Geçen haftanın devamı:

       HALİD B.VELİD (R.A): 2

        Umretü'l-kazâ için Hz. Peygamber'le birlikte Mekke'ye gelen Velîd kardeşi Hâlid'i bulamayınca kendisine verilmek üzere bir mektup bıraktı. Bu mektupta, İslâmiyet'i kabul etmemesini ve bu dinden uzak durmasını hayretle karşıladığını belirttikten sonra Resûlullah'ın kendisini sorduğunu ve “Hâlid gibi bir insanın İslâm'ı tanımaması ne tuhaf! Keşke o, gayret ve kahramanlıklarını Müslümanların yanında müşriklere karşı gösterseydi; bu kendisi için çok daha hayırlı olurdu. Biz de onu başkalarına tercih ederdik” dediğini bildirdi. Kardeşinin mektubunu okuyunca Müslüman olmaya karar veren Hâlid b. Velîd, Osman b. Talha ve Amr b. As ile birlikte 1 Safer 8 (31 Mayıs 629) tarihinde Medine'ye gitti. Mescid-i Nebevî'de Hz. Peygamber'in huzurunda kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Bunun üzerine Resûlullah, “Seni doğru yola ulaştıran Allah'a hamdolsun! Seni yalnızca hayra ulaştıracağını umduğum bir aklın olduğunu biliyorum” dedi. Hâlid, günahlarını bağışlaması için Allah'a dua etmesini kendisinden isteyince Hz. Peygamber, “İslâmiyet daha önceki günahları siler” cevabını verdi. Hâlid öyle de olsa dua etmesini isteyince Resul-i Ekrem aynı cevabı tekrarladı. Bu cevaba rağmen, “Öyle de olsa ya Resûlullah dua buyursanız” deyince Hz. Peygamber, “Allah'ım! Daha önce yaptıklarından dolayı Hâlid'i bağışla!” diye dua etti. Resul-i Ekrem, Ensar'ın ileri gelenlerinden Harise b. Nu'mân'ın kendisine bağışladığı Mescid-i Nebevî civarındaki evlerden birini Hâlid'e verdi. Evin darlığından şikâyet edince de, “Binayı yukarıya doğru yükselt; Allah'tan da genişlik iste” dedi.

       Hâlid Müslüman olduktan sonra üç yıl kadar Hz. Peygamber'in emrinde ve sohbetinde bulundu. Müslüman olarak katıldığı ilk savaş Mûte Savaşı'dır. Hâlid bu savaşta, İslâm ordusunu Bizans ordusunca imha edilmekten kurtardı. Medine'ye dönünce Resul-i Ekrem kendisine “Seyfullah” (Allah'ın kılıcı) unvanı verdi. Mekke'nin fethinde, dört kol halinde şehre giren İslâm ordusunun sağ kol birliğinin kumandanlığını yaptı. Handeme dağının eteklerinde, kumandanlığını Safvân b. Ümeyye'nin yaptığı Kureyş birliğini kısa bir sürede bozguna uğratarak şehrin fethi sırasındaki tek mukavemeti kırdı. 25 Ramazan 8 günü Hz. Peygamber onu Nahle vadisinde bulunan Uzzâ putunu yıkmakla görevlendirdi. Hâlid Nahle'ye ikinci gidişinde putu yıkıp Resul-i Ekrem'in yanına döndü. Mekke'nin fethinden sonra çevredeki bazı kabileleri İslâm'a davet amacıyla seriyyeler gönderen Hz. Peygamber, 350 kişilik bir ordunun başına Hâlid'i tayin edip Benî Cezîme kabilesi üzerine Gumeysâ'ya gönderdi. Kabile mensuplarının, “Dinimizi değiştirdik” şeklindeki sözlerinden onların Müslüman olduklarına kani olmayan Hâlid b. Velîd öldürülmelerini emretti. Bu olaya üzülen Hz. Peygamber, “Allah'ım! Ben Hâlid 'in yaptıklarından berîyim” dedi ve Hz. Ali'yi Cezîme kabilesine gönderip öldürülen otuz kişinin diyetlerini ödetti. Hâlid'i kınamakla birlikte cezalandırmadı ve kumandanlık görevinden de azletmedi. Hâlid Huneyn Gazvesinde hafif yaralandı. Kendisini ziyaret eden Resul-i Ekrem bir süre sonra, Huneyn 'de yenilip Tâif'e kaçan Sakīfliler'i takip etmekle görevlendirerek 100 kişilik bir süvari birliğini onun emrine verdi; ardından kendisi de Tâif'e gitti. Hâlid b. Velîd 'in Resûlullah'ın emrinde katıldığı son gazve Tebük Gazvesidir.  Hâlid daha sonra, zekât vermeyi reddeden Temim kabilesiyle savaşmak üzere Bütâh'a gitti. Bazı mürtedlerle kabilenin reisi Mâlik b. Nüveyre'yi öldürdü; karısı Ümmü Mütemmim ile evlendi. Peygamberlik iddiasında bulunan Secâh, Hâlid 'in mürtedlere karşı başarı kazandığını görünce iddiasından vazgeçerek bu bölgeden ayrıldı. Hâlid, Resul-i Ekrem'in nübüvvetine ortaklık iddiasında bulunan ve bazı hokkabazlıklarla kendisine bir meleğin vahiy getirdiğini iddia eden Müseylime'nin ortadan kaldırılması için Bütâh'tan Yemâme'ye hareket etti. Yolda Müseylime ve kabilesi Benî Hanife'nin Akraba adlı yerde toplandıklarını haber alınca o tarafa yöneldi; şiddetli bir savaştan sonra mürtedlerin başı ve ileri gelenleri öldürüldü. 12 (633) yılı başında sona eren ve tarihe Akraba Savaşı olarak geçen bu çarpışmada yetmişi muhacir, yetmişi Ensar'dan olmak üzere 600'den fazla şehit verildi. Hâlid, savaştan sonra Benî Hanife kabilesinden bir heyeti Medine'ye Hz. Ebû Bekir'e gönderdi. Bazı rivayetlere göre bu heyetle birlikte kendisi de Medine'ye dönmüştür.

      Hz. Ömer, Hâlid'i bir rivayete göre Ebû Ubeyde'nin vefatından sonra, ele geçirdiği ganimet mallarından bir kısmını şan ve şeref sahibi kimselere verdiği için azletmiştir. Ebû Ubeyde'nin vefatından sonra başka birinin emri altına girmeyen Hâlid b. Velîd ömrünün geri kalan yıllarını geçirdiği Humus 'ta öldü. Kabri oradadır. Hâlid b. Velîd 'in hanımları ve çocukları hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Hemen tamamı Suriye'deki veba salgınında ölmüş olan kırk kadar çocuğu olduğu rivayet edilir. Bunların en meşhuru birçok savaşa katılan Humus Valisi Abdurrahman'dır. Hâlid b. Velîd Hz. Peygamber'den on sekiz hadis rivayet etmiştir.

 

 

                                                                KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ