ABDULLAH b. ABDULLAH(R.A.)

      Asıl adı, Abdullah b. Abdullah Übeyy b. Selûl el-Ensari el-Hazrecî (ö. 12/633)Medineli münafıkların reisi İbn Selûl 'ün oğlu, sahabe. Müslüman olmadan önceki adı, Hubab idi. Abdullah ismini müslüman olduktan sonra peygamberimiz vermiş ve “Hubab şeytandır” demiştir. Sahabelerin ileri gelenlerinden olan Abdullah, Bedir'den başlamak üzere Hz. Peygamber'le bütün savaşlara katıldı. Münâfikün suresinde de işaret edildiği gibi (63/7-8), Müstalikoğulları Savaşı'ndan dönerken İbn Selûl, eskiden beri yürüttüğü bozguncu hareketlerine devam ederek muhacirler aleyhinde çirkin sözler sarf etmiş, "Medine'ye vardığımızda soylu ve güçlü olanlar, zelil ve güçsüz olanları oradan kovacaktır" diyerek tahrikte bulunmuştu. Bunun üzerine Hz. Ömer, İbn Selûl 'ün öldürülmesi için Resul-i Ekrem'in emir vermesini istemiş, fakat Peygamber, Muhammed arkadaşlarını öldürtüyor tarzında bir ithama mâruz kalmamak için bu teklifi kabul etmemişti. Ancak Hz. Peygamber'in bu kararını henüz duymamış olan Abdullah Peygamber'e giderek eğer babası öldürülecekse, daha sonra intikam hissine kapılarak bir mümini öldürmemek için bu görevi bizzat kendisinin yerine getirmek istediğini bildirdi. Hz. Peygamber buna izin vermedi ve ona babasıyla iyi geçinmesini tavsiye etti. Abdullah, babası ölünce hem onun vasiyetini yerine getirmek, hem de uhrevî bir fayda sağlamak ümidiyle Peygamber'e giderek babasını kefenlemek için ondan gömleğini istedi, ayrıca cenaze namazını kıldırmasını da rica etti. Hz. Peygamber, Abdullah'ın bağlı bulunduğu Hazrec kabilesi mensuplarını İslâmiyet'e daha çok ısındırmak için gömleğini verdi ve cenaze namazını kıldırması ricasını da kabul etti. Ancak Ömer'in şiddetli itirazlarıyla karşılaştı. Ardından da Tevbe süresinin 84. Ayetinin nazil olmasıyla münafıkların cenaze namazını kıldırması yasaklandı. Hz. Âişe'nin kendisinden hadis rivayet ettiği Abdullah, Halife Ebû Bekir zamanında Müseylimetü'l-Kezzâb ile yapılan Yemâme Savaşı'nda şehit düştü.

      ABDULLAH b. HUZAFE(R.A.)

    Asıl adı, Ebû Huzâfe Abdullah b. Huzâfe el-Kureşî es-Sehmi'dir. (ö. 35/655-56) Hz. Peygamber'e elçilik yapan sahabedir.

     İslâmiyet'in yayılmaya başladığı ilk günlerde müslüman olan Abdullah, Mekke döneminin çileli hayatını yaşadı ve kardeşi Kays b. Huzâfe ile birlikte ikinci Habeşistan hicretine katıldı. Hicretten sonra Medine'ye dönen Abdullah'ın Bedir Savaşı'nda bulunup bulunmadığı konusunda ihtilâf vardır. Hâkim'in el-Müstedrek'inde yer alan bir rivayette, Ebû sa, Bedir'de onu bir bölük askerin başında kumandan olarak gördüğünü söyler. Hz. Peygamber komşu devlet başkanlarına dine davet mektupları gönderdiği sırada, İran kisrâsı'na hitaben yazdığı mektubu, üstün temsil kabiliyetine sahip olan Abdullah'ın başkanlığındaki bir heyetle gönderdi.

     Güvenilir kaynaklarda Abdullah b. Huzâfe'nin iman gücünü ve kahramanlıklarını dile getiren rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan sağlamlığı tespit edilen rivayetlere göre, Abdullah Suriye'de çarpışırken onu esir alan düşman kuvvetleri Peygamber'in ashabından olduğunu söyleyerek krallarının huzuruna çıkardılar. Kral, Hıristiyanlığı kabul ettiği takdirde kendisine önemli mevkilerle birlikte pek çok servet vermeyi vaat etti. Teklifine önem vermediğini görünce bu defa onu ölümle tehdit etti; buna da aldırmayınca başından öperse hayatını bağışlayacağını bildirdi. Yine bir sonuç alamayınca bu defa, kendi hayatıyla birlikte esir Müslümanların hayatını da bağışlayacağını söyledi. Bunun üzerine Abdullah kralın alnından öperek seksen (veya yüz) arkadaşının hayatını kurtardı. Medine'ye döndüklerinde olayı haber alan Hz. Ömer, Abdullah'ı alnından öpmenin her Müslümanın görevi olduğunu söyledi ve ilk olarak kendisi öptü

      Abdullah, hicrî 9. yılda (630) Alkame b. Mücezziz 'in kumandasındaki bir seriyyeye katıldı. Halife Ömer devrinde Suriye'nin fethinde görev aldı, Bizanslılara esir düştü. Daha sonra Mısır'ın fethinde bulundu ve Hz. Osman devrinin son yıllarında Mısır'da öldü.