BEŞÎR b. SA‘D(R.A.)

    Asıl adı; Ebü’n-Nu‘mânBeşîr b. Sa‘d b. Sa‘lebe el-Ensârî el-Hazrecî (ö. 12/633)olan Kumandan sahâbîdir.

    Ashabın ileri gelenlerinden Nu‘mân b. Beşîr’in babasıdır. İkinci Akabe Biatı’nda bulundu. Bedir, Uhud ve Hendek başta olmak üzere daha sonra yapılan bütün savaşlara Hz. Peygamber’le birlikte katıldı. Hicretin 7. yılı Şâban ayında (Aralık 628) Hz. Peygamber Beşîr b. Sa‘d’ın kumandasında otuz kişilik bir birliği, Medine’ye iki günlük mesafedeki Fedek yakınlarında oturan Mürreoğulları üzerine gönderdi. O sırada kışlık vadilerine çekilmiş olan Mürreoğulları’nın koyun ve deve sürülerini ele geçiren bu askerî birlik, hayvanları Medine’ye götürürken durumu öğrenen kabile mensupları çıkageldiler ve müslümanlarla çetin bir savaşa tutuştular. Çoğu şehid düşen İslâm birliğinden sağ kalanlar geri çekilmeye mecbur oldular. Ayağından ağır şekilde yaralanan ve bayıldığı için öldüğü sanılıp bırakılan Beşîr savaş bittikten sonra kendine geldi. Geceleyin civarda bulunan bir yahudi ailesine sığındı ve yaraları iyileştikten sonra Medine’ye döndü. Aynı yıl Şevval ayında (Şubat 629) Gatafânoğulları’nın Medine’ye saldırmayı planladıkları haber alınınca hazırlanan 300 kişilik İslâm birliğine, Hz. Ebû Bekir ile Ömer’in tavsiyesi üzerine yine Beşîr b. Sa‘d kumandan tayin edildi. Hz. Peygamber’in kendisine verdiği sancağı alan Beşîr, Fedek ile Vâdilkurâ arasında bulunan Cinâb (Cebâr) ve Yümn’e doğru yola çıktı. Uyeyne b. Hısn ile iş birliği yapan Gatafânlılarmüslümanlarla savaşmayı göze alamayıp dağıldılar. Bir rivayete göre de savaşa tutuştuktan sonra bozguna uğradılar. Müslümanlar da ele geçirdikleri birçok ganimetle geri döndüler. Yine aynı yıl Zilkade ayında (Mart 629), bir yıl önceki Hudeybiye Antlaşması’na uygun bir şekilde yapılacak olan Umretü’l-kazâ seferinde Hz. Peygamber muhtemel bir savaşı dikkate alarak yanında götürdüğü silâhları muhafaza görevini Beşîr’e verdi. Hz. Peygamber’in vefatından sonra Sakīfe günü ensardan birinin halife olmasını ısrarla isteyen Medineli hemşehrilerine rağmen Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesini savunan ve ona ilk biat eden Beşîr 633’te yapılan Irak seferine katıldı ve Hîre’nin fethinde bulundu. Hâlid b. Velîd’in yönettiği Aynü’t-temr seferinde şehid oldu. Beşîr b. Sa‘d’ın Hz. Ömer’in hilâfet dönemine de yetiştiği ve onun, “Bazı konularda keyfî hareket edersem ne yaparsınız?” sorusuna “Seni ok doğrultur gibi doğrulturuz” diye cevap verdiği de rivayet edilmektedir. Câhiliye döneminde okuma yazma bilen nâdir kişilerden biri olan Beşîr, Hz. Peygamber’den rivayette bulundu ve ona çeşitli sorular yöneltip cevaplar aldı. Bir defasında Resûl-i Ekrem’e, Allah Teâlâ’nın Peygamber’e salât ve selâm getirilmesini emrettiğinden bahisle bunun nasıl yapılacağını sordu. Hz. Peygamber de, “Allāhümmesalli ve bârik” dualarının okunacağını söyledi. Bir başka sefer de karısının ısrarı üzerine oğlu Nu‘mân’ı alarak Hz. Peygamber’in huzuruna geldi ve Nu‘mân’a bir köle bağışladığını, Resûlullah’ın buna şahit olmasını arzu ettiğini söyledi. Hz. Peygamber, diğer çocuklarına da aynı şekilde bağışlar yapıp onlar arasında eşit davranmadıkça bu nevi hibelerin uygun olmayacağını belirtti. Beşîr b. Sa‘d’dan en çok oğlu Nu‘mân ve torunu Muhammed rivayette bulunmuşlardır. Urve b. Zübeyr, Humeyd b. Abdurrahman ve Şa‘bî’nin rivayetleri ise Mürsel dir.

KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

“CAHİL OLANLARIN MERHAMETİ VE LÜTFU AZDIR.”(HZ. MEVLANA)