de “Hayatı Kazanmak-1” başlığıyla bir yazı kaleme almıştık. Yazımızda üniversite yıllarımızda neler yaparsak hayatta “arayan” değil, ”aranan” olabileceğimizden söz etmiştik. Yazımızı okuyan öğrenci kardeşlerimiz yazı ile ilgili takdir hislerini belitrmişler. Onlara da teşekkür ederiz. Kaldığımız yerden inşallah bugün devam edeceğiz.

  • Üniversitenin İmkânlarından Faydalanmayı İhmal Etmeyelim:

Üniversitede ir bölümde öğrenci olarak öğrenim görüyorsunuz. Diğer taraftan üniversitedeki yan dal, çift ana dal programlarından yararlanma yollarına da bakabilirsiniz. Üniversitenin hangi imkânları sizin işine yarayacaksa onları değerlendirin.

  • Uykumuza Dikkat Edelim:

Demlenmiş çay ya da neskafe ile gecelemeyi bırakmaklayız. Günde en az 5,5 -7 saat arasında uyku bize gereklidir. Uykumuza kast edecek kafeinli içeceklerden özellikle akşam saatlerinde uzak durmak yerinde olacaktır. Ayrıca düzenli tekrarların öğrenmeyi sağladığını bilim adamları ifade ediyorlar, unutmayalım.

  • Analitik-Kritik Düşünceye Önem Verelim:

Kritik ve analitik düşünme, temelde zihinsel işlevlerin kullanıldığı bilişsel bir beceridir/aktivitedir. Dikkat, hafıza, muhakeme, algılama ve çıkarsama yapma gibi bir dizi zihinsel sürecin, eş zamanlı olarak etkileştiği, bir süreçler bütününü temsil eder. Üniversitelerde Analitik-Kritik düşünce dersleri varsa bunu değerlendirelim. Bu dersler, bize problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerini kazandıracaktır.

  • Öğretim Üyelerinden Yararlanalım:

İnsanlar hakkında önyargı da bulunmak nasıl yanlışsa hocaları da kutsamak ya da küçümsemek o kadar yanlıştır. Hocalarımız bizden daha fazla bilgilidir. Yararlanmaya çalışalım. Özellikle hocalarımızın ekstra ders halkaları, seminerleri, konferansları, sempozyumları varsa takip edelim. Uluslararası ve Türkiye’de akademik camiada adı altın harflerle yazılanlar, sadece örgün eğitimle yetinmemişler, bir ve ya birçok hocanın önünde diz çökmüşlerdir.

“Bilgisiz benim,yok hiçbir sözüm,

Ey bilgin,kölenim,senindir özüm.”(Atasözü)

  • Bir Fikrimiz Olsun:

Dünyada ve Türkiye’deki gelişen olayları değerlendirebilmemiz ve bir fikrimiz olabilmesi için tarihimiz edebiyatımız, kültümüz ile inancımızın temel kaynaklarından az-çok okumamız gerekmektedir.

“Okumadan âlim, yazmadan kâtip olunmaz.”(Atasözü)

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayız.

Bir de seyahat ederek ve seyrederek kendimizi geliştirir, dünyayı ve ülkemizi tanıma fırsatını buluruz.

  • Üniversitelerdeki Programları Gözümüzde Büyütmeyelim:

Farabi, Mevlana, Erasmus gibi yurt içi ve yurt dışı değişim programları bize katkı sağlayacaksa (yabancı dil, akademik birikim gibi) tercih etmeliyiz. Bu programlardan yararlanabilmek için de gerekli başvuru şartlarını yerine getirmemiz gerekmektedir.

  • Sorumlu Olduğumuzu Unutmayalım:

“Sanma ki ey hâce senden zer u sim isterler, Yevme yenfau da kalb-i selim isterler” (Bağdatlı Ruhi)

(Senden kıyamette altın gümüş değil, selim bir kalb isterler.)

Şairimiz Baki: Âvâzeyi bu âleme Davud gibi sal, Baki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş”

Bu dünyada gök kubbe altında her şey geçicidir. Geriye kalan iyiliklerdir.

Yaşadığımız hayatın geçici olduğunu ve imtihan dünyasında olduğumuzu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Ahiretin tarlasının dünyada olduğunun bilincinde olarak hareket edelim. İnsanlar hakkında kötü zandan kaçınalım.

  • Yakında Yetişkin İnsanlar Olacağız:

Okul bitince, herkes bizden iş ister, eş ister ve aş ister.   23-24 yaşında üniversite mezunu birisi ailesine el açamaz.

O zaman haydi !

Eş, iş, aş, en önemlisi hakka yakın olmak için zahmete ve sonunda rahmete kavuşmak amacıyla...

Selam ve dua ile..