ABDURRAHMAN B. AVF(R.A.):

Asıl adı, Ebu Muhammed Abdurrahman b.  Avf b. Abdiavf el- Kureşi ez-Zuhri olan Abdurrahman, fil vakasından on yıl sonra Mekke'de doğdu. Cahiliye döneminde Abdü Amr veya Abdü'l- Kâbe adı Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Abdurrahman olarak değiştirildi. Genç yaşından itibaren ticaretle uğraştı. Cahiliye döneminde içki içmeyen, güzel ahlak sahibi bir insan olarak tanınırdı. İslam'a ilk inanan on Müslümandan biri olmuş ve Müslüman olmasında sıkı bir dostluğa sahip olduğu Hz. Ebu Bekir'in çok büyük rolü olmuştur.

 Hz. Abdurrahman Mekke'de müşriklerin şiddet ve baskıları artınca önce Habeşistan'a sonra da Medine'ye hicret etmiştir. Hz. Peygamber onu Ensar'dan Sa'd b. Rebi ile kardeş ilan etmiştir. Hz. Abdurrahman peygamberimizle bütün savaşlara katılmış Uhud Savaşında almış olduğu yirmiden fazla yara sebebiyle ayağı topal kalmıştır.

Hicretin altıncı yılında Dümetülcendel üzerine yapılan savaşta peygamber onu kumandanlığa getirmiş ve başına sarık bağlamıştır. Savaşı kazandıktan sonra Hz. Peygamberin talimatıyla kabile reisinin kızıyla evlenmiştir. Tebük seferi sırasında imamlık yapmış ve bu namaza peygamberimizde katılmıştır. Böylece o da Hz. Ebu Bekir gibi Allah'ın Resulüne imamlık yapma rütbesine erişmiştir. Ayrıca peygamberimiz vefat ettikten sonra onu kabre indiren dört sahabeden biridir.  Hz. Ebu Bekir halife seçildikten sonra ona müsteşarlık yapmış, hastalandığı zaman Hz. Ömer'i halife seçme konusunu ilk defa ona açmıştır. Hz. Abdurrahman, Hz. Ömer'in hilafeti sırasında da görevlerini aynı şekilde devam ettirmiş, hatta ashabın sormaya çekindikleri soruları ve söylemeye çekindikleri meseleleri onun aracılığı ile intikal ettirmişlerdir.

Hz. Ömer'e o derece yakındı ki beraber geceleri Medine sokaklarını dolaşır asayişi kontrol ederlerdi. Hz. Ömer Mecusi bir köle tarafından hançerlenince yerine onu imam tayin etti ve halifeyi seçecek altı kişilik şuraya dâhil etti. Hz. Osman ve Hz. Ali'den başka kendisi de aday olduğu halde adaylıktan çekilerek halifeyi bizzat tayin etme görevini üzerine aldı. Halkın arasında bir çeşit” kamuoyu yoklaması “yaparak Hz. Osman'ı halife ilan etti. Onun halifeliği zamanında da hac emirliği ve müsteşarlık görevine devam etti. Hz. Abdurrahman b. Avf yetmiş beş yaşında iken Medine'de vefat etti, vasiyeti üzerine cenaze namazını Hz. Osman kıldırmıştır. Mezarının nerede olduğu hususunda klasik kaynaklar dışında, öteden beri Siirt Pervari'li halk onun mezarının Pervari'ye bağlı Yukarı Balcılar köyünde olduğuna inanmaktadır. Son zamanlarda mezarı mermerle çevrilerek ziyaretgâh haline getirilmiştir. Bu durum yöre halkının Hz. Abdurrahman'a bir sevgi nişanesi olarak görülmelidir.

Abdurrahman b. Avf hem cahiliye döneminde hem de İslam devrinde ticaretle uğraşarak büyük servetler kazanmış, bu kazandığı serveti İslam yoluna harcamaktan çekinmemiştir, hatta bir seferinde beş yüz deve yükü bir kervanı bir defa da bağışlamış ayrıca bir günde otuz köleyi azat ederek ne kadar cömert biri olduğunu göstermiştir. Hz. Peygamberden hadis rivayet etmekte çok titiz davranmış bu sebeple fazla hadis nakletmemiştir. Kaynaklarda ondan rivayet edilen yalnızca altmış beş hadis yer almaktadır. Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman döneminde fetvaya ehil görülen kişilerden sayılmıştır. Hz. Abdurrahman b. Avf'ın fetvaları küçük bir risale oluşturacak hacimdedir.

                                                                  

KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ