HAKEMİN KÖTÜ....

Abone Ol

Hakemin kötü yönetimi, ikinci yarıdaki kötü oyunun önüne geçti

Torku Konyaspor – Gençlerbirliği maçı, geçen haftaki Elazığspor maçının tersi oldu.

Elazığ maçında 2-0 geriye düştükten sonra, ikinci yarı 2-2 yi yakalayan Torku Konyaspor, bu haftaki maçta ilk yarıda 2-0 öne geçmeyi başarmasına rağmen, ikinci yarıda üstünlüğünü koruyamadı ve maç 2-2 ye geldi.

Ayrıca Elazığ maçında Konyaspor aleyhine verilen 2 penaltı yanında verilmeyen 2 penaltı daha vardı. Gençlerbirliği maçında ise, Konyaspor lehine verilmesi gerekip de verilmeyen 2 penaltı vardı.

Elazığ maçından sonra şu cümleleri yazmıştım:

“İlk yarıda verilen 2 penaltı yanında verilmeyen 2 penaltı daha olduğunu göz önüne alırsak, Konyaspor ilk 45 dakikada 4 penaltıdan 4-0 mağlubiyetle soyunma odasına gidebilir ve kırılması zor bir rekora imza atabilirdi.”

Geçen hafta mademki, aleyhimize verilmesi gereken 2 penaltıyı açık yüreklilikle yazmışız, şimdi de lehimize verilmesi gereken 2 net penaltı ile 1 kırmızı kartı da yazmamız gerekir.

İlk yarıda Konyaspor'un 2 net penaltısını vermeyen hakem, ikinci yarıda ev sahibi takım lehine verdiği haksız penaltı ile maça damgasını vurdu ve sonuca doğrudan etki etti. Böylece Konyaspor'un 2 puanı gasp edilmiş oldu.

Gole gitmekte olan Djalma'ya yapılan hareket kesinlikle penaltı ve kırmızı karttı. Ayrıca 6 pas içine yapılan ortada futbolcumuzun boğazına atılan dirsek penaltı olmaz da ne olur?  Djalma'nın baldırına basılması da es geçilecek değil, kırmızıyı en azından sarıyı gerektiren bir hareketti.

Maçın ilk yarısı ile ikinci yarısı çok farklı bir görüntüde cereyan etti.

İlk yarıda Gençlerbirliği'ne oranla daha üstün bir görüntü veren, gol pozisyonlarına giren, rakip kaleye kolaylıkla inebilen ve iki de gol atan Konyaspor'a ne olduysa oldu, ikinci yarı hiç pozisyon bulamayan, bütün saha üstünlüğünü rakibe kaptıran ve kalesinde pozisyon üstüne pozisyon gören bir Konyaspor'a dönüştü.

İlk yarıdaki Konyaspor üstünlüğünde Hleb'in payı çok fazla idi. Bütün pozisyonların hazırlanmasında birinci derecede rolü olan Hleb'in her iki golde de imzası vardı.

İlk golde hem ilk pası veren hem de kaleciden dönen topu tamamlayarak golü kaydeden Hleb, ikinci golde de yandan altı pasa kadar taşıdığı topu 'al da at' diye Thorvaldsson'a aktardı ve fark 2 ye çıktı. Böylece Hleb, bir gol ve bir asist ile Konyaspor takımının yıldızı oldu.

Mehmet Özdilek'in yaptığı iki hamle ile ikinci yarıya hızlı başlayan, oyun üstünlüğünü tamamen ele geçiren, biri penaltıdan olmak üzere 2 gol bulan, bir golü çizgiden, diğer bir golü de direkten geri dönen, ayrıca 3-4 tane daha net pozisyon bulan bir Gençlerbirliği takımı vardı sahada!

Futbolcularımızın 2-0 dan sonra girdiği psikolojik rahatlıkla başladıkları ikinci yarı Konyaspor açısından çok kötü geçti. Bir de 46. dakikada gelen gol var ki, bu gol Konyaspor'u abandone haline getirirken Gençlerbirliği takımına doping etkisi yaptı.

İkinci yarıda Konyaspor bırakın pozisyon üretmeyi, Gençlerbirliği ceza sahasına bile girmekte zorlandı. Sahada ikinci 45 dakikada rakip ceza alanında sadece birkaç defa görülebilen bir Konyaspor izledik.

Konyaspor'un yediği ilk golde kaleci İtandje'nin yan top zaafı yine kendini gösterdi ve serbest atıştan gelen bir adım önündeki topa müdahale edemeden golü yedi. Gençlerbirliği'nin ikinci golü haksız ve uyduruk bir penaltı sonucu geldi.

İlk yarıda 2 golün yanında, net 2 penaltının 1 i bile verilse idi maç sonucu kesinlikle bambaşka olurdu. Verilmeyen penaltıların yanında en azından bir de kırmızı kart olduğunu göz önüne alırsak normal şartlarda fark olması gereken bir maçta Konyaspor zar zor beraberliği kurtardı. Neyse 1 puan hiç yoktan iyidir.

Maçtan sonra hakeme sert tepki gösteren Mesut Bakkal sonuna kadar haklıdır. Böylesine büyük hatalar yapan ve yanlış kararları ile maçı bir takımdan alıp diğerine hediye eden bu hakemlerle lig nasıl geçer anlamak mümkün değil.

Evet, Torku Konyaspor ikinci yarıda çok kötü idi ama hakemin kötü yönetimi, kötü oyunun önüne geçti ve maçın sonucuna direk etki etti. Her şeye rağmen bu maç geçti, Trabzonspor maçına çok sıkı hazırlanmak gerekir.