Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’yı gerçekten severim…

Dürüst, idealist, liyakat sahibi, yani başarılı ve yetenekli, ayrıca da kurumun içerisinden gelen bir Başkan…

“Futbolu, futbolcular yönetsin” deriz ya, işte onun gibi bir şey…

Belediyeci yani…

Gökten zembille inenlerden değil…

Sporcu kimliği de kendisini sevme nedenlerimden en önemlisi diyebilirim…

Uzun zamandır tanıdığım bir insan…

İsmi Karatay Belediye Başkanlığı ile anıldığı dönemlerde çok sevinmiş, bizzat kendisi ile de bu sevincimi paylaşmış, paylaşmadan öte de desteklemiştim…

Kendisine oy verenlerin, yani seçmenlerinin yüzünü kara çıkarmayan işlere imza atması, dahası insanlara yatırım yapması ve en önemlisi de “gülen yüz” olması çokça artılarının sadece minik bir kısmı…

Ben Karataylıyım…

Hem de Karatay’ın en eski mahallesi olan Sedirlerliyim…

Dolayısıyla yapılan hizmetlere birebir şahidim…

Karatay’ın alacağı bir kamyon dolusu hizmet var…

Tabi ki bunlar zamanla olacak işler…

Ve de parayla…

Karatay’ın para sorunu olduğunu düşünmüyorum, hoş kendisi de altını çizdi bu konunun…

Ağlayıp sızlamadı…

Güzel işler, güzel projeler için hem emek, hem de para harcıyor…

Yatırımlarının hepsi insana yönelik yatırımlar…

Eyvallah…

Malum Karatay’ımız biraz sıkıntılı bir bölge!

Farklı projeler, farklı yatırımlar yapılamaz mı?

Mesela Hasan Kılca Başkan, sağlıkla ilgili, eğitimle ilgili, spor yaptırma ile ilgili önemli adımlar atamaz mı?

Örneğin sanatsal bir faaliyet gösteremez mi?

Bunun için de mekan aramaya gerek yok…

Karatay Şehir Parkı’nda, özellikle yaz aylarında haftada ya da 15 günde bir olmak üzere, müzik festivali organizasyonu yapılamaz mı?

Maske ve mesafeler dikkate alınarak neden olmasın?

“Sağlıklı Karatay Hareketi” gibi, “Okuyan Karatay Hareketi” gibi, “Spor Yapan Karatay Hareketi” gibi, projelere kafa yoramaz mı?

Bence yormalı…

Çünkü, Karatay’ın ne kadar yatırıma ihtiyacı varsa, Karataylı’nın da yukarıda saydığım güzel ve hoş işlere ihtiyacı var gibi…

Karatay’da yaşayan bir insan olarak meramımı anlatmaya çalışıyorum…

Karatay’ı biliyor, Karataylıyı tanıyorum.

Xxx

Hasan Başkanla biraraya gelmişken, kendisine Tatlıcak tesislerini sordum…

Daha doğrusu, tesislerin yıkılması konusuyla ilgili görüşlerini öğrenmek istedim…

Çok şeyler söyledi…

Ben sadece ikisini sizlerle paylaşmak istiyorum…

1-Tatlıcak tesislerinin Konyaspor’a kazandırılması Bakanımız Murat Kurum ile Konyaspor Başkanımızın başarısıdır…

2- Kayacık’ta yapılan projenin bitmeden buranın yıkılmasını bende doğru bulmuyorum. Tatlıcak Tesisleri Konyaspor’un mülkünde. Kaynak ihtiyacı varsa bankadan kredi çekmek yerine buranın elden çıkarılması daha doğru olur ancak Kayacık’ta yapılacak tesisin bitmesinden sonra buranın elden çıkarılmasının daha yararlı olacağı düşüncesindeyim.

xxx

Tatlıcak tesislerinden yola çıkarak, Konyaspor Kulüp Başkanı Fatih Özgökçen’in bir gazeteye yaptığı açıklamayı aklım almadı…

Şaka gibi...

“Altyapıya büyük önem veriyoruz. Alt yapı kurmaylarımız ile sık sık toplantılar düzenliyoruz. Kulüplerin mali sıkıntı yaşamaması için kendi öz kaynaklarını kullanması gerekli. Buradan yetiştireceğimiz gençlerimizle Konyaspor hem mali anlamda hem de sportif başarı anlamında iyi yerlere gelecektir” buyurmuş…

Mehmet Hançerli döneminde dünyanın parası verilerek yapılan ve bırakın altyapıyı, birçok süper lig kulübünde dahi bulunmayan bir tesisi yıkıyorsun, sonra da “Altyapıya büyük önem veriyoruz” diyorsun…

“Bu ne perhiz, ne lahana turşusu?” diye sormazlar mı adama!

Şimdi altyapı oyuncuları, teknik adamları, çalışanları kara kara düşünüyorlar…

Nerde kalacaklar, nerede antrenman yapacaklar belli değil…

Bir ara yurtta kalacakları dillendirildi…

Ne kadar doğru bilmiyorum…

1922 Konyaspor’un durumu mu?

Büyük bir ihtimalle ya Zafer’e taşınacak ya da bir otele…

Umut bağladığın, Konyaspor’un geleceği olarak gördüğün çocukların kalacağı tesisleri yap, ondan sonra yıkar mısın, satar mısın, kiralar mısın, ne yaparsan yap!

Yazık…

Mali durum sıkıntılı, eyvallah…

Durum ne olursa olsun, yöneticilik marifeti elindeki taşınmazları elden çıkarmak değil, sponsorlar bulmaktır.

xxx

Kulağıma bazı iç acıtan şeyler geldi, ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilmiyorum, ama ateş olmayan yerden de duman çıkmazmış...

Birincisi, Hilmi Kulluk tarafından, Konyaspor Yatırım A.Ş çatısı altında kurulan, KS Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Anonim Şirketi lağvediliyormuş!

Bilmiyorum…

İnşallah yanlış bir duyumdur…

Güvenlik konusunda hizmet dışarıdan alınacakmış!

Eyvah!

Neden “eyvah” dediğimi Zahir Renklibay’a sorsun Fatih Başkan…

Zahir Renklibay anlatır hikayeyi kendisine…

İkincisi de, İstasyon caddesindeki Alman evi, yani Konyaspor müzesinin kapısına kilit vuruluyormuş!

Sebep?

Stada taşınacakmış!

Alman evi, Konyaspor’un marka değeri ve imaj probleminin çözüldüğü, insanların ziyaret ettiği, geleceğin büyük Konyaspor taraftarı olacak çocuklarımızın ve gelinle damatların fotoğraf çektirdikleri bir mekan…

Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile TFF Başkanı Nihat Özdemir bizzat açılışını yapmışlar ve o dönemin başkan ve yönetimini tebrik etmişlerdi…

İçerisinde storu da bulunan müze keşke yerinde kalsaydı.