Hz. Peygamber ve Hz. Ömer zamanlarında vergi tahmin memurluğu yapan sahabedir. Künyesi; Ebu Abdullah Cebbar b. Sahr b. Ümeyye el Ensari (ö. 30/650-51) Medineli olup Hazrec kabilesinin Benî Selime kolundandır. Hz. Peygamber’e biat eden hanımlardan biri olan annesi Suâd bint Seleme de aynı kabiledendir.

Hicretten yaklaşık otuz iki yıl önce doğdu. Ne zaman Müslüman olduğu bilinmemektedir. Birinci ve ikinci Akabe biatlarında bulundu. Hicretten sonra Hz. Peygamber onunla Mikdâd b. Amr arasında kardeşlik bağı kurdu. Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı. Diğer bütün gazvelerde de Hz. Peygamber’in yanında yer aldı. Hayber’in fethedilmesi üzerine (7/628) Hz. Peygamber tarafından Zeyd b. Sabit’le birlikte ganimet mallarının tespitiyle görevlendirildi. Hayber’de kalan Yahudilerin ödeyeceği vergileri tahmin etmekle görevli olan (Hâris) Abdullah b. Revâha Mûte Savaşı’nda şehit düşünce Hz. Peygamber tarafından bu göreve tayin edildi. Cebbar hasat zamanı Hayber’e gider, üzüm ve hurma gibi mahsulü ağaç üzerinde tahmin eder, hasattan sonra yarıya bölerek Yahudilere hakkını verir, kalan kısmı beytülmal adına teslim alırdı. Birkaç yıl bu görevi yaptı. Bir ara Hz. Peygamber onu su kuyularının düzeltilmesi işiyle görevlendirdi. Hz. Ömer zamanında da Medine’de vergi tahmin memurluğunu yürüttü. Bunun yanı sıra pazar kolculuğu (hisbe) görevinde bulundu. Hz. Ömer’in Yahudileri Hayber’den çıkardıktan sonra paylaştırdığı Vâdilkurâ arazisinden Cebbar’a da bir hisse düştü.
Hz. Osman’ın halifeliği döneminde Medine’de vefat eden Cebbar’ın Hz. Peygamber’den rivayet ettiği bir hadis Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’indedir.

CEBELE b. HÂRİSE(R.A.)
Zeyd b. Hârise’nin büyük kardeşi olup, Cebele b. Harise b. Şerahil el Kelbi künyesi ile bilinmektedir.
Bi’setten önce doğduğu sanılmaktadır. Babası Harise de sahabedir. Cebele henüz çocuk yaşlarında iken annesi ölünce küçük kardeşi Zeyd’le birlikte öksüz kaldı. İki kardeş bir süre annelerinin babası olan dedelerinin himayesine girdiler. Daha sonra amcaları gelerek yeğenlerini büyütmeye kendilerinin daha lâyık olduklarını söylediler ve Cebele ile Zeyd’i istediler. Ancak dedelerinin arzusu üzerine Zeyd’i ona bıraktılar, Cebele’yi yanlarına aldılar. Kabilelerine yapılan bir baskın sonucu esir alınan Zeyd Mekke’de Hz. Hatice tarafından satın alındı ve sonra Resûlullah’a hediye edildi. Hz. Peygamber Mekke’de iken Cebele bir ara babasıyla Mekke’ye gitti. Babası Zeyd’in yanında kaldı, Cebele geri döndü. Daha sonra tekrar Resul-i Ekrem’in huzuruna çıkarak Müslüman oldu. Muhtemelen babasının ölümü üzerine Hz. Peygamber’in yanına tekrar geldi ve kardeşi Zeyd’i istedi. Resul-i Ekrem azat etmiş olduğu Zeyd’i ağabeyi ile gidip gitmemekte serbest bıraktı. Ancak Zeyd hiç kimseyi Hz. Peygamber’e tercih edemeyeceğini söyleyince Cebele geri dönmek zorunda kaldı. Esasen daha önce de Zeyd’i alıp götürmek üzere babası ile amcası Mekke’ye gelmiş, Zeyd ise Hz. Peygamber’in yanında kalmayı tercih etmişti. Cebele’ ye, “Sen mi büyüksün yoksa Zeyd mi ?” diye sorulduğu, onun da, “Ben önce doğdum, ama o benden büyüktür” dediği rivayet edilir. Cebele’nin ne zaman ve nerede vefat ettiği belli değildir.
Tabiin âlimlerinden Ebu İshak es-Sebî’î ile Ebu Amr eş-Şeybânî’nin kendisinden rivayette bulundukları kaynaklarda zikredilen Cebele’nin Hz. Peygamber’den rivayet ettiği bir hadise Nesâî’nin es-Sünen’ inde yer verdiği anlaşılmaktadır. Bu rivayete göre Cebele Hz. Peygamber’den kendisine faydalı bir şey öğretmesini istemiş, Hz. Peygamber de yatağına girdiği zaman uyumadan önce Kâfirûn süresini okumasını tavsiye etmiştir.

 KAYNAK:TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ