Birlik Vakfı Konya Şubesi’nin İl Halk Kütüphanesi’nde düzenlediği “Medeniyet ve Tarih Bilinci” konulu sohbetten çıktıktan sonra kütüphane çevresine toplanan üç erkek gençten biri, akıllı telefonundan bulduğu bir şarkıyı mobil hoparlörden kızlı erkekli genç topluluğa dinlettiriyordu. Bir erkek tarafından söylenen şarkıda “Hayatı s……” şeklinde küfürlü bir söz işittim.

Küfürlü söz kanıma dokundu! Geriye döndüm ve o küfürlü şarkıyı dinlettiren şirazesi bozuk genci; “İyiliği emredip kötülükten sakındırmak sadakadır” sözüne uygun bir şekilde şu sözlerle uyardım: Hayat kelimesinin ne olduğunu biliyor musun? Hayır dedi. ‘Hay’dan gelir. HAY Allah’ın 99 güzel isimleri arasındadır. Hayat canlı, canlılık ve dirilik demektir. Yeryüzündeki bütün canlılara hayat veren O’dur dedim. O şarkıyı söyleyen kişi, Allah’a ve Tanrı’ya küfrediyor, dedim. Bana cevap olarak “niyetlere göre değişir” dedi. Ben de o kişinin ameli bozuk. Ameli bozuk olanın niyeti de bozuk olur. Çünkü ameller niyetlere göre dedim. Benim görevim, seni bu konuda uyarmak ve doğru ile iyiyi tebliğ etmekten ibaret dedim ve oradan ayrıldım.

Ömrümde ilk defa ‘hayat’a küfredildiğine şahit oldum. O şarkıyı söyleyen kişi, gençleri isyana teşvik etmek için o çirkin ve menfur sözü bilerek ve isteyerek söylüyordu. Bundan dolayı o kötülüğe olur veren gence sözle müdahalede bulundum. Ramazan Altıntaş Hoca’nın “Allah'ın Güzel İsimleri Esma-ül Hüsna” adlı kitabında El-Hayy esması hakkında şu ifadelere yer veriliyor: “Gerçek hayat sahibi, ebedî hayatla diri olan. Hayat kelimesinden sıfat olan Hayy kelimesi, ‘hayat sahibi, diri’ mânâsına gelir. Allah için O, diridir (haydır) denildiği zaman, bunun anlamı, O ölümsüzdür, demektir. Burada ‘hayat’ sıfatı, yalnız Allah’a mahsustur.”

Yeryüzünde ne varsa her şeye ‘hayat’ veren O’dur. Allah, her an bir iştedir. Her salise, her saniye, her dakika, her saat ve her gün her şey değişim halindedir. Kendisini bilmeyen, kendi varlığının şuuruna ermemiş olan, cansız ve ölüdür. Spermden insan, gıdadan hayvan, yumurtadan civciv, topraktan bitki, cahilden âlim, kâfirden mü’min çıkaran da O’dur.

Hayata çağrı, Allah’a çağrıdır. Hayata sövme, Allah’a çirkin sözle saldırmak demektir. “Biz her şeyi sudan yarattık” diye bize haber veren Allah’a şirk koşmak demektir. Yerde ve gökte bulunan bütün canlılara ve ölünden sonra da insanlara hayat veren Allah’tır. Ölü kalpleri “El-Hayy” ismiyle dirilten Allah, ölü olan topraklara, gökten yağmur indirmek suretiyle hayat verir. Allah’ın el-Hayy ismiyle aynı kökten türeyen “el-Hayâ” sözcüğü, hayatla bağlantılı olarak ‘yağmur’ mânâsına da gelir. Çünkü bitkiler, can suyu olan yağmur sayesinde yaşarlar. Yalnız bitkiler değil, bütün canlılar sudan halk edildiğine göre; insan da su ve topraktan yaratılmıştır. Üstâd ne diyor: “Rengimize baksınlar, kandan çamurdanız.”

Biz biliyoruz ki dünya ve âhiret, Allah’ın Hay ismiyle var olmuştur. Kur’an bizim neyimiz oluyor? “Kur’an, bizim hayat kitabımız” olduğuna göre, ondan uzak olan gönüller ve fikirlerin de ölü hükmünde olduğunu bileceğiz. Bu hayatı da iyi, güzel ve doğru biçimde ve fillerimizle anlamlı kılmalıyız ki, öteki hayata yatırım yapmış olalım.

Uydurukça “yaşam” kelimesini bir kenara atıp, hayata sövmek yerine, her Müslüman, gücü nispetinde Allah’ın “el-Hayy” ismine hayat verme yolunda mücadele etmelidir. Eski evlerde bahçeye bakan, üstü kapalı, önü ve bâzan yanları da açık sofaya da “hayat” deniliyordu. Hayat bir yaşama tarzıdır. Hayat geçim demektir. Hayat yaşama şevki, canlılık ve hareketlilik demektir. Kıymetli okurlarıma; hayâtı gitmiş, memâtı kalmış insanlardan değil, hayat dolu ve içinde yaşama sevinci olan kullardan olmalarını temenni ederim.

KOZAKLI KOP ASTRONOMİ KÜTÜPHANESİ

Efendim, şifa bulmak ve yorulan vücudumuzu dinlendirmek için Ahmet Akalın dostumun tavsiyesiyle, Ortaabacı Turizm ile Nevşehir’in kaplıcalarıyla ünlü şirin ilçesi Kozaklı’ya beş günlüğüne bir seyahat yaptık. Kozaklı’ya ilk gelişim. 2007’de hizmete giren Divaisib Termal Otel’de odamıza yerleştik. Termal su harika! Sıcak suya giriyor, havuzda yüzüyor ve bol bol su içiyorsunuz.

İkinci gün eşimle birlikte Kozaklı’yı tanımak için kısa bir geziye çıktık. Kozaklı, 2020 nüfus sayımına göre 13.000 nüfusa sahip küçük bir ilçe. Burada çoğu otel olmak üzere 30 adet tesis, 9 bin yatak kapasitesiyle termal ve sağlık turizmine hizmet veriyor. İlçede 120 yataklı Kozaklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi de var. Jeotermal su, Hamamorta Mevkiinde MTA’nın 1996’da yaptığı derin sondaj sonucunda bulunmuş.

Beni asıl heyecanlandıran ise “Kozaklı KOP Astronomi Kütüphanesi” oldu. Kütüphane görevlisi Ali Akalın’la tanıştım. KOP İdaresi tarafından finanse edilen tematik kütüphanenin bu yılın ocak ayında törenle hizmete açıldığını ve projeye, iki meraklı öğretmenin ön ayak olduğunu söyledi. Kütüphane anaokulu, ilk, orta ve lise öğrencilerine hitap ediyor. Eskiden lokanta, düğün salonu olarak kullanılan belediyeye ait mekânın kütüphane yapılmasına sevindim. Dilerim okuyucusu ve talebesi bol olur. Anaokulu, ilk ve ortaokul talebeleri için güzel bir ortam. Ali Bey’e NASA’nın yakından takip ettiği ve benim gözlerimi gökyüzüne ve fezaya çeviren Mehmet Emin Eminoğlu hocamdan da bahsettim. Ali Bey, bu kütüphaneden Hacı Bektaş’ın da istediğini bize duyurdu. Sohbet derinleşince dudaklarından şu güzel söz süzüldü:

“Hüzünlendiğin zaman gökyüzüne, neşelendiğin zaman toprağa bak.”