HARFLERİMİZİ VE TÜRKÜ (TÜRKÎ)LERİMİZİ...

Abone Ol

HARFLERİMİZİ VE TÜRKÜ(TÜRKÎ)LERİMİZİ ELİMİZDEN ALANLAR!

2008 senesine kadar TRT4 isimli bir televizyon kanalı vardı. Bu kanalda kahir ekseriyet Türk müziği yayınlanırdı. Kendine mahsus sazlarla, kendine mahsus usûl ve seslerle türküler, şarkılar yayınlanırdı. Abur cuburluklardan bunalan TV izleyicisi bu kanalda kendine serin bir alan bulabilirdi.  Bu kanal 2008 senesinde 'TRT Çocuk' haline getirildi. Bir müzik kanalı olarak TRTM (Müzik) kuruldu ve yayına başladı. Reisicumhurun da hazır bulunduğu açılış merasiminde Tarkan, muhteşem (!) bir konser verdi.

Açılış merasiminin verdiği işaretler bu kanalın arabesk-pop müziğin nadide (!) mahsullerinin yer bulacağı bir kanal olacağını gösteriyordu.

Nitekim musiki zevkinden nasipdâr olmuşların uzun müddet seyredemeyeceği bir kanal halinde şu an.  Bu yazıyı kaleme aldığım şu vakitte (17.01.2014 saat 12:16) 'Akşam Sefası' diye daha önce kaydedilmiş bazı şarkılar yayınlanıyor:

“Gel vefasız, 

Ah kitapsız yanıyorum arzularınla

...”

Arabesk şarkılar bir solist tarafından Türk Müziği sazlarıyla ağırlaştırılmış bir hale getirilerek söyleniyor. Solistin arkasında bu kanalı her açtığımda karşıma çıkan uzun boylu yakışıklı 3-4 beyefendi, yanlarında uzun boylu alımlı 3-4 hanımefendi. 

Doğrusu boylarına postlarına diyecek yok. Zevahir ve suretleri moda ölçülere uygun; lâkin musiki mevzuunda selâhiyetleri her programda arz-ı endam etmeye kâfi değil. 

Taverna, gece kulübü, gazino havaları rafineleştirilmiş edası verilerek takdim ediliyor izleyiciye. Kulağı küpeli oğlanlar yarı fantezi, yarı arabesk şarkıları kafalarına göre sündürüp sündürüp söylüyorlar.  Değil seyretmek bu mevzuyu bu satırlarda teferruatlandırmak bile ıstırap verici. Orijinal bir şarkı/türkü'ye nadirattan, eser derecesinde yer alabiliyor.  Hâkim hava, has muzikten tamamen kopuk.

Yeni kanunla elektrik faturalarından yapılan kesintilerle astronomik bütçeleri idare ve tevzi eden TRT'nin imkânlarından kimler istifade ediyor? Hangi kültürün neşvü nemâ bulmasına zemin hazırlıyor TRT?

1. Reisicumhur döneminde, 1930'lu yıllarda Türk müziği yasaklanmıştı hatırlayın. Bu yasağın kaldırılması gündeme geldiğinde bir CHP milletvekili “Türk musikisi mütesettir irtica'dır” deyivermiş. Türkülerimiz ve şarkılarımız da ayet ve hadislerden bahsedilmiyor belki. Ama bu şarkılar milli hayatımızın hâkim olduğu bir vasatta, iklimde dile gelen sözler ve sesler. Zımnında hep o bize mahsus hayatın pırıltıları var. 

Biz öyle bir milletiz ki elimizde olanın kıymetini düşmanlarımız bizden daha iyi bilir. Türk musikisine düşmanlık, millet hayatına düşmanlığın bir işaretiydi. Resmi mercilerce hakir görülen Türk müziği gazinolarda hayatını devam ettirmeye çalıştı. 

Doğru saymış isem, Turksat uydusundan 13 farklı kanalda televizyon yayını yapıyor TRT.  2008 senesinden beridir, TRT Televizyonlarında ağız tadıyla Türkü ve Şarkı dinlemekten men edilen bir milletiz. Geriye bir 'TRT Türkü' ile 'TRT Nağme' adlı radyo kanalları kaldı. Bizde bu aymazlık olduktan sonra TV kanallarının başına gelen akıbetin radyo kanallarının da başına gelmesi pek muhtemeldir.  TRT Türkü'de arabeskleşme eğilimleri şimdiden bariz olarak hissediliyor. 

Her milletin kendine mahsus bir şekli, ahengi-ritmi vardır. Türk milleti de şeklini, ahengini yazısı ve musikisi ile muhafaza ediyordu.  Farklıymış gibi yapan siyasi kamplarda faaliyet yürütseler de yazımızı elimizden alanlarla musikimizden bizi mahrum bırakanların mensubiyet ve zihniyetleri aynıdır. 

Türkiye'de kaç tane Türk müziği konservatuarı var? Şu an itibariyle Batı tekniği ile eğitim almamış Türk musikisi konservatuarlarından mezun olan talebelere müzik öğretmenliği hakkı tanınıyor mu? 

Millî bir davaya mensup olduğunu iddia edenlerin davalarının sahici mi yoksa sahte mi olduğunu teşhis için evvela bu iki mevzu'muz/mevzi'mizle kurdukları irtibata/irtibatsızlığa bakılmalı. Diğer hususlar sonra gelir.   

“İlk işimiz; harflerimizi ve musikimizi geri almak” diyen bir siyasi teşekkül var mı? 

“Abi şimdi bunların sırası mı?” diyenlerdenseniz kandırılmaktan şikâyetiniz yok demektir. 

28 Rebiül Evvel 1435